-5-

240 13 1
                                    

BU BÖLÜM KISA OLDU,KUSURUMA BAKMAYIN.KUZENİMDEYİM VE SİZİ BEKLETMEMEK İÇİN HIZLICA YAZILMIŞ BİR ŞEY.

MULTİMEDİA: MELİH (MELİSİN ABİSİ)

İYİ OKUMALAR!f

Kırmızı büyük koltukta oturmuş,bana sırıtarak bakan Doruk’a, her an kafasını kopartacak bir şekilde bakıyordum. Benim bakışlarım dolayı gözlerini kaçırsa da, gözlerimi gözlerinden ayırmayıp, bir seri katilmiş gibi, kolamdan bir yudum aldım ona öldürücü bakışlarımla bakarken. Doruk gözlerini kaçırıp, hafifçe yutkununca zaferle gülümsedim içimden.

“Siz ayrılmıştınız dime?” Begüm’ün sorusuyla, kafamı salladım.  “Neden ki?”

Doruk tam ağzını açacakken, ben atladım hemen lafa. “Aldattı beni şerefsiz. ”  

“Oha.” Dedi Begüm Doruk’a bakarak. “Nasıl?”

Doruk tekrar konuşacakken, hırsla tekrar lafa atladım. “Ona sürpriz yapmak için evine gittim. A-a bir de ne göreyim, Doruk’un altında bir orospu! Yarı çıplak ikisi de.”

“Melis yanlış anla-” diye söze girerken Doruk, elimi masaya vurmamla konuşan her kes sus pus oldu.

“Neyi yanlış anlayacağım pezevenk! Neyi yanlış anlayacağım? Bildiğin aldattın işte.” Diye bağırmamla cafedekiler bile sus pus oldu.

“Sadece tek gecelikti!” diye bağırdı Doruk. “Sen vermeyince ne yapsaydım bende? Erkeğim ben ihtiyaçlarım var!”

Hızla ayağa kalkıp,ellerimi masanın üstüne koydum. Haksızken, kendini haklı çıkartmaya çalışıyordu bir de devenin boku.

Ama sorun şuydu ki, Doruk benim sinir krizi geçirmemiş halimi görmemişti. Görmesi de pek uzak değildi bu gidişle.

“Böyle mi kendini savunuyorsun lan sen? O kadar yıl çıktık,söylesene daha benim bilmediğim kaç kızla yatıp, utanmadan suratıma baktın?” dedim cafeyi inletecek kadar bağırarak.

Doruk da kaşlarını çatıp,ayağa kalktığında sırtımı dikleştirdim. “Sende düzgün bir sevgili olsaydın da,benimle birlikte olsaydın. O zaman bunların hiç birini yaşıyor olmazdık!”

Cümlesi bittiği anda, bardakta olan kola mı –hayır hayır,içinde ki kolayı değil. Kolayla beraber bardağı- suratına geçirdim elimle.Fırlatmadım,bildiğim bardakla beraber suratına vurdum.

Cafedekilerin ağzından şaşkın nidalar çıkarken, tam sandalyeye çıkıp üstüne atlayacaktım ki, belimde hissettiğim büyük, kemikli ellerle kendimi geriye çekilmiş bir vaziyette buldum.

Şaşkınlıkla Baran’a bakarken,o alnı kanayan Doruk’a suratımı buruşturacak kadar sert bir yumruk attı.Masadakiler şok olmuş bir şekilde, benimle beraber olayı izlerken, kolumda hissettiğim baskıyla gözlerimi yere yığılmış olan Doruk’tan ayırdım.Baran beni çekiştirerek cafeden dışarıya çıkardı. Güneş yüzünden suratımı buruşturdum.

Baran beni son hız bir yere çekelerken, elimden gelen tek şey, beni sürüklememesi için onu takip etmekti.

Sonunda (!) bir yere geldiğimiz de, arka sokaklardan tenha bir yer olduğunu gördüm. Buranın gölge olmasından dolayı, suratımı buruşturmak zorunda kalmadığım için rahatlarken, ya beni siqerse diye düşünmeden de edemedi iç sesim.

Oha lan kesin sikecek.

“Ne yaptığını sanıyorsun?” dedim sinirli bir sesle.

“Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun?” dedi o da sinirle.

“Hayır,sen ne yaptığını sanıyorsun?” Kaşlarımı çatıp,kollarımı göğsümde bağladım. “Beni sürükleyemezsin.”

“Eğer ben olmasaydım, Doruk piçi büyük ihtimalle seni benim yerime yerlerde sürükleyecekti, emin ol.”

“Nerden biliyorsun?” dediğimde omuz silkti. Duvara sırtını dayayıp,cebinden sigarasını çıkarınca kollarımı çözmeden ona doğru bir adım attım.

Çakmakla sigarayı yakarken,her bir hareketimi inceliyordu. “Doruk’u nerden tanıyorsun,Baran?”

“Nerden olacak,” dedi tükürür gibi. “Yaptığı pisliklerden. Barlarda herkesin gözü önünde kız becermesinden, uyuşturucu kullanmasından, sinir krizleri yüzünden adam bıçaklamasından...”

Duyduklarımla ağzım şaşkınlıkla açılıp, kollarım çözüldü. “Na-nasıl?”

Baran sigarasından bir nefes çekip,yanakları içe gömülünce yutkunup, karşımdaki mükemmel manzarayı izledim. “Doruk’la ne zamandır berabersiniz?”

“6 yıldır.” Diye mırıldandım. Baran’ın kaşları kalkarken, omuz silktim. “Küçüklüğümden beri tanıyorum Doruk’u. Bana karşı bir şeyler hissettiği biliyordum ama bu sevgi değildi. İkimiz içinde değildi. 11 yaşımdayken gelip çıkma teklifi edince bende kabul ettim. Sanırım bizimkisi…alışkanlık. Sevgi değil, alışkanlık.”

Baran kaşlarını çattı. “Bana aşk hayatını anlat dememiştim.”

Yaptığı öküzlüğe gözlerimi devirdim. “Neyse ne işte.”  Dedim huysuzca.  “Sen bunları nerden biliyorsun?”

Evet,daha şimdi aklıma geliyordu bu soru. Çok zekiyim tşkkrlr.

“Hem Doruk…uyuşturucu mu kullanıyor.” Diye sordum hayretle. Ağzımı şaşkınlıktan kapatamıyordum.

“Günaydın!” dedi Baran ağzındaki bitmiş sigarayı yere atıp, bana el sallarken.

Omzuna son gücümle yumruk attım. “Dalga geçme!”

Suratını yalandan buruşturup,ben ne olduğunu anlamadan beni duvara yasladı.Bana tehlikeli bir biçimde gülümseyip, önüme gelen bir tutamı kulağımın arkasına sıkıştırınca, nefesimi tuttum.

Beni bu kadar etkilemesinden nefret ediyordum.

Belimden tutup,beni kendine çekerek, vücudunu vücuduma yasladı. Nefessizlikten öleceğim sırada, tekrar dudaklarını kulağıma yaklaştırınca gözlerimi kapattım. “Nefes al, Melis.”

Dediğini yapıp,derin bir nefes aldım. “Şimdi…” diyip, nefesini üfledi. “Bana attığın yumruğun hesabını ödettim sanırım.”

Birden geri çekilince, neye uğradığım şaşırdım. Gözlerimi açıp, bana alayla bakan bakışlara baktım. Dudağının sol tarafını kıvırıp, bana gözlerini kırpıştırarak baktı. Yaptığı şey yüzünden dişlerimi sıkıp, gözlerimin dolmamasını sağladım.

Piç herif! Sırf yumruk attım diye, beni etkileyip, ondan etkilendiğimi fark etmem için bana yaklaşıp, etkiledikten sonra da geriye çekilip, alayla izlemişti beni.

“Senden var ya,” dedim sinirle üstüne yürüyüp. Omzundan ittim, güldü.Bir daha ittim. “Nefret ediyorum senden!”

Gülümsemesi aniden solup, beni tekrar omuzlarımdan tutarak duvara itince, acıyla inledim. Canım acımıştı.

“Hayır,” dedi oda sinirle bağırıp. “Etmiyorsun!”

Sessiz kalıp,alt dudağımı kemirdim. “Etmiyorum.”  Diye fısıldadım. Yüz hatları genişlerken, kollarımı tutan ellerini ittim. “Senden nefret etmem için, sana karşı bir şeyler hissetmem lazım.”

Şaşkın yüz haline bakıp, önümden tekrar ittim onu. Arkama bakmadan, hızlı yürüyerek evin yolunu tuttum. 

EMİN DEĞİLİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin