Namjoon gene güneşe lanet ederek uyandı. Taeil onu 15 kez aramıştı her seferinde cevap alamayarak sinirlenmişti. Sonunda Namjoon telefonu eline alıp Taeil'e mesaj attı.
*Pasta süsü en son görüntüleme 06:54*
Namjoon:Ne var Taeil yarım saattir arıyorsun saat daha 07:13
*Pasta süsü çevrimiçi*
Taeil(Pasta süsü):Ulan pet şişe suratlı merak ettim suç mu?
Namjoon:Taeil sadece uyuyordum neyi merak ediyorsun?
Taeil:Tamam ya şey son pasta dilimimi paylaşacağım melek olur musun?
Namjoon:Johnny'i kahvaltıya çağırmamı isteyeceksin.
Taeil:ehehe
Namjoon:Tamam ama karşılığında istediğim kitapları alacaksın.
Taeil:Tamam söz.
*Namjoon en son görüntülenme 07:19*
Namjoon telefonu bırakıp banyoya gitti. Saten pijamalarını çıkarıp suyun altına girdi. Duştan sonra dış kapı anahtarla açıldı ve içeri MinJi Hanım girdi.
MinJi:Merhaba Joon.
Namjoon:Merhaba Minmin.
Namjoon kendini bildi bileli MinJi onun yanındaydı. Annesi öldüğünde daha 3 yaşındaydı ve MinJi şu hayattaki tek tutunabileceği daldı. Doğduğundan beri onu bırakmamıştı. Eğer şuan buradaysa sebebi MinJi'dir. Yüzünü bile hatırlamadığı kısmen babası olan bir adam yüzünden çok yıpranmıştı. Babası da onu terk ettikten sonra sadece MinJi be büyükbabası kalmıştı. Büyükbabasını daha 5 ay önce kaybetmişti. Namjoon o anı asla unutamıyordu. Kütüphane de en sevdiği kitabı 72. kez okuyordu. Daha sonra MinJi'nin dehşet ve üzüntülü olan çığlığını duymuştu. Ardından ambulans ve doktorlar gelmişti. Namjoon ise sadece gözlerini açıp olayları izlemişti. Bütün doktorlar büyükbabasının kalp krizinden öldüğünü söylemişti ama Namjoon öyle olmadığını biliyordu. Kimse ona bir cevap vermemişti. Namjoon aklıma gelen görüntü ile irkildi.
MinJi:İyi misin tatlım?
Namjoon:Evet sadece...boşver bir şey yok Minmin.
MinJi:Kahvaltıda ne istersin?
Namjoon:Kahvaltını yaptıysan 3 yapmadıysan 4 kişilik kafana göre bir kahvaltı yap.
MinJi:Johnny ve Taeil mi geliyor?
Namjoon:Aynen.
Namjoon arkasını dönüp odasına gitti. Dolabının karşısında bir süre durduktan sonra sweatshirt ve yırtık bir kot pantolon çıkardı. Yavaşça üstünü giydikten sonra siyah spor ayakkabılarını giydi ve odadan çıktı. Telefonunu cebinden çıkardı ve Johnny'i aradı.
Namjoon:Alo?
Johnny:Efendim gamzeli güzel.
Namjoon:Bana kahvaltıya gelsene.
Johnny:Tamam hazırlanıp geliyorum.
Namjoon telefonunu kapatıp gülümsedi.Johnny üst komşusu oluyordu ayrıca en yakın arkadaşlarından da biriydi. Onunla üniversiteye geçince tanışmışlardı. Taeil ona ilk gördüğü günden beri aşıktı ama Johnny salaklığından bunu asla farketmemişti. Namjoon'un burnuna enfes kokular geliyordu. MinJi'ye bakmak için mutfağa doğru adım attı.
Namjoon:Ah Tanrım harika kokular geliyor Minmin.
MinJi,Namjoon'un sesini duyunca ilk başta irkildi sonra gülerek yüzünü ona döndü ve taze olan portakalları işaret etti.
MinJi: Joon portakallar tam senin sevdiğin türden makina üst rafta portakal sıkmaya ne dersin?
Namjoon:Harika olur bence Minmin.
Namjoon MinJi'ye yaklaştı ve arkadan ona yavaşça sarılıp yanağına 6 yaşındaki Namjoon'un verdiği masumiyet ile bir öpücük kondurdu.
Namjoon:Seni seviyorum MinJi Teyze
MinJi:Bende seni seviyorum tatlım.
Namjoon ve MinJi aynı şekilde 2 dakika durduktan sonra Namjoon ellerini yavaşça çekti ve portakal sıkmak için sıkacak makinasını aldı. Yavaşça tezgaha koymuştu ki kapı çaldı. Namjoon yavaşça kapıya ilerledi ve kapıyı açtı. Kapının karşısında o çok tanıdık yüzü gördü.
Namjoon karşısında kocaman gülümseyen bir Taeil buldu. Johnny için hazırlandığı belliydi. Üstünde "ütülenmiş" beyaz bir tshirt ve gene "ütülenmiş" siyah kot ile yeşil converseleri vardı. Saçları her zamankinden daha düzenli duruyordu.Namjoon bu tabloyu
görünce sinsice sırıttı...Şimdilik bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Admirably <namjin>
FanfictionHer şey Seok Jin'in Namjoon'un kodlarını bozup kendine aşık etmesiyle başladı... Namjoon artık sadece kalbini hacklemek istiyordu. Ona ne yapmıştı bu adam?