0.4

53 8 14
                                    

Ecemsu Çakırca...

"Sırayı kırmakta ne demek? Bir türlü düzgün duramıyorsunuz!" Bikere sırayı kırmadık sadece üstü çıktı!?!
Not: Bu olay gerçekleşmiştir!

İki saattir müdürün odasında Beste ile azar yiyorduk.

"Bir daha sizi odamda görmeyeceğim! Ayrıca bu söylediğim hatanızı affettim anlamına gelmiyor. Okul çıkışı kantini toplayıp temizleyecek masaları sileceksiniz! Kantinci Selma ablanız gelemeyecek o yüzden ikiniz yapacaksınız." Müdür kıs kıs gülüyordu. şerefsiz. Ulan ordan kolay mı gözüküyor  koskoca kantini temizlemek?
Müdüre sırtımıza dönüp kapıdan dışarı çıktık.

"Oldu olacak tüm okulu temizletsin!" Sitem edercesine konuşmuştu Beste. Merdivenlerden adeta uçarcasına inip sınıf kapısından içeri girdik. Sıramıza'üstü çıkık olan' oturduk. Hoca daha gelmemişti.

"Ee nededi bizimki" Mina konuşmaya başlamıştı. Beste ile birbirimize bakıştık.

"Kantin temizletcek gavat" Beste'nin dediğiyle Mina ve Mislina sanki'çok komikmiş gibi' hayvan gibi gülmeye başladılar.

"Ha ha ha güldük eğlendik.ciddiyet biraz" Beste sinirlenmeye başlamıştı.

"Ne diyelim kolay gelsin ozaman" Mislina eğleniyordu adeta.

"Kolaysa başına gelsin inşallah" dedim.

"Aman aman" dedi.

Sınıfa hoca girdiğinde ayağa kalktık. Ders coğrafyaydı. Yerimize oturduğumuzda hoca konuşmaya başladı.

"Evet gençler sözlü yapıcam defterleri kaldırın" neeehh son dakika golü gibi sözlü mü olur???  Hekres defterini kaldırdı ve hoca listeyi çıkardı... korku dolu dakikalar...

"Cihanla başlayalım" Cihan ayağa kalkıp tahtaya gitti ve hoca ona soru sordu. Allahtan sınıfta vefalı arkadaşlar kopya veriyordu. Ardından bir kaç kişi daha kalktı tahtaya.

"Ecemsu" ve ben... tereddütle ayağa kalkıp tahtaya çıktım.

"Evet Ecemsu iç anadolu ovalarını say bakalım."
Aklıma hiç birşey gelmiyordu. Ön sıradaki herkes el kol hareketleri yapıyorlardı ama bir fayda yoktu. Cihan kendini gösterip duruyordu.

+Ben ovası...

-Ney?

+Sen ovası...

- kızım ne diyorsun?

Cihan ısrarla kendini gösteriyordu. Lan napıyor bu gerizekalı?!?

+Ben ovası hocam...

-Otur yerine!

Yerime geçip oturduğumda Besteyi dürttüm.

"Cevap neydi lan?"

"Gerizekalı cevap Cihanbeyliydi" neeeh? demek o yüzden Cihan özürlü taklidi yapıyordu.

                     ***

Sıkıcı bir Coğrafya dersinden sonra sonunda dersler bitmişti. Ama biz hâlâ okulda kalıp enayi gibi kantini temizleyecektik...

-Kanka beraber kafeye gidelim diyecektim de... doğru ya siz kantin temizliyecektiniz...
Şuan içimden Mina'yı boğmak geliyordu. Allahımmmm bide kıs kıs gülüyor. Çoh da komik...

-Mina bir ara hatırlatta senin o beyninide temizleyelim pislikten görünmüyordur şimdi.

Çantalarımızı da topladıktan sonra ben Beste ile kantine, Mina Mislina ile eve gittiler. Kantine indiğimizde kantin resmen bok götürüyordu. Masaların üstünde yemek kalıntıları yerler pislik içinde...
Beste bıkkın bir şekilde bana baktı. Hemen çantaları bir köşeye koyup. Temizliğe başladık. Ben bir  süpürge alıp yerleri süpürmeye Beste de masadaki yemek kalıntılarını silmeye başladı.

-Bok yiyesiceler.
Beste'nin dediğiyle olduğu tarafa baktığımda eldivenli elinde yemek kalıntıları vardı. Gülmeye başladım.

İki saat sonra...

Sonunda bitmişti. Temizliğin yarısı Beste'nin sövmesi ve benim hayata isyan etmemle geçmişti. Ama hâlâ yaşıyorduk. Çantaları da alıp artık sonunda okuldan çıkmıştık. Daha fazla okulda kalırsam enerji yetmezliğinden ölecektim. Çünkü okulda tüm yaşam enerjim bitiyordu. Bu yüzden öğretmen falan olmak istemiyordum. Zaten hayatımın yarısı okulda geçmiş bide devamını da okulda geçiremem...

                     *** 

Okuldan hızla uzaklaşıp ilk gelen otobüse bindim. Keşke bide nereye gittiğini de baksaydım. Kahretsin. Evet bi bu eksikti. Allahım neden cezamı bir güne yüklüyorsun?
Okulda iki saat fazla kalıyım. Bu iki saat boyunca kantin temizliyim. Sonra başka bir otobüse biniyim. Bide yetmezmiş gibi bu ağır çantayı taşıyım. Ve sonuç OTOBÜSTE AYAKTA DURAYIM!!!  Allahım bu kadar kötü bir gün olamaz!

Otobüste geçen o saatlerde de tüm Denizliyi gezmiştim. Aslında bir yandan da iyi olmuştu. Meğerse Denizli ne büyük bir yermiş hiç görmediğim yerleri görmüş oldum. Ama bir yandan da çok geç kaldım... saat olmuş altı ben hala eve varamadı. Annem beni dilim dilim doğradı. Kafiyeli oldu behh... neyse eve ne kadar geç gelsem de geldim dimi sonuçta. Kapıyı açar açmaz abimle karşılaştım.

-Nerdesin sen bu saatte kız başınla?

-O... o-okuldaydım abi.

-kızım siz kaç ders işliyonuz okulda? Yalan atma bari bende geçtim bu yollardan.

- a..

-kızım yoksa senin erkek arkadaşın falan mı var lan. Eğer varsa bak seni

-Yo yo abi müdür kantin temizleme cezası verdi o yüzden şey ettim.

Abim bir an yumuşamıştı. Ama hâlâ inanmamış bakışları atıyordu.

-Tamam şuanlık bişey demiyeceğim ama bir daha olsun...

-Bidaha olmayacak.

Abim hiç üstelemeden evden içeri girmişti.
Ohhh bee neden ceza aldığımı sormadı en azından.

Abim kafasını kapının kenarından çıkarttı.

-Ha bu arada neden ceza aldığını da sonra konuşacağız. Hiç öyle kaçmaya falan da çalışma.

Başımı salladım ve içeri girdim. Girer girmezde merdivenlerden koşarak odama çıkıp kendimi yatağa attım.

Evvett bu bölüm biraz geç oldu kusura bakmayın. Okul, sınav telaşı falan biraz geç geldi.  Neyse bir dahaki bölümde görüşmek üzere*3* ha bu arada LÜTFEN oy verip yorum yapmadan geçmeyin nokta dahi olsa yorum yaparsanız cevap veriyorum♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥








Dört Yapraklı YoncaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin