2. Bölüm: Ceza

4.1K 84 80
                                    

O gün her zamanki gibi kankam HeroGirI ile ders çalışmıştık ve her zamanki gibi saatin nasıl akıp geçtiğini fark etmedik...

Daha sonra bir ara verip saate baktığımızda saat gecenin biriydi! Babam beni öldürecekti bundan yüzde yüz emindim.

Hemen kankamla vedalaşıp direk eve ışınlandım.

Keşke ışınlanacağım yeri iyi seçseydim..

Tam kapının önüne ışınlanmıştım ve çok uzun bir mesafeden ışınlandığım için tekrar ışınlanacak enerjim kalmamıştı.

Hemen parmak ucuma basarak merdivenlerden çıktım ve tam kapıya ulaşmıştım ki...

-ÖHÖM!

Bu babamdı ve bana çok sinirli bir şekilde baktığına emindim..

Yavaşça arkamı döndüm ama onu neredeyse hiç göremiyordum. Zaten her yer karanlıktı. Bir de kendisi siyah olunca...

Ona masum masum bakmaya başladım.

Ama o bir virüstü ve kim bilir benim gibi ona bakan kaç canlıyı öldürmüştü.
En azından beni öldüremezdi...

-Bu saate kadar nerdeydin? Daha üçüncü sınıfa gidiyorsun. Nasıl bu kadar geç geliyorsun anlamıyorum. NERDEYDİN?

Ben donup kaldım ve beni odama fırlattı. Şimdi fark ettim de eskisi kadar acımıyor canım.

Alışmaya başlıyorum yee.

Adam beni dövüyor ben ne düşünüyorum -,-

Her neyse...

Babam beni attıktan sonra yanıma sinirle geldi ve nerde olduğumu tekrar sordu.

-EĞER CEVAP VERMEZSEN CEZA ALACSKSIN!

... Buna cevap vermeliydim.

Ceza almak istemiyordum çünkü alt katta üstünde korkunç bir yazıyla "CEZA ODASI" yazılmış bir odam var ve odanın kapısının orada üç yüz üç tane düğme var.

Neden bilmiyorum çünkü babam bana ne Entity 303'ün ne de Herobrine'ın ailenden olduğumuzu söylemişti.

Bizim özel bir tür gibi bir şey olduğumuzu ve bunu büyüyünce daha iyi öğrenceğimi de eklemişti..

Şu anda fark ettiğim bir şey var... Her şekilde ceza alacaktım. Çünkü bir Hero ile kanka olduğumu babam bilmiyordu ve Hero'larla dost olmam yasaktı.

Ben ise kankaydım yani düşünsenize...

Ama şansıma belki cevap verdim diye ceza vermez diye düşünüp büyün her şeyi ona anlattım.

Beni ceza odasına doğru sürüklemeye başladı...

Kapıda durdu ve üçüncü tuşa tıklayıp içeri girdi.

Üçüncü ceza o kadar da kötü değildi ama dondurucuydu...

Babam kırmızı gözümü bana kapattıracaktı ve beni bir süre buzdan bir odada tutacaktı!

Bu kötüydü ama o kadar acımasız ceza arasından bunu seçmesi beni mutlu etti.

Çünkü inanın çok acı verici cezalar var...

Üç yüz üçüncü ceza dışındaki bütün cezaları yedim ama üç yüz üçüncüye hiç girmedim.

Babam o cezanın iki kişilik olduğunu, onu hak etmek için daha çok genç olduğumu söyledi.

Acaba o ne? Çok merak ediyorum...

Neyse ne işte...

Babam gözümü kapamam için bana komut verdi ve ben o beni zorlamadan hemen kapadım.

Gözümü kapattığım anda o gelen donma hissi çok kötüydü...

Acı çekiyordum ve sanki bütün vücudum yavaş yavaş buz kristallerine dönüşüyordu..

-Biraz orda kal da aklın başına gelsin!

diyip gitti babam. Her seferinde öyle söyler...

Isınmam lazımdı ama güçlerim rn eon ışınlandığım zaman tükenmişti ve bu yüzden küçük bir ateş bile yaratamazdım.

Enerji elde etmek için uyumam lazımdı ki bu şartlarda uyumam an meselesiydi..

Ben de etrafta son kalan enerjşmle kolturmaya ve hareket etmeye başladım.

Az çok işe yaramadı değildi ama hala üşüyordum..

Isınmayı bir süreliğine hallettiğime göre yemek bulmam lazımdı

Akşam yemeğimi de yememiştim ve bu yüzden bayağı bi açtım.

Etrafta gezinmeye başladım.

Aslında istediğim hayvana dönüşebileceğim aklıma geldi ama dediğim gibi: her şey enerjime bağlıydı ve enerjim yok denilecek kadar azdı.

Sonra bir kutup ayısı buldum ve onun yanına koştum.

Yarı hayvan olduğum için rahatlıkla onunla iletişime geçebilirdim.

-M..m..merhaba b..bayan k..k..kutup a..ayısı.

-Tatlım senin burda ne işin var? Annen baban yok mu senin?

Ben bu soruyu duyunca raz üzüldüm ve üzgün bir şekilde yere bakmaya başladım.

-Yanlış bir şey mi dedim? Çok üzgünüm tatlım. Sen donuyorsun gel seni yuvama götüreyim!

-T...teşekkür e..e..ederim

Dedim ve onu takip etmeye başladım. En azından iyi birisiydi ve şefkatliydi.

Sanırım yavrularından yeni ayrılmış bir anneydi çünkü genellikle öyle olur.

Yuvasına geldiğimizde bana oranın en sıcak köşesini gösterdi. Ben de oraya oturdum.

Gerçekten daha da ısınmıştım ve bunun için ona minnettardım ama konuşmaya çalıltıkça daha çok üşüdüğüm için konuşmamayı tercih ettim.

-İstersen bu gece burada kalabilirsin ve gece kürkümü örtü gibi üstüne serebilirim.

Diye bir teklif sundu bana. Başka bir çarem olmadığı için evet anlamında başını salladım.

Bir süre orada oturduktan sonra da orada uyuyakaldım...

-Devam Edecek-

Null'un Kızı MinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin