TÜKENMİŞLİK

196 5 0
                                    

Denizin üstünde süzülen İstanbul uçağı havalimanına yakınlaşmaya başlamıştı. Marmara’nın karanlığında gemilerin pır pır ışıkları denize çok güzel bir görünüm veriyordu insan uçakta olduğunu unutsa yıldız sanırdı gemileri ışıl ışıl olan gemiler insanın içinde bir merak uyandırıyordu insanın içinden bu güzellikleri yazma hissi geliyordu.

Türkiye’nin en bilinen yazarlarından olan yazdığı kitaplarla kısa sürede şöhreti yakalayan Alaz çantasını her zaman yanında bulundurduğu defterini ve kalemini çıkarıp eline aldı. Camdan dışarıyı seyretmeye devam etti tam yazmaya yeltenecekken bir an duraksadı ve kafasını kaşıdı ne yazacağını bilmiyordu tekrar yazmaya yeltendi hostes kemerlerini bağlamalarını İstanbul’a geldiklerini bildiren bir duyuru yaptı ve uçak nihayet İstanbul’a indi. 

Gazeteci olamıyordum, yazar olamıyordum, iyi bir kadın bulamıyordum ortalıkta kaşınan bir maymun gibi dolaşıp hiçbir işe yaramıyordum.

                                                       CHARLES BUWOSKİ

 

Alaz yorgunluğun üstüne güzel bir uyku çekmek için Nişantaşı’nda ki My Residence oteline yerleşti. Sabah ilk işi İnternetten biraz araştırma yapıp yazacak bir şeyler bulmayı ümit ediyordu. Kafasını yastığa koyduğu an uyuya kaldı. Deliksiz bir uyku çeken yazarımız hemen bilgisayarını açtı ve arama motoruna “İstanbul’un şehir efsaneleri” diye arattı. Büyükada’da ki eski Rum Yetimhanesini buldu. Yetimhane 1960 tarihinden beri kullanılmıyordu.

Efsaneye göre burada yangın çıkmış ve çocukların bir kısmı yanmıştı aralarından bir çocuk ise Yetimhanenin kuyusuna düşmüş yangında kimsenin aklına kuyuya bakmak aklına gelmeyeceği için orada ölmüştü.

Alaz bugün ilk iş olarak Büyükada’ya gidip gerekirse o evde kalmak olacaktı. Sabah kahvaltısı yapmayı sevmeyen Alaz tekrar yatağına gitti kafasını yastığa koydu. Aradan 2 saat geçmişti Alaz telefonuna baktığında 8 cevapsız arama ve 5 mesaj gördü kimin aradığına baktığında yakın arkadaşı Derini hatırladı onunla buluşacağını tamamen unutmuştu.

Hemen kalkıp Derini aradı;

-Alo Derin neredesin?

-Otelin lobisindeyim Alaz. Ne zaman gelmeyi düşünüyorsun?

-Bekle hemen geliyorum.

Dedikten sonra telefonu kapattı.

 

Masanın üstündeki pantolonunu ve gömleğini alıp hızlı bir şekilde giyindikten sonra odasından lobiye doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı. Lobiye vardığında Derini gördü yanına yaklaştı ve;

-Kurt gibi açım hadi bir yerlere gidip kahvaltı yapalım. Dedi.

Derin Alaz’a doğru dik dik baktıktan sonra;

-Hiç değişmemişsin hadi gel şuradan çıkalım da kahvaltını et. Dedi

 

Kahvaltıyı ederlerken bugün Alaz’ın İnternette görmüş olduğu “Rum Yetimhanesi” aklına geldi. Derine bakıp;

-Rum Yetimhanesi hakkında ne biliyorsun? Diye sordu.

Derin biraz düşündükten sonra;

-Büyükada’da olduğunu biliyorum ama içerisinde ne vardır bilmiyorum. Dedi.

Alaz sırıttı ve;

-Bilsen şaşardım dedi. Bu akşam orada kalacağım benimle gelirmisin?

Derin yazarımıza şaşkın bir bakış attı. Alaz’la gelmek istiyordu fakat bu akşam başka programları vardı.

-Bu akşam başka bir programım var üzgünüm Dedi.

Alaz zaten laf olsun diye söylemişti.

Alaz’ın düşüncesi Kahvaltıyı ettikten hemen sonra Yetimhaneyi görmekti. Kahvaltıyı hızlıca bitirdikten sonra Alaz Eminönü’ne gidip motora bindi. Yaklaşık 1,5 saat sonra Büyükada’da olacaktı.

 

Alaz motordan indiğinde saate baktı saat 15:55 ti. Büyükada’nın mimarisi Alazın çok hoşuna gitmişti akşama kadar gezdikten sonra Yetimhaneye gitmeye karar verdi. Yetimhanenin içine girdiğinde içerisinin dışarıdan daha ürkütücü olduğunu fark etmişti. Bomba patlamış olmalıydı burada…

Eski bir piyano gözüne çarptı içerisinin ürkütücülüğü çocuk ayakkabıları, ranzalar Alaz’ı heyecanlandırmaya başlamıştı. Alaz bir köşeye geçip çantasından Chivas Regal, bir bardak, kağıt ve kalem aldı. Viskisinden bir yudum aldı ve olağan üstü bir şeyler olmasını beklemeye başladı. Beklerken gün ağarmış ve şişe bitmişti ama en ufak bir şey bile olmamıştı.

 

Masanın üstündeki bir 3 farklı gazete dikkatini çekti 1950, 1957 ve 1960 senelerine aitti gazeteleri alıp çantasına attı sesli bir şekilde küfür ede ede ve otele gitmek için harekete geçti.

Karanlıktan GelenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin