Forget Forever 14.Bölüm: "...bebeğim"

65 2 0
                                    

Britney Spears - Criminal ile okuyun.Biterse başa sarın.

İyi okumalar ^^

~

"Alo?Eva?"

"Niall?"

"Merhaba bebeğim. Bu akşam programın yoksa benimle çıkar mısın?"

Bir an düşündüm. Ondan uzak durmalıyım. Gizemli biri. Ama iyi bir insan. Onu seviyorum ve o da benden hoşlanıyor. Onu bırakmaya niyetim yok.

" Geliyorum. Kaçta buluşalım?"

"8'de seni alırım."

"Teşekkürler Niall."

"Görevimiz,Eva."

~

Nereye gideceğimiz hakkında bir fikrim olmadığı için siyah bir jean ve sarı -bol- tişört giydim. Siyah dolgu topuklarımı ayağıma geçirdim. Pembe renk parlatıcı sürüp ince bir eyeliner çektim.

Henüz gelmesine 1 saat vardı. Kanepeye oturup *Çığlık'ı okumaya başladım.

" ....Patch'i kapıdan iterek çıkarmak için delice bir istekle dolmuştum.Sözleri zihnimde yankılanıyordu.Başına buyruk mu? Baş meleklerin onu arayacakları ilk yer burasıydı. Bilerek mi dikkatsiz davranmıştı. 'Sen deli misin?' dedim.

'Senin için deliriyorum.'

'Patch!'

'Endişelenme,vaktimiz var.'

'Nereden biliyorsun?'

Eli kalbinin üstünde arkaya doğru bir adım attı. 'Bu inanç eksikliğin beni incitiyor.'

Ona daha ciddi bir bakış attım. 'Bunu ne zaman yaptın? Ne zaman başına buyruk davrandın?'

Bu akşamın erken saatlerinde. Güvende olduğundan emin olmak için buraya uğradım. Rixon'un Delphic'te olduğunu biliyordum ve tezgâhın üstünde nereye gittiğini haber veren notu görünce harekete geçeceğini anladım. Baş meleklerden ayrılıp senin peşinden geldim. Onlardan ayrılmasam , Melek , fiziksel olarak devreye giremezdim. Rixon kazanırdı.

'Teşekkürler,' diye fısıldadım.

Patch bana daha sıkı sarıldı. Kollarının arasında kalmak, güçlü ve sağlam bedeninin verdiği his dışında her şeyi yok saymak istiyordum ama beklemeyecek sorular vardı.

'Yani bu artık Marcie'nin koruyucu meleği olmayacağın anlamına mı geliyor?' diye sordum.

Patch'in gülümsediğini hissettim. 'Artık özel çalışıyorum. Müşterilerimi kendim seçerim, onlar beni değil.'

~

Kapının çalmasıyla sayfalara saklanmış düşmüş meleğimi yerine kaldırdım ve hızlı adımlarla kapıya ulaştım.

Açar açmaz Niall elimi tuttu ve beni kendine çekip sarıldı.

"Seni özledim."  Kalbim durdu sanırım.

"Ben...de"

"N-ne?"  Ve beni yanağımdan öptü.

"Nereye gidiyoruz?"

"Cehennemime."

"Çok açıklayıcı oldu."

Küçük bir gülümseme gönderdi.

~

Geldiğimiz yer mavi ışıklı büyükçe bir bardı. Barlardan kurtulamayacak mıyım acaba?

Güzeldi,sanırım. Hayatım boyunca sadece 2 kere bara gelmiştim ve ikisinde de Niall yanımdaydı. Eziğim,biliyorum.

"Gel." dedi ve beni daha içeri sürükledi. Burada hiç ses yoktu-nefeslerimiz haricinde.

Beni duvara nazikçe itti. Daha fazla yaklaşma!

İyice yaklaştı ve kulağıma eğildi.

"Korkuyor musun?"

"N-niall...ben..."  İşaret parmağını dudağıma bastırdı.

"Sus."  Ve dudaklarıma bakmaya başladı. Lanet olsun,gözlerini bir kere bile kırpmıyordu.

O an geldi... Öpüyordu. Beni öpüyordu. Ah!

Dudaklarımdan ayrılınca yüzüme üfledi.

"Beni öldürmek mi istiyorsun sen?!"

"Bunu hakediyorsun,çünkü ben yanıyorum."

Boynuma bir öpücük kondurdu.

"Karşılık ver."

Dudaklarıma tekrar eğildiğinde ben de denemek istedim. Sevdiğim insanla öpüşüyordum sonuçta!

Nefes almak için geri çekildim. Soluk soluğaydık.

"Sarhoş olmalıyım."

Bara geri döndüğümüzde tenha bir yere geçtik.

Niall kendine cin isterken ben viski aldım.

"Bana ailenden bahset."

Emir cümlesini duymamazliktan geldim.

"4 kardeşiz. Sam adındaki ağabeyim dışında diğerleri benden küçük. Babam öldü. Annem yeniden evlendi. Ve en küçük kardeşim bu evlilikten meydana geldi. Adı Mia. Henüz 3 yaşında. Ailemi seviyorum.Josh'u da seviyorum. O da benim kardeşim gibi.

Başka bir sorun var mı?"

"Ailen seni mutlu ediyor değil mi?"

"Evet."  Artık gülümsüyordum.

"Ne mutlu!"  O da benim gibi gülümsüyordu ama bu gülücük gözlerine ulaşamamıştı.

"Yarış yapalım mı ?"

"En önce bitiren ne isterse onu yaparız."

Elimi ona uzattım, tokalaştık.

"Anlaştık o zaman bebeğim."

Gözlerini pörtletti ve kekeleyerek konuşmaya başladı. Bu hali gerçekten komikti.

"B-bebeğim m-mi?"

"Niall ben gerçekten özür dilerim. Sen bana bu şekilde hitap edince ben de sana söylemek istedim. Ama istemiyorsan bunu söyle lütfen."

"Ah,sen gerçekten yanlış anlamışsın. Ben...bunu çok sevdim."

Eğildim, yanağına bir öpücük kondurdum.

"Bu kadarı yeterli mi sence bebeğim?"

İmasını çok farklı şekilde anlayabilirdim ama...Bu zevki ona yaşatmayacaktım.

~

Yabancı dizi olarak Supernatural'ı şiddetle öneririm! :)

Forget ForeverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin