₩1₩

535 21 6
                                    

"Üzgünüm hayatım ama 18 yaşını doldurduğun için artık yurdumuzda kalamayacaksın"

Şaka mı bu? Gerçekten artık burda kalamayacak mıyım? Nereye giderim? Yaşımı doldurmama rağmen hâlâ okulum bitmedi. Çalışamam ki hiçbir yerde. Beceremem ki. Yemek yapmayı bilmem. Dikiş nakışla işim olmaz.. Yapabildiğim tek şey resim yapmak. Bu benim ne işime yarar ki.

Endişe bütün hücrelerimi ele geçirirken zar zor oturduğum tek kişilik koltuktan kalktım. Arkamı döndüm ve hiçbirşey söylemeden endişeli ve şaşkın suratımıda alıp yürümeye başladım. Yurt müdürü arkamdan hâlâ birşeyler mırıldanıyordu. Mırıldanıyordu ama işte duyamıyordum. Belkide umurumda değildi.

Yavaş adımlarla uzun koridorda yürümeye başladım. Herkes sanki alnımın ortasından boynuz çıkmış gibi bana bakıyordu. Tabi ben onlara bakmıyordum. Ama insan hissediyor.

Burda yıllarca kalmama rağmen hiç arkadaş edinememem garip olsada umurumda değildi. Ben yalnız kurt olmayı tercih ettim hep. İçime kapanıp kendimle sohbet edip kendime anlatırdım yaşadıklarımı, ondan öğüt isterdim. Hâlâ da öyle..

Derslerim çok iyidir. Zekiyimdir kendimi övmek gibi olmasın. Ama çok fazla devamsızlık yaptığım için hocalarda pek sevmezler beni. Yüzüme gülerler ama içten içe sıfırı basmak için can atarlar.

Sadece bir arkadaşım var benim okuldan, o da okulun en tembeli kimse onunla konuşmaz ama ben konuşurum. Kimse onunla konuşmadığı için..

Güzel bi kız olduğum söylenemez. Seksi bi vücudumda yok. Suana kadarda kimseyle çıkmadım. Ben sadece kitaplarda okudum aşkları. Sadece onları bildim. Aşkı bekliyorum diyebilirim biriyle çıkmak için. 

Adalet için de ölürüm. Haksızlığa asla göz yumamam. Arkadaşım çok saf olduğumu söyler ama ben ona katılmıyorum. Ben saf değilim.. (!)

Odama girdiğimde neyseki oda arkadaşım olan şıllık burda değildi. Benim odama taşındığından beri onu hiç sevemedim. Gerçi ben kimseyi sevemem ki. Herneyse burda olmadığı için mutluyum.

Çok fazla eşyam olmadıgından sırt çantama kolayca sığdırdım herşeyimi.  Şimdilik bana her ay yüklü miktarda para gönderen amcanın  paralarıyla bi motele yerleşebilirim. Bikaç gün sonrada iş bulurum inşallah. Sonra ver elini kendi evim ahaha. Çok salağım. Bu parayla hiçbir şey yapamam. En fazla 1 hafta beni  idare eder. Offfff.

Salak düşüncelerden sıyrıldım ve yurttan tamamen ayrılmak için odanın kapısını açtım. Bütün sürtükler kapının önünde beni beklemişler. Şeytan diyo son kez kavga çıkar göster günlerini. Tabiki bu düşündüğümü yapacak kadar salak değilim. Teke tek olsak tamam ama bunlar çok fazla. Ahh altta kalmaktan nefret ediyorum. Kapının önündeki şıllıklara toplu bi Allah belanızı versin bakışı attım ve aralarından sıyrılarak yürümeye başladım.

Tam onları arkamda bıraktığım için rahatlamıştım ki sürtüklerden biri

"Defol or****"

Hepsi bereber gülerken kan beynime sıçramıştı kimse bana o kelimeyi sarf edemezdi. Beni kendileriyle bir mi tutuyorlardı bunlar. Arkamı yavaşça dönerken sol gözüm seğirmeye başlamıştı bile. Bu kavga olacağının belirtisiydi. Onlara öyle bi bakış atmıştım ki birden gülmeleri kesilmiş suratları beş karış olmuştu.Sakince

"Anlamadım ?"

Sakin olmam onları daha çok korkutmuş olacak ki kimse cevap vermedi.  Bu halleri benim sinirimin tuz buz olmasına yetmişti. Kocaman bi kahkaha atıp yavaşca arkamı döndüm ve yurt kapısından dışarı çıktım. Omuzlarım dikti. Kimsenin beni çaresiz görmesini istemiyordum. Ama öyleydim.

Çaresizz.

Çok fazla dışarı çıkmazdım ben. Sadece ihtiyaçlarım için.. O yüzden pek bilmem Ankara sokaklarını. Her sokak başka bi sokağa çıkıyor zaten. Soğuğundan hiç bahsetmeyeyim..

Endişenin ve soğuğun beni ele geçirmesine izin vermeyerek üzerimdeki siyah kapşonluma iyice sokuldum. Kapşonunu da kafama geçirdikten sonra yürümeye devam ettim. Çok yorulmuştum. Ne kadar çok araba geçiyor buradan böyle.. Çok susadım. Karşı kaldırımda bi büfe var oradan su alabilirim.

Nereye gideceğim endişesinden dalmış olacağım ki karşıdan gelen motorsikleti fark edemeden yola atladım. Bana bastığı kornayı fark ettiğimde çok geçti. Havada küçük bir takla atıp kafamı kaldırımın kenarına vurmam bir oldu. Gözlerim aralık ama hiçbirsey algılamıyorum. Hemen yanıma yapışan çocuğu gördüğümde onun bana çarptığını anladım.

Etrafım çok kalabalıktı kafamdan garip bi sıvının aktığını hissedebiliyordum. Gittikçe hissizleştim buna karşı koymayarak gözlerimi kapattım. Duyduğum son şey onca kalabalığın şaşkın inleyişleri ve ambulansın acı acı çalan siren sesiydi.

Kurtulacak mıyım doktor bey?

Arkadaşlar okuyan herkes oylarsa cok sevinirim. Eger vote ve okuyan az olursa devam etmeyecegim. Okuyanlara cok tesekkur ederim. Umarım beğenmişsinizdir. İyi okumalar :)

HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin