3.BOLUM

57 7 0
                                    

Beyzanurr00rin hikyesini okumlisiniz cok guzel yaziyor

"Ama nasıl olur bu kadar çabuk bizi bulacaklarını sanmıyordum." "Olmuş işte şuan önemli olanda bundan sonra ne olacağı bana fısıldadı David babası güçlerini

kaybetmiş olabilir ama onları geri almak için çabalarken işlerini halletmesi için oğlunu yollamış sanki gözlerindeki o ateşi görseydin sende şaşırırdın."

"Biliyormusun kendi hayatım zerre kadar umrumda değil tek umursadığım Jessica." "Hepimizin öyle Jessica özel bir kız bunu biliyorsun." "Biliyorum hemde fazlasıyla."

      Jessica'nın ağzından

 Mutfakta yemek yerken annemlerin ne konuştuğunu duyamıyordum sadece mırıldanmalar.Kalkıp içeri gittim beni görünce sustular."Hey önemliyse gidebilirim." "Yok hayır

gel otur." "Baba sana birşey sorabilirmiyim?" "Sor" "Christopher kim?" "Sen bu adı nerden duydun yoksa karşıdaki çocukmu söyledi." "Karşıdaki çocukla bir alakası yok

onu tanımıyorum hatta hiç görmedim bile." "İyi çünkü görsen bile görmemezlikten gel sakın ona yaklaşma." "Şuan konumuz arkadaşlarım değil baba soruma cevap vermedin."

"Eski bir aile dostumuz ve seni ilgilendirmiyor." Babamın bu terslemeleri hiç hoşuma gitmemişti çok çabuk sinirleniyordum. "O zaman neden onun kardeşini öldürdün

baba söylesene" "S-sen bunu nerden öğrendin." "Kendi ağzınla söylerken duydum." "Sen bizi mi dinliyorsun" "O kadar çok tuhaf şey olurken bana hiç birşey söylemiyor

geçiştiriyorsunuz benimde kendi kendime birşeyler yapmam gerekti." "Duyduklarını unut ve hemen odana çık" "Hah böyle başından atması kolay öyle değilmi ama emin ol

ben kendi kendimede öğrenirim" Merdivenlere yürüdüm tam çıkacakken hızla arkamı döndüm annemde babamda bana baktı."Ve baba sakın ama sakın benim arkadaşlarıma karışma"

Son sözümü söyledikten sonra odama çıktım kendimi yatağa attım sakinleşmem lazımdı.O sırada babamın karşıdaki çocuk hakkında söyledikleri geldi aklıma.Ve o çocuk.

Kalkıp pencerenin oraya gittim karşıya baktığımda perde aralıktı bir anda ışık açıldı refleks olarak bir adım geri gittim sonra bir çocuk içeri girdi belindeki banyo

havlusu ve simsiyah saçlarıyla oldukça yakışıklı görünüyordu pencereye döndü ve beni gördü.İlk başta afallamıştı sonra gülümsedi.Bende gülümsedim.Pencereye yaklaştı

el salladı ve kapattı elleri gerçekten büyüktü.Geri gidip yatağa oturdum bu garipti.Sanki daha önce görmüştüm onu ama bi şekilde çıkaramıyordum.

      Dante'nin ağzından

Pencereden beni izliyordu aslında öyle bir kıza benzemiyordu.Ama sanırım beni gerçekten merak etmişti.Bu iyi çünkü ona yaklaşmam gerçekten kolay olacaktı.Onun babası

ve babasına yardım eden aptallardan sonra benim babam güçlerini kaybetmişti ve babam kadar sevdiğim amcam ölmüştü sırf aptal bir kadın ve gurur meselesi yüzünden.

Bunlar yüzünden burdayım ve intikamımı almadan gitmeyeceğim.Telefonum çaldı.Arayan babamdı. "Hey." "Kızla karşılaştınmı?" "Saol baba bende iyiyim sorduğun için

teşekkürler." "Dalga geçmeyi bırak soruma cevap ver." "Evet beklemediğim bir anda beni izlediğini farkettim." "Kahretsin anladımı seni tanıdımı ?" "Hayır hemen

düşüncelerine müdahale ettim beni tanımadı hatta bana gülümsedi." "Ah ne romantik kızı kendine yaklaştır aynen böyle ama gerçekte en ufak birşey bile hissetmemelisin

o kız gerçekten özel ama sana göre fazla iyi ve saf." "Neyse ne sadece işimi yapıyorum ailem için." "Tamam sonra ararım." Telefonu kapattım gerçekten o kıza karşı

birşey hissedeceğimi düşünmesi bile saçma ve beni sinirlendiriyor.Yani öyle bişey olmaz.Ben daha önce aşık olmamıştım ve aşık olduğum ilk insanın en büyük düşmanımızın

kızı olamaz öyle değilmi.Umarım olmaz.

    Jessica'nın ağzından

Sabah olmuştu. Uyandıktan sonra hazırlandım ve aşağı indim annemde babamda ordaydı.Beni görünce konuşmaya çalıştılar ama yürüyüp gittim ve dışarı çıktım.Jip ordaydı

sanırım daha okula gitmemişti.Yürümeye başladım yolda bizim okuldan bir çocuğu gördüm.Aslında okulun popüler çocuğunu Jack. Evden çıkıp kırmızı spor arabasına yürürken beni

gördü "Hey Jess senide bırakmamı istermisin ?" dedi ve ukalaca sırıttı "Hayır kalsın saol" "Ah hadi ama bir kerede huysuzluk yapma." "Ben huysuz değilim birkere."

"Eminmisin okulda anlaştığın bir kişiyi söyle tabi şu süslü arkadaşın hariç." "İyi biniyorum işte mutlumusun." "Evet prenses sonunda teşrif etti." "Ukalalık yapmayı

bıraksanda gitsek artık." "Peki peki kızma" Sonunda yola çıktık. "Çok hızlısın." "Arabanın özelliği o güzelim." Bana güzelim dediğinde o günkü rüya aklıma gelmişti

o da bana güzelim demişti.Herneyse. "Noldu sesini çıkarmadın korktunmu yoksa." "Hayır canım ne korkması." Aptal aptal sırıttı. "Aslında bu kadar huysuz olmasan

fena kız değilsin." "Ah senin gibi birinden bu iltifatları almak çok güzel popüler çocuk." "Ne zaman istersen." Ve ukala bir gülüş daha buna daha fazla katlanamazdım

neyseki okula gelmiştik.Benden önce inip kapımı açtı.Ne kibar ama.O sırada jipte ordaydı içinden o çocuk iniyordu beni gördü ama sanki dünkü hali gitmişte daha soğuk

bir çocuk gelmiş gibi.Birazda sinirli gibiydi.Sınıfa girdim Chloe bugün gelmemişti yanım boştu Jack gelip yanıma oturdu. "Naber" "Neden yanımda oturuyorsun?" "Çünkü

boştu ve canım istedi." Ukala işte.Yeni çocuk sınıfa girdi herkes dönüp ona bakmıştı özellikle kızlar fazla yakışıklıydı.Ağır adımlarla ilerleyip sıramın yanına geldi.

Yanımda oturan Jack'e doğru eğildi ve ürpertici ama bir o kadarda kendinden emin bir sesle "Hey dostum sanırım yerleri karıştırmışsın orası benim yerim" dedi.

MARTELINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin