"Robin, neden polislere ses kaydını dinletmedin?" yolda giderken Raven içini kemiren soruyu dile getirdi.
"Onların bizlere bir yardımlarının dokunmayacağını biliyorsun, ve aslında *fısıltıyla* söylediklerinin yarısını dinledim onu da kendi duyduğum kadar yorumladım. Yalnızca olay yerine bakmam gerekiyordu. Onlarla asla aynı tarafta olmadık bilirsin.."
"Biliyorum." Raven iç çekti. "Ve bu durum pek çok defa başımızı derde soktu."
"Biz iyi adamlarız, Rae. Kurallara uymayan iyi adamlar." diye fikrini belirtti Cyboarg.
"Takıntılı gibi görünmek istemem ama bana öyle demeyin. Adım Raven... Hişt aloo? Size diyorum. Nereye lan!?"
Titanlar Raven'ı arkada bırakıp Titan Kulesi'ne doğru ilerlediler.
--------
"Pekala, titanlar. Bana düşünmem için yaklaşık üç buçuk saat verin. Ben size haber veririm. Oraya kadar kafanızı çok meşgul etmeyin ve başka şeylerle uğraşın."
"Ama şey... Bilirsin Grache ölürse, Kim bizim ağzımıza sıçacakmış. Şey ve anlarsın hani, belki şu an son nefesini falan veriyordur. Ya da çoktan Allah rahmet eylesin. Hem, o bizim arkadaşımız ve işte onu seviyorum filan ve ölmesini istemem, neyse işte..." diye umursamazlıkla konuştu Star Fire.
Robin omuz silkti. "Ne yapacağımızı bilmeden aramaya başlamak saçmalık. Hem o saksılara sonradan çok ihtiyacım olacağını düşünüyorum. Kalan son nöronlarınızı şimdi harcamayın." diye Star Fire'ın kafasına iki kere işaret parmağıyla dokundu Robin. Ardından odasına çekildi. O giderken arkadan Beast Boy bağırdı.
"Alınmadık."
Robin çıkınca sessizce ekledi Beast, "Egosunu kişileştiriyor herif.."Raven güldü. Hemde sesli bir şekilde! Robin'in önde gelen egosunu iyi bilirdi. Beast boy şaşkınca ona döndü. "Neden güldün, mama? Sonuçta ona hakaret ettim. Ve onun sevgilisisin.." Gülerek devam ettirdi. "Robin'in sevgilisiii💓"
Raven gözlerini olabildiğince açarak Beast boy'a baktı.
"Sensin Robin'in sevgilisi!" diye bağırdı eli koluna dolaşmış ne diyeceğini bilemeyen Raven. Cümlenin saçmalığının o da farkındaydı.
"Üzgünüm ama erkeklere yönelimim yok." diye yüzünü buruşturdu Beast.
Star aynı onun gibi yüzünü buruşturarak burun kıvırdı. "İy, homofobik... En tiksindiğim insan türü."
Beast boy elini iki yana açtı. "Ne yani? Ne dedim lan? Sizde eşcinsel olmayanı homofobik ilan ediyorsunuz."
Herkes bağırdı. "S*ktir gir bir yerlerle Beast boy. Geberesice homofobik."
"Manyak mısınız abi..."
"Homofobikler ölsün."
"Bu eşcinseller ölsün demekle aynı şey aq!" dedi Cyboarg kankasını koruyarak.
"Öl."
"Niye ölüyom!? Kendinize gelin aaaa..."
"Asıl sen kendine gel. İnsanları seçimlerine göre yarg-"
"Kimseyi yargılamadım Star!"
Yeniden Titanlar artık izlemekten sıkıldığım bilmem kaçıncı boktan kavgalarını yaparken, Raven televizyon açmış izliyordu. Grache haberlere çıkmıştı. Ünlü milyonerin 15 yaşındaki kızı aranıyor...
On beş diye düşündü Raven. Ne kadar gençti. Ve büyük ihtimal ölmüştü bile. Ya da belkide ölmekten beter haldeydi. Bu iyiydi... Hep en kötü ihtimali düşünmek iyiydi. Sonradan büyük bir çöküş yaşamazlardı. 'Zaten biliyordum.' der geçerlerdi. Dünyadaki her güçlü insan kendini böyle eğitir. Her ihtimali düşünüp ruhsal çöküş yaşamazlar. Belki karamsarlık, belki kötümserlikti bu. Ama titanlar hayatları boyunca o kadar çok kayıp yaşamışlardı ki, artık her ihtimale hazırdılar.
Bakalım Grache'e neler olmuştu? Onu bulacaklardı. Cesedini de olsa, bulacaklardı.
Birden aklındaki soruyu sordu. "Sizce Robin o bilgisayarla ne yapacak?"
Buna cevapmış gibi Robin'in odasından, 'gelin' emri işitildi. Titanlar aceleyle Robin'in odasına çıktılar.
"Robin yarım saatte hallettin mi işini?"
"Eh, sayılır." dedi ve bilgisayardan bir video açtı. Bu güvenlik kamerası kayıtlarıydı. Robin silinen videoyu geri getirmiş olmalıydı.
"Sen varya, adamsın."
"Sağol Cy. Şimdi izleyin dikkatle." diyip arkasına yaslandı. Siyah beyaz görüntüde herşey netti. Sesler dahi çok iyi duyuluyordu. Grache'in uzun hole girişi ve aniden camın patlayarak içeri siyahlar içinde bir adamın girmesi. Yüzünü dahi göremedikleri bu adam tüm vücudunu kaplayan deri kıyafetler ve eldiven giymişti. Grache'in attığı çığlık ve 'sen?' diye bağırışı tüm holde yankılandı. 'Oh demek tanıdın. Bende iyi giyindiğimi sanmıştım.'
'Baba-' Zavallı kız yardım için babasına seslenemeden, adam yaklaştı ve boğazını sıktı.
'Kes sesini, ucube. Babanın senin hakkındakileri öğrenmesini istemiyorsan. Ve diğer herkesin." Grache tepinmeyi bıraktı. Ancak ikisi odadan çıkmadan önce bağırdı olağan gücüyle.
'Rest sokağı, 54!!'
'Seni küçük-'
Video burada bitiyordu. Raven gülümsedi. "Grache'in bize açık adres vermesi ne kadar nazikçe."
"Ne? Ben anlamadım."
"Rest sokağı , 54. Böyle demişti değil mi?"
"Aynen.. Haaa... Oha. Zeki kız." olan belliydi. Grache adamın kim olduğunu biliyor olmalıydı. Nereye gideceklerini de. Kameranın farkındalığıyla gidecekleri yeri söyledi. Ancak onu kaçıran kişi bunu fark etmiş ve kayıtları silmiş olmalıydı.
"Eh söylememe gerek var mı bilmiyorum. Ama şimdi jet hızıyla adrese doğru gidiyoruz. Rest sokağı...neydi?"
"54"
"Rest sokağı, 54!"
------------
Iy bu bölüm çok iğrenç oldu jdksksns
Sizce Grache neden kaçırıldı?
Düşüncelerinizi alayım.