Yatağıma yüzümü gömmüş yüzüm gözüm kızarmış halde ağlıyordum. Kapının çalınma sesiyle yüzümü arkama döndüm. "Sevdam annem hadi iki lokma bişey ye dündendir boğazından bir lokma ekmek geçmedi... bari beni kırma" "annem söylermisin bumu benim kaderim sen herzaman söylemezmisin benim kızım pirensesler gibidir onun bir sözü benim için yeterdir demezmisin hadi annem bunada açıklık getir...babama söyle hayır desin annem ben evlenmek istemiyorum...hani beni sevdiğimle evlendirecektin...annem kurbanın olayım hayır de..." yüzüme bakıp ağlayan annemi daha fazla üzmeyip" tamam anne eğer babamın isteği ve senin isteğiniz buysa kabul ediyorum ...ama şunu bilin ki size asla hakkımı helal etmeyeceğim...sen bana böyle söz vermemiştin anne sen bana pirensesim dedin saçının bir teline zarar gelirse dünyaları yakarım dedin şimdi ne değişti ...
Sana bir zararım olduysa söyle." Annemin yüzüne baktığımda ağlamaktan kızarmış gözlerini ve titreyen dudaklarını aralayarak " kızım sevdam ne desen haklısın ama birde abini düşünsen ben senin için nasıl hayaller kurmuştum hatırlıyorsun değil mi hiçbirinin içinde abin varmıydı... ben onun sana zarar verceğini bildiğim için hayallerimin arasına onu koymadan kurdum o hayalleri ... hani hep derdin ya annem neden içinde abim yok diye bende derdim ki zamanı geldiğinde öğrenirsin derdim ... kastettiğim şey tabiki bu değildi bunu asla ama asla düşünemezdim. Beni affet kızım nolur affet " diyip yemeği yanıma bıraktı ve koşarak kapıdan çıktı. Arkasından sadece bakakalmıştım. Kapının tekrar çalınmasıyla annem olduğunu düşünerek " anne aç değilim yemek falan yemek istemiyorum bırakında bari açlıktan öleyim " diyince kapıyı sertçe açan biriyle karşılaştım bu o... hepsi onun yüzünden kaşlarım çatık ona bakarken hemen arkamı döndüm. " sen kendini öldürmeyemi çalışıyorsun sabahtan beridir yemek yemedin demek" kaşlarımı tekrardan çatarak ayağa kalktım ve karşısına geçerek " sanane...SANANE benim aç olmam seni neden ilgilendirsin ki... hem...hem neyim oluyorsunki benim hangi hakla bana karışırsın?"dememle kolumdan sıkıca tutup beni kendine iyice yaklaştırarak" bugüne bugün nikahlı karım sayılrsın ben ne dersem o olacak"demesiyle geri çekildim ne yani nikahımız kıyılmışmıydı.
" üstüne birşeyler giyin alışverişe çıkacağız bir kaç elbise alacaz düğün için" kaşlarımı çatarak"beni zorla hiçbir yere GÖ-TÜ-RE-MEZ-SİN..." diyip önüme dönünce yanıma yaklaştı ve belimden tutup beni kendine yaklaştırarak kulağıma eğildi " şimdi gelirsin yada..." pislik ...pis sapık dahada yakınlaştığı sırada kendimi geri çekip"tamam...geliyorum" diyince sırıtmaya başladı. Odada kalmaya devam edince yüzümü ondan yöne çevirip" çıkarmısın giyinicem"dememle başını olumlu anlamda sallayarak dışarı çıktı görürsün sen... pis sapık...elime aladığım yastığı kapıya fırlattığım gibi dışrdan gelen sesle hemen hazırlanmaya başladım. Siyak kotumu,kırmızı kazagımı ve siyah deri ceketimi giyerek saçlarımı açık bırakıp siyah sporlarımı giyip telefonumu alıp dışarı çıktım. Kapının önünde telefonuyla uğraşa duruyordu. Benimi süzüp yüzüme sinsice bakarak " böylemi gelceksin?" ... "Nasıl geleceğim...istersen uçarak geliyim"diyince tebessüm ederek önden yürüyünce mecburen takip ettim. Ön koltuğun kapısını açınca ona kısık gözle bakmaya başladım bu adam gerçekmiydi. Arabaya bindiğim gibi suskunluğa büründüm ama ben hiçbir zaman susmazdımki bu ne ya şimdi işkence çekeceğim onca zaman. "Adım Alperen" anlamamış yatağına yatarak lafı uzatmak için"ha...anlamadım yüzüme bakarak" ismim Alperen Boran ...şimdi duydun mu?" başımı olumlu anlamda sallayarak tekrardan yola bakmaya başladım. "Bütün yol susacakmısın?" ... ne yapiyim ben çok mu istiyorum"ne yapmamı bekliyorsun ...ismimi biliyorsun berdel yaparken ögrenmiştin zaten arabayı durdurarak "ben senden ögrenmek istiyorum sana ..." ne var ya off "ismim sevda...sevda çam- "diyeceğim sırada "sevda BORAN" dediği anda yüzüne bakarak bana bakıp gülümsemeye başlayınca devam ettim" 19 yaşındayım ...sence bu ...şey daha erken değil mi erkenden yani evlenmek" Sinirle arabayı durdurarak"bu konuyu kapat ben ve sen aşık olarak evlendik diye düşüneceksin tamam mı eğer böyle düşünürsen ...zaten hiçbir zaman huzur bulamayız...anladın mı?"başımı olumlu anlamda salladım ve tekrar arabayı sürmeye başladı. Sanki ben aşık olmadan evlenmek istiyordum. Gıcık pis uyuz sapık. Arabayı hızla durdurduğu için kafam bir anda kapıya çarptı. Hemen yanıma yaklaşarak başıma baktı ve yüzümü ellerinin arasına alarak" istemeden oldu." Ben sessiz dururmuyum "suçlumu hissettin kendini...o zaman neden berdel yapılırken canımın yandığını hissettiğin halde neden beni düşünmedin...neden hayır demedin?"dedim ve arabanın kapısını açıp dışarıya çıktım ve sertçe kapıyı kapattım. Arkamdan geldiğini hissettiğim gibi tam yürümeye başlayacakken belimi kendine doğru çekti ve yürümeye başladı. Daha fazla buna dayanamazdım." Elini çekermisin ...rahat değilim"dediğim gibi elini çekti ve elimden tutmaya başladı. "Buyrun ağam bi ihtiyacınız mı vardı?"adam ellerini önünde bağlamış Alperenden gelen emri bekliyordu" bayan çalışana ihtiyacım var deyip" beni gösterirken başımı önüme eğdim. Bir anda kasiyerin yanında duran bir bayan koşarak yanımıza geldi ve ona verilen emirlere karşılık o sadece başını sallıyordu. Alperen elimi bıraktığı gibi kendimi geri çekince yüzüme baktı ve sinsice gülmeye başladı. Beni belimden kendine doğru çekip" eşim için en güzel ve en pahalı elbiseleri gösterin lütfen " diyince kaşlarımı çatıp kendimi geri çekmeye çalışsamda sıkı olan eli bunu engelliyordu. "Alperen bırakırmısın rahatsız ediyorsun bunu yapma ulu ortada utanmıyormusun..." yüzüme dahada yaklaşarak" ağa dediğin utanmaz " dedi ve belimi bıraktığı gibi kendimi geri çektim ve hemen kızaran yanaklarımı gizlemek için bir kaç elbiseye doğru yol almışken " sevdam orası erkek reyonu" demesiyle gözlerimi fal taşı gibi açıp önüme bakmaya başladım. Kaşlarımı çattığım gibi kızın olduğu yöne giderek adımlarımı hızlandırdım .... Önüme ne gelse beğenmiyordum ama sırf bu an bitsin diye herşeye tamam diyordum. Kadın yanıma geldi ve bordo uzun önü taşlı bir elbise getirdi. Ağzım açık elbiseye bakarken Alperen yanıma geldi ve "beğendin mi?" "Bayıldım..." dediğim anda kendime gelerek "hayır beğenmedim hem sanane beğenip beğenmediğimi sana söylemek zorundamıyım...öyle bir zorunluluğumun olduğunu düşünmüyorum."diyip saçlarımı savurup tekrar kabine girdim ve elbiselerimi giyip dışarıya çıktım. Saçımı deri ceketimin altından çıkardım ve tam içerden çıkacağım sırada Alperen yanıma geldi ve elime bir poşet verdi. Kendi taşıyamıyormuydu. İçini açıp baktığımda bu o elbiseydi Alperene baktığımda yüzüme bakıp gülümsüyordu. Yanına gittim ve elimdeki poşeti alıp eline bıraktım ve tam dışarıya çıkacağım sırada bağcığıma takıldım, dengemi kaybedip düşeceğim anda Alperen yanıma
geldi ...beni kucağına aldı. Yüzümü ona yaslayarak başımı eğdim ve yüzümün kızardığını anlayarak kendimi Alperenin göğsüne dahada gömdüm. Kapıyı açtı ve beni içine koydu. Yüzümü havalandırmak için ellerimi kullandım. Yanıma geçip oturdu...yüzüme bakıp gülümsedi ve tekrardan önüne dönüp arabayı çalıştırdı. Biraz ilerledikten sonra yüzüme bakarak"sevdam ... ayakkabının bağcığını bağla onlar yüzünden az daha düşecektin...hah ama ayakkabılarının bağlı olmaması işime geldi seni onlar sayesinde kucağıma aldım ve sen debelenmeyi bırak yüzünü göğsüme kattın...o an benim için herşeye bedeldi. Ayakkabımın bağcığını düzeltip"Alperen bey bundan istifade edecek kadar zayıfmısınız" diyince bana baktı ve yüzünü yüzüme yaklaştırarak" şu anda seni öpebilirim değil mi ...şu anda sana sarılıp koklaya bilirim, öyle değil mi"nefesimi tutmuş onu dinlerken bir anda bu anın etkisine kapılmamaya çalışarak başımı önüme eğdim. Bu gerçek mi hayatıma girenler yüzünden neden hayatım mahvoluyor ki." Beni eve bırakırmısın? Başım ağırıyor dinlenmek istiyorum"dedim başını salladı ve eve doğru sürmeye başladı. Eve vardığımızda tam çıkacağım sırada kolumdan tuttu. Ona döndüğüm zaman elindeki poşeti bana uzatarak " elbiseni al...birde telefon...yani telefon numaranı bana verebilirmisin?" Telefonumu ona uzatarak "numaranı yaz çaldır...sonra artık kaydedersin..değil mi?" Diyip yüzüne bakınca telefonunu yazdı ve çaldırdı. Kaydettikten sonra telefonumu elinden alarak yüzüme bakıp"birşey isteyebilirmiyim...?" Başımı salladığım sırada dahada yaklaştı ve yanağımdan öptüğü sırada gözlerimi şaşkınlıkla yüzüne baktım. "Bu neydi?" Önüne dönüp gülümseyerek " isteğim buydu ve sen izin verdin" silkelenerek poşeti aldım ve dışarıya çıkacağım sırada" arasam açarmısın?"başımı olumlu anlamda sallayınca"iyi o zaman telefonu yanından ayırma "dedi . Bende kapıyı sertçe vurdum ve eve yürümeye başladım .Kapıyı açtığım gibi karşımda abimi görünce hiç yüzüne bakmadan yukarıya çıkmayı pılanlarken kolumdan tuttu ve önüme geçerek "sevdam...denizgözlüm niye böyle yapıyorsun lütfen böyle yapma sevdam" diyince gözümden akan yaşlarımı gökyüzüne doğru tutarak kolumu ondan çektim ve yüzüne bakarak"abim sen kendi sevdan için beni kaybettin beni riske atmayı göz önüne aldın böyle olacağını bile bile neden öyle yaptın .... benim sana ne yanlışım oldu ben seni herzaman kendimden çok severdim. Ama sen bana neden benim sana davrandığım gibi davranmadın abim ...neden şimdi kolumdan tutup sevdam neden böyle yapıyorsun diyorsun seni asla affetmeyeceğim tamam mı ben...ben sırf senin hayatın için kendi hayatımdan vazgeçtim..."abimin konuşmadığını görünce merdivenleri koşarak odama girdim ve kapıyı kapatıp belimi yaslayarak yere oturdum ve başımı bacaklarımın arasına alıp ağlayarak içimi döktüm. Sanırım en huzurlu hissettiğim zamanlar ağladığım zamanlar ...son gözyaşımı akıtıp derin bir uykuya daldım.
😁😁😁😁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE
JugendliteraturZor bir hayatımın olması benim suçum değildi bunun tek ve tek suçlusu abim beni bu hayata mahkum eden o ama nedense ona hiç ama hiç kızamıyorum elimde olan birşey olmaması ne kadar canımı yaksada sadece dayanmayı seçiyorum...