1.1

691 62 14
                                    


          
   15 vote yeni bölüm sizi seviyorumuah 💙

Ayağımı sabırsızca yere vururken gözlerimi geleceği yere dikmiş onu bekliyordum.Onu neden buraya çağırdığımı bile bilmiyordum,evet işi hakkında konuşmam gereken ve telafi etmem gereken şeyler vardı.Ama hepsi cidden bu kadar mıydı? aptal bir iş telafisi miydi?

Sonunda geldiğinde yorgun bakışları beni buldu.Üzerime diktiği mavilerin altı mosmor olmuştu.Yüzü sanki yıllardır eroin etkisindeymiş gibi çökmüştü.O kusursuz yüzü bu hale getiren bendim.O çok sevdiğim yüzün şu an bu halde olmasının sebebi bendim.Gözleri her an saldırmaya hazırlanan bir şahinin ki kadar sert bakıyorken bana doğru ilerledi ve sadece birkaç adım ötemde durdu.

"Ne söyleyeceksen 10 dakika içinde söylemiş ol eve çıkacağım,işlerim var"

Dudaklarım alaydan ibaret olmayan bir şekilde yukarı kıvrıldı.

"Pembe dizi izlemek bir iş değil"

Bir şey söyleyecekmiş gibi oldu ama vazgeçti.Anlaşılan çabucak ne söyleyeceğimi öğrenmek istiyordu.Derin bir nefes aldım ve ona doğru yürüyerek aramızda ki mesafeyi kapattım.

"Biliyorsun,cinsel yönelimin hiçbir zaman Russo'lar için bir sorun teşkil etmedi,sadece o fotoğraflar çıktıktan sonra..bilirsin işte Hiddleswo-"

"Olayın ne olduğunu biliyorum gerizekalı herif,bunlar benim başımdan geçen şeyler?"

Bıkkınca ona baktım "Sözümü kesme de devam edeyim,normal de Thor Ragnarok'tan sonra oynama iznin yoktu ama ben..." Elimi ceketimin cebine sokup gerekli izinlerin yazdığı kağıdı ona uzattım,şaşkın bir şekilde kağıdı aldı ve açıp okumaya başladı.
"..Aklına gelebilecek neredeyse herkesle konuştum ve Avengers 4'de oynaman için gerekli olan her şeyi yaptım" Gözlerim,hızlı bir şekilde kağıdın üzerin de mekik dokuyan gözlerini izliyordu.Okuduğu her kelimeyle yüzü daha da aydınlanmış gibiydi.Yüzünü bana çevirince gülümseyen dudakları düz bir hale gelmişti ama gözlerinde ki ışık hala orada duruyordu.

"Tamam,bittiyse gidiyorum ben" deyip arkasına döndüğünde kolundan tutup çatılmış kaşlarımla kendime çevirdim.
"Ne yani,bu kadar mı?" bıkkınca gözlerime baktı.
"Ne yapmamı bekliyorsun?Boynuna sarılmamı falan mı?"
"Şey" dedim omuz silkerek "fena olmazdı aslında" adem elması hareket ederken sert bakışlarını bana döndürdü."Bunu en son yaptığımız da ne olduğunu hatırlamak istersen seve seve hatırlatırım Hemsworth"
Bıkkınlıkla nefes aldım ve ona bir adım daha yaklaşıp aramızda ki mesafeyi kapattım.Bunu beklemiyor olacak ki affalamıştı ama bakışlarında hiçbir değişiklik olmamıştı.Belki de ona asıl olayın ne olduğunu söylemeliydim.Onu kaybetmek istemiyordum.

"Olay bildiğin gibi değil Tom" Dudakları itiraz edecek bir şekilde açılırken bakışlarımla susmasını söyledim. "Eğer o gün o fotoğraflar çekilmeseydi,Elsa-"
"Elsa mı? o sikik fotoğrafları çeken kişi Elsa mıydı?" bakışlarım yumruk yaptığı eline kaydı.Ah,ağzımdan kaçırmıştım,her şeyi elime yüzüme bulaştırmasam olmuyordu zaten.
Başımı tekrar kaldırdım ve konuşmaya devam ettim.
"Fotoğrafların yayılması mesajlarımızın yayılmasından daha iyi olur diye düşündüm"
Yüzüme,sanki ona dünyanın en karışık formülünü söylemiş ve çözmesini  bekliyormuşum gibi bakıyordu.
"Mesajlar mı?ona mesajlarımızı mı gösterdin pe-"

"Ben göstermedim,sence göstererek kendimi riske atacak kadar gerizekalı mıyım?" sorduğum soruyla başını 'evet' anlamında salladı.Gözlerimi devirerek dudaklarımın arasından kelimelerin dökülmesine izin verdim.
"Elsa geçen gece katıldığı plaza'dan onu almam için mesaj atmıştı,bu ne kadar doğru bir fikirdi bilmiyorum fakat red etmedim,onu aldım.Bir süre sonra bana susadığını ve bir yerde durup ona içecek bir şeyler alıp alamayacağımı sordu,eh yine red etmedim ve ona bir şeyler almak için durdum.Telefonum araba da kalmıştı,şifre kullanmak bana göre olmadığı için de girmesi zor olmadı"

Söylediğim her yeni kelimeyle kaşları daha fazla çatılıyordu.Anlattıklarımdan sonra beni affedecek miydi bilmiyorum fakat daha fazla saklamanın hiçbir anlamı yoktu.Tıpkı artık aramızda olan bir takım hisler gibi.

"...Sana zaten haz etmiyordu ve o mesajları görünce pimi çekilmiş bombaya dönüştü"

"Sana saplantılı olduğunu biliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim" dedi saçlarını düzeltirken.Başımı sağa yatırdım ve yüzünü inceledim.Sanırım incelemenin dozunu kaçırmış olacaktım ki dikleşip hiçbir duygu bulundurmayan gözlerini sertçe bana savurdu.
"Konuşma bittiyse,gidiyorum." elini tuttum ve kendime çektim.Aramızda neredeyse hiç boy farkı yoktu ama hızlı hareketimle başını omzuma yaslamış ve bana sarılmasını sağlamıştım.
Bedenimin üzerinde ki bedenin kasıldığını hissettim.Kalbi sanki göğsüne hapsolmuş ve oradan çıkmak istiyormuş gibi hızlı atıyordu.

"Yapma" dedi kısılan sesiyle "Yaparsan tekrar güvenirim sana." Elim saçlarında dolaşırken kokusunu içime çektim.Fazla güzel
kokuyordu.Sigara,kendine has kokusu ve..çikolata?
Beni itmeye çalıştı ama tüm kas gücü gitmiş gibiydi,kendimi tamamen bana kaptırmış ve göğsünden başka hiçbir yerini hareket ettiremiyor gibi duruyordu.Tamamen savunmasız bir çocuk gibiydi.
"Amacın ne Chris,ne yapıyorsun bana?"

"Ne yaptığım konusunda bir fikrim yok,ama ne yapmayacağımı biliyorım" Yüzümü ondan uzaklaştırdım ve gözlerine baktım.

"Mantığımın daha fazla kalbimi yönetmesine izin izin vermeyeceğim"

Ve dudaklarımda ki tüm günahı,onun güzel,biçimli dudaklarıyla arındırdım.

Hiddlesworth'ImpossibleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin