Basketbol topunu fileden çevik bir hareket ile geçirip alnımdaki teri sildim.
Üstümdeki formayı her nekadar çıkarmak istesemde sahanın dışından bana bakarak kıkırdayan kızlar yüzünden kendimi rahat etmek zor oluyordu.
Üçüncü devreye girerken çok geçmeden underhill bana pas verdi ve fileye yaklaştım.
Birden kendimi yerde bulunca afalladım.Bana sırıtarak bakan raj'i görünce kusasım gelmişti resmen.
"Bu hile!" Diye bağırdım yerdeyken."Hile değil faul hem şimdi atış yapacaksın.O topu fileden geçirmen olanaksızdı." Diye sırıtarak yanımdan ayrıldı.
Babam hele bi ok kullanmama izin versin şu basketbol'dan kurtulacağım.
Ayağa kalkarken birden yine başım dönmeye başladı ve ben yine o çocuğu gördüm.
Kara saçları,bronz teni ile gözleri de bir kedi gibiydi.Onu her gördüğümde her yeri kan içinde oluyordu."Anne." Diye seslendi bana.
Yine olmuştu işte her zaman aynı şeyi diyip duruyordu.Karşıma her çıktığında bana "Anne" Diye sesleniyordu.
"Ben senin annen falan değilim." Dedim kısık sesle.Çocuk birden bana koşmaya başladı ve her yer karanlığa gömüldü.
"Alec?" Dedi uğultulu bir ses.Birden yanağıma yeğim tokat ile kendime gelip hızla ayağa fırladım.
Acıdan oluyordu bu."Acıttın yavaş be!" Jace ise pis pis sırıtıyordu gerizekalı...
Burnumdaki ıslaklığı fark edince elim burnuma kaydı.Her zaman ki gibi kanamıştı."Oğlum bak bu bugün üçüncü oluyor,ilaçlarını aldığından emin misin sen?" Dedi underhill.
"Evet.Evet aldım ben sadece..." Yalan yükleniyor..."Kafamı çarptım ondandır."
"Oysaki okadar da sert itmemiştim." Dedi raj.Evet 1.90'lık adamı yere devirdin.Okadar da sert itmedin.
Belki de ilaçları daha sık kullanmalıyım."Tamam hadi biz eve gidelim ,alec akşam yemeğine geç kalmasak iyi olur." Dedi jace.
Onunda gitmeye pek hevesli olmadığını biliyordum çünkü çarşamba günü yemekleri iz yapar ve...zehirlenmemek için babam dahil herkes odasının kapısını kitler ve iz'in kapıyı tıklatmaması için herkes odasında tanrılara dua eder..
"Biraz daha oynasaydık-" Dedim fakat anında sözüm kesildi."olmaz."diye kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı.
Akşam olduğundan önümü sadece sokak lambaları aydınlatıyordu."Görüşürüz beyler!" Diyerek jace ve ben ordan ayrıldık.kimse olmayan caddede eve doğru yürümeye başladık.
"Alec senle ciddi konuşmak istiyorum." Diye söze başladı jace.
"Anlamadım?" Daha önce onu böyle endişeli görmemiştim."demek istediğim şu ki." Önüme döndüğümde arabanın arkadısından kocaman bir panter vardı ve tüyleri geceye karışmış siyahlıkta,gözleri de yemyeşil parlıyordu.
Jace'in sesini artık uğultu şeklinde duyuyordum.Panter jace'in üstüne hızla koşmaya başlamıştı.
"JACE DİKKAT ET!" Diye bağırarak üstüne atladım ve ikimiz yana doğru savrulduk.
"Delirdin mi sen?!" Diye jace üstünü silkeleyerek ayağa kalktı."Panter senin üstüne koşuyordu görmedin- mi...?" Arkama baktığımda kara bir kedi korkarak bizden kaçıyordu.
"Küçük bir kedinin vahşi saldırısından beni kurtardığın için sağol ya!" Diye bana bağırdı.
Ama cidden orda bir panter vardı kendi gözlerimle gördüm.Aklımı yitiriyor olabilir miydim?
Jace ellerini yüzüne götürerek homurdandı ve bana döndü.
"Bak alec.Demek istediğim şey senin deli olmadığını söylemek ama artık şuna kesinlik kattım ki, sen deli bir herifin tekisin! Sana binlerce kez piskolağa ya da doktara gidelim dedim ama sen.'Ben iyiyim bişiyim yok" Diye sesimi taklit etti.
"Bok yok! Yarın kahvaltıdan sonra seni bir piskolağa götürüyorum ve sen de benimle geliyorsun çünkü kardeşimin deli hastanesine gitmesini istemiyorum tamam mı?!" Kafamla onay verdim.
Belki de haklıydı.Belki de deliriyorum ve daha çok geç kalırsak sonum deliler hastanesinde bitecekti.
Eve gidene kadar hiç konuşmadık...
....
Herkes isteksiz isteksiz yemeğine bakarken izzy de bize umutluca bakıyordu."Beyler hadi ama... Beğeniceksiniz eminim, geçen pilava tuz yerine karbon atmış olabilirim ama bu seferki cidden tuz, tadına baktım." Karbon attığı gün de aynı şeyi söylemişti.
"Ben yemeyeceğim." Diye ayaklanırken mutfak tezgahında duran dev kartalı gördüm.
Masada ekmeklerin üzerinde duran ekmek bıçağını alıp kartala panikle fırlattım.
Fakat bıçak kartalın içinden geçti ve kartal yok oldu.Bu sırada bıçağı iz'in tam kafasının yanına attığımı yeni fark ettim.İzzy yerinde donup kalmıştı.
Babam ayağa sinirlice kalkıp bana bana baltı."Alexander gideon lightwood hemen odana çık!"
"Baba ama orda-"
"Sen benim oğlum değilsin alec! Sen annenin deli oğlusun tamam mı? Ama işe bak ki annende öldü! Şimdi çık odana! Bir deli benim oğlum olamaz!" Diye kükredi robert.
Jace müdahale etmek için kalktı fakat babamın bakışları ile yerine geri oturdu.
Bende sinirden dolmuş gözlerim ile merdivenlere özellikle sertçe basarak odama çıktım.
....
Kendimi yatağa atmış yüzümü yastığa bastırarak çığlık atıyordum.Yüzümü yana çevirdiğimde komidinin üzerindeki makası gördüm.
Dik pozisyona geçtim ve makası elime alıp bir bileğime bir de makasa bakıyordum.
Belki de hayatımı mutsuz,deli bir şekilde sürdüreceğime tanrının yanında yer almak çok daha mantıklı bir seçenekti.
Makası açarak keskinliğine baktım ve bileğimi bükerek damarımın daha çok görünmesini sağladım.
Birden yine o çocuk sesini duydum."sende anneni özlüyormusun?" Önüme baktığımda yine o kedi gözlü çocuk vardı.
"Bende annemi kaybettim ama onu bulamıyorum, yardım edermisin?" Başımı olumsuz anlamda salladım.
Çocuk başını kapıya korkuyla çevirdi ve gözden kayboldu.
Gözlerimi kapıya çevirdiğimde jace bir bileğime bir de elimdeki makasa bakıyordu.
"Aman tanrım alec..." Hemen yanıma gelip elimden makası yere attı."Gelmeseydim intahar edecekmiydin cidden!" Dolmuş gözler ile jace'e baktım.
"Jace lütfen git şurdan." Jace alayla bana baktı."He he gideyim de sende canına kıy." Göz devirip sırıttım.
"Her şey geçecek alec, zamana ihtiyacımız var bu senin için her ne kadar zorsa bizim için de zor.Şimdi aşağıya git ve yemeğini ye."
"Konuşman süperidi jace fakat yemek işi olmadı." Diye kıkırdadım.
...
Jace ile arabada randevu aldığımız piskolağa gidiyorduk.İkimizde araba tedirgindik.Sonunda geldiğimizde odanın dışında dururup bekliyorduk.
"Jace."
"Efendim?"
"Korkuyorum."
"Neyden?"
"Kendimden."
Nedense hikayeyi sevdim dkdokdpd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|MALEC| CRAZY LOVE
FanfictionBazen diğer insanların görmediği şeyleri görüo de kendinize sorarsınız 'Belki de deliyimdir?' diye bilirsiniz. Tabii birisi sizi yolu gösterip " Gördüğün her şey her efsane gerçek." Dediği an gözlerinizin açıldığını fark edersiniz.