Bölüm 2

16 2 0
                                    

Hala karanlık bir yerdeydim. Küçük odacıklar vardı. Ama sadece kapıların kenarları beyaz birer ışıkla parıldıyordu. Hepsini tek tek gezdim. Koridorun sonunda tek başına duran odayı en sona bıraktım. Hepimiz biliyoruz ki tüm filmlerde tek olan şeyleri en sona bırakıyorlar. Ve bilin bakalım ne oluyor? Evet o son odadan veya şeyden bi bok çıkıyor. Bu sanki tüm filmlerin kanunu. Neyse... Tüm odalara girip çıkıyordum.  Ama içleri boştu.

 En son odaya yaklaşmaya başlıyordum ama ben yaklaştıkça oda daha da uzaklaşıyordu. Aklıma filmler geldi. Onlar koşmaya başlayınca uyanıyorlardı. Bende aynısını yaptım. Gözlerimi kapatıp daha hızlı koşmaya başladım. Sonra birden başım dönmeye başladı. Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama nafile.

 Birden içimden bir ses gözlerimi açmam gerektiğini her şeyin geçtiğini söylüyordu. Çok tatlı bir yaşlı teyze sesiydi. Bende ona uyup gözlerimi açmamla koca bir çığlığı atmam bir oldu. Her yerde kırmızı bir sıvı vardı. Damlayı bir duvara sıkışmış halde, itfaiye arabalarını da etrafa ezilmiş bir şekilde atıldığını gördüm. Damla'nın önünde duruyordum ve ellerim yanıyordu. Bana:

-LÜTFEN BANA ZARAR VERME! ÖZÜR DİLERİM!

+B-B en sana a-asla zarar v-vermem.

İçimden bir ses onun kellesini almamı söylüyordu ama ben böyle bir şey yapamazdım. 

-Az önce bana ateş topu atıyordun!

Sesi sonlara doğru daha bir gür ve kalın çıkmıştı. Ben ne yaptım ki şimdi? Bir dakika? NE?! ATEŞ TOPU MU?!

+ATEŞ TOPU MU?!

-Evet gerizekalı ateş topu. (Ağzını açmıyor.)

+BANA GERİZEKALI DİYEMEZSİN!

-ÖZÜR DİLERİM LÜTFEN BANA ATEŞ TOPU ATMA!

...

Damla'nın üstünden ona benzer bir şey çıkıyordu. Beyaz, yarı saydam, ve çok üzgün. Bir dakika? Bu bir ruha benziyor. Ama neden bu kadar üzgün? Sanırım nedenini biliyorum.

+B-Bana zarar verecek misin?

-Tabi ki hayır!

Üstünde duran beyaz, yarı saydam olan ruh bana minnet dolu gözlerle bakıyordu.

Gerçekten çok özür dilerim.(Böyle koyu renkte olanlar düşünceler.)

-Bende özür dilerim.

+Hayır aslında ben özü-

Annem bana bağırmaya başladı.

+NE YAPTIĞINI SANIYORSUN?! O KIZI ÖLDÜRÜYORDUN! O KIZ SANA HİÇ BİR ŞEY YAPMADI AMA SEN ONU AZ DAHA ÖLDÜRÜYORDUN. TAMAM ANLADIK ÖZEL GÜÇLERİN VAR AMA ONLARI İNSANLARA ZARAR VERMEK İÇİN KULLANAMAZSIN!

-Bu benim elimde olan bir şey değildi anne.

Hala aynı şeyleri söylemeye devam ediyordu. Ama ben artık bıkmıştım ve sinirlenmeye başlıyordum. Bende her an her şeye sinirleniyorum. Ama bu sefer gerçekten sinirimi kontrol edemiyordum. Bu sefer gerçekten anneme zarar veremezdim. O yüzden ağlamaya başlamıştım. Annem beni görünce:

+ Ben...özür dilerim. Biraz fazla üstüne gitmeye başladım.

-Önemli değil.

Ağlayınca sinirin geçiyor. Bundan sonra hep böyle yapacağım. Ama beni hep sinirlendiriyorlar. Sonra neden hep ağlıyorsun. Size ne ağlamak suç mu acaba?? 

Ben ağlamaya başlayınca hıçkırıklarım da başladı. Birden çok tanıdık gelen bir '' KANKAĞĞĞ'' kelimesiyle kafamı kaldırdım. KANKAM!! Şuan ihtiyacım olan tek kişi!Dertleşmeyi özlemişim. Neyse ki bir kaç ev ileride oturuyordu. Okul tatil olduğundan fazla görüşemiyorduk.(Okul derken anaokul ;-;) Yanıma geldi ve oturdu. Siz onu tanımıyorsunuz değil mi? Tanımayın zaten. O benim kankam! Neyse tanıtayım. O da buna benziyor.

Tamam tamam tam olarak olmasa da benziyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tamam tamam tam olarak olmasa da benziyor.

Gerçekleri söyleyeceğim. Çağla. Benim en yakın dostum, sırdaşım, beni en düşükten zirveye çıkaran kişi, tamam bana bu kadar iyilik yapmışken onu bir maymuna benzetmem doğru olmadı ama kankalık bunu gerektirir. Değil mi? Birden duyduğum sesle hayal kırıklığına uğradım:

Bunları benim ESKİ en yakın arkadaşım mı yaptı? Ona evimi yakmanın cezasını vereceğim!

Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ani bir refleksle ona tokat attım. Az bile yapmışım.

+SENİ KÜÇÜK UCUBE!

Tekrar o kelime. O karanlık odalarla dolu koridora tekrar gitmek İSTEMİYORUM!

-BANA BÖYLE SESLENEMEZSİN!

+AZ BİLE YAPMIŞIM. EVİMİ YAKTIN SEN BENİM!

Neyse ki annem olanları duymuştu ve araya girdi. 

+ÇAĞLA! BENİM KIZIMI BÖYLE ÇAĞIRAMAZSIN! BUNLAR ONUN SUÇU DEĞİL!

-Özür dilerim.

Ama ruhu bana ölümcül bakışlar atıyordu. Sanki bunların hesabını soracakmış gibi.

İntikamım çok acı olacak..!

Afitap: Bekliyor olacağım.

-Ne dedin?

+Hiç...Hiç bir şey!

Geleceği varsa göreceği de vardır elbette.!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 25, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Güneş'in KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin