💜31.Bölüm

11.2K 1K 200
                                    


Sessiz olmaya çalışarak girdiğim kütüphaneye bir bakış atıp kitaplarına gömülmüş on ikinci sınıf öğrencilerinin içindeki el sallayan Hoseok Hyung'un yanına gittim.

Yanındaki sandalyeyi çekip yanına oturmamı bekledi. Önündeki yüzü aşkın test kağıdının içinden bir tanesini çekip kontrol ederken işini bitirmesini bekledim.

Son sorunun da üzerine renkli kalemle tik atarak bana döndüğünde test kağıdındaki bakışlarımı ona çevirdim.

- Mutlusun?

Gülerek söylemiş ben utançla kafamı eğerken saçlarıma dokunmuştu.

- Ümitlenmek istemiyorum ama...

Kısık sesimle kafamın arkasından tutup göğsüne yaslamamı sağlamıştı. Ona sarılıp yerimi sağlamlaştırarak saçlarımla oynamasına izin verdim.

- Ümitlenmelisin.

- Hyung diğerleri de bunu sürekli söylüyor ama sen söyleyince cidden olacakmış gibi hissediyorum.

Yanağımı bastırdığımdan peltek çıkan harflerimle kendimi anlatmaya çabalarken kısık sesle güldüğünü hissederek kafamı kaldırdım.

- Jimin duymasın.

Ben de kıkırdayıp bozulan saçlarımı düzelterek konuştum.

- Hyung, peki sen neden eminsin bu kadar?

Güzel gülüşüyle ortaya çıkan gamzelerini bir süre sergilemiş daha sonra uçlu kalemini çevirerek konuşmaya başlamıştı.

- Eminim çünkü, seni benden kıskanıyor resmen. Seninle benim aramda bir şey olma ihtimalini düşünecek kadar kör olmuş.

- Belki sadece o an, öyle tepki vermiştir.

Tamam, bu düşünce midemin kasılmasını, yüzümü yastığa gömüp nefessiz kalma isteğimi artırıyordu ama nedense inandığım ve peşinden gittiğim an bitecek gibiydi.

Rüyanızda peşinde koştuğunuz şeyin olacağı anda uyanmanız gibi bir şey.

Hoseok Hyung'la birlikte o sınav stresini üzeriden biraz olsun atsın, ben de üzerindeki aşk tozu serpilmiş hülyalı halimden çıkayım diye resim atölyesine gelmiş, diğerlerine haber vermemiştik. Zaten Jihyo ve Eunji gittikleri spor salonundaki hocanın dersini asla kaçırmazlardı. Benim için olsa bile. Söylediklerine göre Eunji ile ilgileniyordu ve Jihyo'nun abisinin arkadaşı olduğundan Jihyo aralarını yapacaktı.

Her neyse, resim atölyesine girdiğimizde Hyerin ve Jungkook'u okulun yeni logosunu tasarlarken bulmuştuk. Başlarda moralim bozulmuştu. Önceki akşam bana sadece işi olduğunu söylemişti bundan bahsetmemişti.

Pekala, bahsetmesine de gerek yoktu.

Ama moralim bozulmuştu işte. Hoseok Hyungla onlara selam vermiş, bir köşeye geçmiş ben çizim yaparken o da boyaları sıkıp, fırçaları alarak tuvalin başına geçmişti. Ben nefesimle doldurduğum yanaklarımla kalemimi bastırarak önümdeki pencereyi çizmeye uğraşırken Hoseok Hyung ise beni işlemişti tuvaline.

Göründüğümde şaşırarak gülmüş ve Hoseok Hyung boyalı parmaklarını umursamadan ona sarılmıştım. Bunu sık yapmazdı. Hoseok Hyung benim, bizim kötü gün dostumuzdu.

Yanaklarıma sürdüğü sarı renk boyalara karşılık ben de ona kara kalem çizerken geçen kurşun kalem lekerini bulaştırmıştım. Gürültülü değildik aslında fakat Jungkook'un dikkatini çekmiştik işte.

Hoseok Hyung'un çizdiği resmi incelerken sürekli kirpiklerini kırpmasını izliyordum ben de. Aniden yarım kalan çalışmama bakıp gülümsemişti. Resim hakkında yorum yapmasını beklemiştik ama o benim çalışmamla ilgili konuşmuş resmi görmezden gelmişti.

Hoseok Hyung'la oradan çıkana kadar bizi beklemişti. Hiçbir iş yapmamış, ikimizi izleyip durmuştu.

Hoseok Hyung beni evime bırakıp, iki sokak sonra olan evine giderken Jungkook ona kek yapmamı istemişti. O akşam beraber kek yerken, Hoseok Hyung mesaj atıp kendi çantasına sığmadığından ben de kalan fırçalarını getirmemi istemişti. Jungkook ise Hoseok Hyung'la mesajlaşırken aniden kalkıp gitmesi gerektiğini söylemişti.

Suratının düşüklüğü beni germişti fakat dün akşam konuşurken Hoseok Hyung beni çıldırtarak gerginliğimi almıştı. Çıldırmıştım çünkü Jungkook'un beni kıskanıyor oluşu kalbimin sesini kulaklarıma ulaşmasını sağlıyordu.

Güzeldi, fakat tüm gece uyumamıştım.

- Sana yanılmadığımı canlı kanlı ispatlayacağım.

Gülüşünün tekrar gözlerime değmesine neden olduğunda önündeki test yapraklarını toplamış, dosyasına koymuştu.

- Nasıl yapacaksın Hyung?

Başını kaldırmış, nereye baktığını bilmesemde oyuncu tavrıyla uzakları izliyormuş gibi yaptı. Hep Jimin'in etkileriydi bunlar...

- Sadece...

Tonunu kalınlaştırdığı sesiyle gülmemek için dudaklarımı ısırdım.

- Sadece bana ayak uydur, Taehyung...

💜💜

School PresidentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin