GÖZLERİNDEKİ DÜŞMAN

204 7 0
                                    

Etrafıma baktım. "Sanırım New York'tayım". Yine , bana sıradan gelen ama uzaktan bakan herkese çok tehlikeli gözüken işlerime devam ediyordum... Kabul etmeliydim. Tehlikeliydi. Tehlike. Ne kadar da muntazam bir his. O kadar şehvetli ki... Ama artık işimin bir ustasıydım , tehlike pek bana göre değildi. Heyecan , korku , bu duyguları asla yaşayamazdım. Çünkü ben bir katildim. Soğukkanlıydım. Olmalıydım. Eğer birini öldürürken korkuya veya bunun gibi hislere kapılırsanız o merminin nereye gideceği belli olmayabilir.

21 yaşında , genç , yakışıklı bir iş adamı. Çok arzulanan biri. Kaslı vücudu , kusursuz yüzü ve çekiciliğiyle birçok kadını elinin altına alabilecek kadar yakışıklı biri. Tobby Stan. İşte sıradaki müşterim. Diğer tarafa biletini vereceğim kişi.

Gözlerimi yumdum , birkaç saniye öylece kaldım ve birden yataktan fırladım. Üzerimde dün geceden kalma kıyafetlerim duruyordu. Siyah , dar bir tişört , siyah bir pantolon , siyah bir bot ve siyah bir deri ceket. Katillerin klasik giyim tarzı , siyah. 

Saate baktım , 9'a 15 dk vardı.Hemen arabanın ve odadanın anahtarını alıp merdivenlere yöneldim. Bir oteldeydim.Deniz rengi gözlerim ve neredeyse enseme kadar gelen dağınık saçımla merdivenlerden indim. Görevli kişiye anahtarı verip otelden ayrıldım.

Saat 09.51 .Arabama atladım  , siyah, üstü açık bir porsche'ydi . Bu arabayı çok seviyordum. Hemen GPS'i çalıştırıp Tobby Stan'in evine ayarladım. Ve müthiş bir hızla gaza basıp yol almaya başladım.

Saat 09.57 .Evin önündeydim.4 katlı , sarı ve beyaz renklerinin hakim olduğu bir villaydı. Evin arkasında geniş ve tahmin ettiğim kadarıyla derin bir havuz vardı. Evin etrafı çitlerle sarılıydı ve evin arkasında bir orman vardı.

Evin kapısını görebileceğim bir mesafeye gidip çalıların arkasına arabımı saklarcasına park ettim. 09.58 . Tik - tak , Tik - tak . İşte orada! Tobby Stan evden çıktı .Görevliler arabalarını çıkartıp kapısını açtılar ve zengin züppe arabaya bindi. Mavi bir İmpala'sı vardı. Şaşırdım , böyle bir züppenin benim gibi bir arabası olduğunu tahmin etmiştim.

4 dakika sonra otobandaydık. Yaklaşık 5 metrelik bir mesafeden arabayı izliyordum. İstediğim yere gelmesi an meseleseydi. O yola döndüğü anda ben de farklı bir yola sapacak ve onun önünde olup yolunu kesecektim. Eğer hızımı ayarlayabilirsem tam istediğim yerde onu sıkıştıracaktım. Issız bir yerdi , tam istediğim gibi!

3-2 - 1 ! GİRDİ! Hemen yola saptım. Hızım 150 km'di. Hadi Berk! Hadi! İşte bu! Yolun sonunu gördüm! Ve züppemizin arabası henüz görülmemişti! Muntazam bir dönüşle yola girdim. Dikiz aynasından arkama baktım ve İmpala'yı gördüm. Ve yine müthiş bir hareketle arabayı kaydırıp yolu kapattım. Etrafta bir kişi bile yoktu. Çok tercih edilen bir yol değildi , çünkü herkes bu yolu bilmiyordu , haritada yoktu. Ama yolu bilirseniz hem trafikten kurtuluyor hem de kestirmeden gidebiliyordunuz.

Arabanın kapısını açtım ve yavaş ama bir o kadar hızlı bir hareketle arabadan indim. Aynı anda züppemizin de kızgın ve şaşkın bir ifadeyle kendini dışarı attığını gördüm. Üzerinde sarı , marka bir tişört , kırmızı -ve yine marka- bir pantolon giymişti. Fiyatı benim sahip olduğum tüm kıyafetlerin toplamı kadar olduğunu düşündüğüm çok pahalı bir beyaz ayakkabı giymişti.

-NE OLUYOR BURADA! SEN KİMSİN!

-Merhaba , dedim soğukkanlı bir tavırla. İçimden havalı davranışlarım ve ses tonumla iyi bir katil olduğumu düşündüm

-KİMSİN DEDİM!

-Duydum. Ama başka şeyler de duydum , mesela birileri seni hiç sevmiyor ve yaşamanın bir anlamının olmadığını düşüyormuş. dedim , bazı yerlerde durup bazı yerlerde hızlı geçerek. Tam yerine göre söylüyordum.

-Bak... Şey... Eğer bana bir şey yaparsan SENİ ÖLDÜRÜRÜM TAMAM MI! İŞİNİ BİTİRİRİM!

-Elbette yaparsın. dedim soğukkanlı ve havalı bir sesle. Sonra ekledim: "Eğer ölmezsen."

Kelimeler dudaklarımdan çıktığı anda silahımı belimden çıkardım ve züppeye doğru tuttum.Yalvarışlarını duyabiliyordum.

-Ne olur yapma! Ne olur! Sana ne kadar verdilerse 2 katını veririm! Hayır 3! Yeter ki indir o silahı!!

Tehditler işe yaramayınca yalvarmayı deniyordu. Sözlerinden sonra ne yüzümde ne de vücudumda bir hareketlilik oldu. Aynı pozisyonda duruyordum. Artık zaman gelmişti.

-İşin bitti artık züppe.

BAM!

GÖZLERİNDEKİ DÜŞMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin