"Korkmana gere-" Sıra sayısı bana geldiğine dair duyuru yapılmıştı,kokuyordum hemde çok.
İçeri girdiğimde koltuk duvara bakıyordu doktorda öyle.Birden başım dönmeye başladı.
Ardından sandalye döndüğünde o küçük çocuk vardı."Bana yardım edermisin?" Dedi çocuk.
Yine burnum kanıyordu."Yo.yo.yo!" Diyerek geriye sendeledim.
Neden böyle oluyordu neden ben?! Etrafımı döndüğümde o çocuktan birsürüsü etrafımda vardı.
"Alexander." Hepsi farklı farklı zamanlarda adımı söylüyorlardu bir yanda bana yaklaşıyorlardı.
Yere çömelerek korkudan titreyen ellerime baktım.Gözlerimden istemsiz yaşlar geliyordu.
Üzgün değildim fakat ağlayacak kadarda korkmuyordum.Bunu çocuklar yapıyordu.
Bağırışım ile hepsi kayboldu bana bakan endişeli bir jace ve piskolok vardı.Kızıl saçlı piskolok."Sen iyimisin?" Her yerim titriyordu ve ben bunu yeni fark ettim.
İkisinin arkasında o çocuk duruyordu."Benim için-" yutkundum."Arkanızı dönermisiniz?" İkisi sözümü ikiletmeden arkalarını döndü fakat bir tepkileri yoktu.
(Kendizi alec'in yerine koysanız ne yapardınız? Ben sanırım cidden itahar girişiminde bulunurdum bu durum yaşandıktan sonra)
Çocuk bana çatık kaşlar ile bakıyordu.Ayağa kalkarak ikisinin arasını açıp çocuğun üstüne ilerledim.
Kızgın boğayı andırdığıma eminim."Hadi göster onlara! KENDİNİ GÖSTER HADİ!" ona dokunmaya çalıştığımda cidden dokunmuştum ve onu duvara ittim.
Küçük bir çocuğa resmen şiddet uygulamak üzereydim fakat şuan bunu aklım almıyordu."Babam gibi davranıyorsun!" Diye ağlamaya başladı çocuk.
Çocuğa tokat atmaya çalıştım fakat elim çocuğun içinden geçti ve çocuk gözden kayboldu.
Arkamı döndüğümde jace ellerini saçlarına geçirmiş ve gözleri dolmuş bir şekilde bana bakıyordu.
Kızıl ise elini ağzına kapatmış şok içinde bana bakıyordu.Ben ise kızaran gözlerim ile onlara bakıyordum.
...
Odama çıkıp ağlamaya başlamıştım akşam saat dokuz olmuştu ve şuan jace'in olanlardan bahsetiğine eminim hatta yüzüncü anlatışı bile olabilir.
Bukadar yeter ben böyle yaşamak istemiyorum! Kapıyı kitledim ve perdeleri de çektim.
Derin bir nefes aldım ve makası elime alıp , perdenin önüne geçtim,çalılma masasının sandalyesini alarak son dualarımı okumaya başladım.
Bieden önümde kocaman sarı bir çember oluştu ve içinden bir adam çıkınca sandalyeden geriye doğru çığlık atarak yere düştüm.
"BARİ RAHAT ÖLMEME İZİN VARİN!" Ayağa kalkarak nefes nefese kalmış adama baktım.
Buda bir ilizyondu."Sen.." Göz devirdim çünkü artık bu ilizyonlardan bıkmıştım.
"Sen alexander gideon lightwood'musun?" Dedi nefes nefese.
Dik saçları ve garip giyinimliydi.Yakında öleceğim için umursamadım bile."kim soruyor?"
" Adom krallığın varisi magnus bane.Şimdi sen alexander gidon lightwood musun?" Dedi magnus.
Göz devirerek başımla onay verdim."TANRIM SENİ BULMAK İÇİN KAÇ EVREN GEZDİM SENİN HABERİN VAR MI?!" Diye beni azarladı.
Bu sırada kapı bir gümbürtü ile yere düştü ve iz,jace babam dahil hepsi bana afallamış bir şekilde bakıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|MALEC| CRAZY LOVE
أدب الهواةBazen diğer insanların görmediği şeyleri görüo de kendinize sorarsınız 'Belki de deliyimdir?' diye bilirsiniz. Tabii birisi sizi yolu gösterip " Gördüğün her şey her efsane gerçek." Dediği an gözlerinizin açıldığını fark edersiniz.