Yeşile boyayacağım odam için eşya almaya çıkacaktım ve fazla sabırsızdım..Buraları bilmesemde ne kadar zor olabilirdiki? Kaybolacak değildim.Üstüme bişiler geçirip çantamı alıp çıktım hemen bi yokuştan sonra insanların sesleriyle cıvıl cıvıl olan bi cadde vardı esnaf ve dükkanları hepsi birbirinden etkileyici ve güzeldi.Biraz ilerledikten sonra bi avize dükkanı gördüm ve girdim.İçerisi çok ilgi çekici tasarımlar bulunduruyodu.Yeşil olan oda için hemen karşımda duran büyük tüylü beyaz avize uygun olabilir diye düşündüm.Fiyatını ödeyip dükkandan çıktım.İnsanlarla pek iletişim kurmayı beceremem ama burdakiler çok cana yakın gibi.. O dükkandan bu dükkana derken son olarak ta hediyelik eşya dükkanına girdim ordan da biblo ve çerçeve benzeri şeyler aldım.Aslında çok zaman geçirmediğimi ve evden fazla uzaklaşmadığımı herşeyin konrtolüm altında olduğunu sanıyordum ama son girdiğim mağzadanda çıkınca nerde olduğumu tanıyamamadım.İleride bi simitçi arabasıyla bağırıyordu ve çok acıktığımı fark ettim.Yanına gidip
-Pardon simit ne kadar?
+75 krş ablacım
-Peki bi tane alıcam
Nefis gevrek simidimi yiye yiye gidiyordum..Hemen karşımda bi gürültü bi kalabalık vardı..İstemsizce oraya doğru ilerledim.Kameralar kamera başında yönetmen kılıklı bi adam ortada bi senaryo..Anladığım kadarıyla çekim vardı.Tam bi adım daha atacaktım ki uzun sakallı itici bi adam yaklaştı ve kulağımın dibince "Çekim var lütfen uzak duralım hadi arkadaşlar yardımcı olun!" Diye bağırmaya başladı.Hayır anladık çekim varda ne diye kulağımızın dibinde bağrıyo bu be dedim.Hiç istifimi bozmadan yolumda ilerledim.İşleri bozmuş olmalıyım ki o yönetmem bozuntusunun üstümde sinirli bakışlarını hissediyordum.Gözlerimi bian alamadım sonra tam önüme döncektimki..Aramızda kısa mesafe olmasına rağmen hala koşan bi çocuk bana doğru yaklaşıyo...Çarpışmamak için sağa adım attım...
İŞTE HATA!
Oda benimle aynı zaman sola adım attı ve hızını kesemeyince çarpıştık.Hemen elimdeki poşetlere baktım ve hepsi paramparçaydı.Tam kafamı kaldırıp "Napıyosun sen be salak" dicektim ama kafamı kaldırınca kimseyi görmedim.Arkama baktığımda ise çekime doğru aynı hızda koştuğunu fark ettim.Çocuğa saydıra saydıra ilerliyodum.Tüm mutluluğum hayallerim eşyalarımla beraber kırılmıştı.Beni tek sevindiren şey ise karşımda ilk girdiğim dükkanı görmek.İlk girdiğim dükkan bizim sokağın karşısındaydı.Elimdekileri sokağın başındaki çöpe attım ve eve vardım.Kapıyı çaldığımda beni karşılayan annemdi ve "Nerelerdesin sen?!" diye boynuma atladı.Bende artık küçük çocuk olmadığımı söyleyip sinirle odama çıkan merdivenleri çıktım ve kapımı sertçe kapadım.Üstümü değiştirdim ve annemin seslenmesiyle aşşağı indim yemek hazırdı.Sitresli bi akşam yemeğinden sonra anneme sofra için yardım edip yukarı çıktım.Odama çıktığımda dişlerimi fırçaladım ardından uyumak için üstüme bişiler geçirdim ve yatağıma uzandım.Ne kadar yaşıtlarım gibi istediğim saatlerde uyuma hakkına sahip olsamda annem sayesinde erken yatmaya alışmıştım.Yatağıma uzandım ama ne yaptımsa uyuyamadım hatta uyuyamadığım zamanlarda müzik yardımıyla kolayca uykuya dalabiliyodum.Ama bu sefer işe yaramadı.Oraya dönüyordum buraya dönüyordum birtürlü uyuyamıyordum.Sürekli gözümün önünden o salak çocuğun yüzünden başıma gelenler geçiyo..Sonunda uyumuş olmalıyım ki camdan gelen seslerle uyandım.
TAK..!TAK!
Yatağımdan kalktım gözlerimi ovuşturup cama yöneldim.Perdeyi açtığımda karşımda o ucube suratında ise en az kendi aptallığı kadar bi gülümseme.Şaşırmıştım belkide rüyadır diyip pek umursamadım.Eliyle camı açmamı işaret ediyodu.Tam o sırada içeri giren annemin şoku ve endişesiyle şarkı söylemeye başladım.Annem biran önce yat ,perdeyi de açık bırakmışsın diyip onun için de güzel bi azarladı Sonunda odamdan çıkabilmişti annem.Hemen cama fırlayıp.
-Burdan git yoksa..Yoksa çok kötü şeyler olur.
+Ama bende sana ait şeyler var ve bunları vermeden gitmeyi düşünmüyorum.
Başka çarem olmadığını farkedince odamdan sessizce çıktım.Ve parmak uçlarımda merdivenden inerek kapıyı açtım.Hiç suratına bakamdan uzattığı poşetleri aldım.Biran önce odama çıkmak istiyordum ama başaramadım.Çünkü hemen karşımda bana olanlardan hiçbir şey anlamayıp noluyo anlat bakim der gibi bi bakış atan annem duruyordu.Bende birden söylenmeye başladım " ya bu saattede siparişmi getirilir.Saat 10.00 olmuş vallahi şikayet ettiricem aaa olmazki canım "diyip ağzımda bişiler zırvalaya zırvalaya odama çıktım.Hemen poşetleri yatağın üstüne bıraktım.Poşetin içindeki her bi paketi açtığım da bugün kırılan eşyalarımın sağlamlarını görüyordum.En sonda ise küçük buruşmuş bi kağıt vardı.Üstüde ise mavi pilotla yazılmış bir yazı; SELAM