Naz elindeki mikrofonu yanındaki gitariste vererek sahnenin arkasındaki sandalyeye kendini bıraktı.
Babasına resti çekeli yaklaşık 1 ay olmuştu. Uzun zamandır sesi güzel diye kendisine yapılan teklifi kabul etmiş, akşamları nispeten nezih olan bu barda şarkı performansı sergilemeye başlamıştı.
Babası gücünü kullanarak olay mahallerine kendisini yaklaştırmasa da Mert sayesinde yazılarına devam edebiliyordu, kendi bloğunda... Zira babası okul gazetesi editörlüğünü de elinden almıştı.
"Hadi Naz, bir an önce bitirelim de şu provayı gidelim artık"
Naz kendisine seslenen vokaliste baktıktan sonra "Senin gibi kısa kısa mırıldanmadığımdan kaynaklı boğazım patladı burada. Kusura bakma 2 saniyelik bir dinlenme ile geri dönmem mümkün değil" dedi. Dedi ve büyük kavganın fitili ateşlendi... İki kadının da özel günlerinde olduğundan mıdır bilinmez ceviz kabuğunu doldurmayacak bir olay kelebek etkisi yaratmış ve gün sonunda Naz kendisinin solistliğini de yapan ev arkadaşı Begüm tarafından kapı dışarı edilmişti.
Naz'ın bakış açısıyla da evden ayrılmıştı. Başka bir seçenek bırakılmamış olsaydı da ayrılacaktı en azından. Neticesinde Naz evsiz ve işsiz bir şekilde parkın birindeki banka oturmuş ne yapacağını düşünüyordu kara kara...
Patronları iki çalışanını saç başa girmiş olduğunu görüp gece performans sergileyemeyeceklerini anlayınca sesi güzel diye peşinde dolandığı solistini de, uzun zamandır kendisi için çalışan vokalistini de kovmuştu.
Naz'ın gözleri bir kez daha karşı apartmana kayarken derin bir nefes aldı ve duyduğu sesle yerinden sıçradı.
"Sadece 2 hafta kalabilirsin. Asla daha fazla değil"
Naz şaşkın bir şekilde Mert'e bakarken Mert duraksamadan apartmanına doğru yürümeye başladı. Genç kız üzerindeki şaşkınlığı ve korkuyu atıp valizini peşinden sürüyerek Mert'i takip etmeye başladı.
"Nereden anladın?" diye sorarken valizin kendisine çıkardığı sorun yüzünden tökezleye tökezleye ilerliyordu.
"Konuşacağına önüne bakarak ilerle Naz, düşüp kalacaksın. Bu arada baştan açıklığa kavuşturalım gece 12 ile 3 arası evde olursam kesinlikle ses istemiyorum. Aslına bakarsan evde olduğum hiçbir zaman diliminde ses istemiyorum ama senin tahammül sınırlarını zorlayan sakarlığını düşünürsek bu pek mümkün olmayacağından 12-3 arası kendini kapat. Evde yemek yapmaya vs kalkışma ki bu beceriksizlik ile başaracağını da çok düşünmüyorum. Yemeklerini eve de sipariş etme, evde yemek kokusuna katlanamıyorum. Yemek yiyeceğin zaman dışarıya çık"
Mert apartmanın şifresini girdikten sonra kapıyı açıp geçmesi için bıkkınlık ile Naz'a yol açtı. Genç kız valizi dar kapıdan zorlukla içeri sokarken Mert'in kendisine üst üste 'Sakar ve beceriksiz' demesine ilişkin bir cevap verip vermemek konusunda arada kalmıştı. Tam cevap vermeye karar verip ağzını açıyordu ki valizine takılıp zeminle yüz yüze geldi.
Neyse ki Mert'in refleksleri kendini göstermişti de Naz'ın zeminle öpüşmesine müsaade etmemişti.
"İtiraz edeceğin bir durum olduğunu sanmıyorum" diyerek tahammülsüz bir şekilde Naz'ı kaldırıp ona aldırmadan asansöre girip 15. kat düğmesine bastı. Kapı kapanırken "15. Kat" dedi ve sinirle sırtını asansörün duvarına yasladı.
Naz'ı elinde valizle kendisinin oturduğu apartmanın parkında görünce başına gelenleri idrak etmesi 1 dakikasını almamıştı.
Levent'in elindeki güç sayesinde Naz'ın hayatını fazlasıyla zorladığını biliyordu. Naz'ın da kendisi için babasına kafa tutmayı çalıştığını da. Levent'in son hamle olarak Naz'ın yeni çalışmaya başladığı barı narkotik şubenin keskin markajına aldırması ile kızın işsiz kaldığını anlaması zor olmamıştı. Muhtemelen Naz'ın arkadaşlarına da ambargo koymuştu ki kızın kalacak kimsesi kalmamıştı. Asansör durduğunda içinden geçen son düşünce "İyi de ben de Naz'ın kimsesi değilim ki" olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇ MAHALLİ
RomanceMert Yağız: İşinde iyi, kibirli, ukala ve fazlasıyla tahammülsüz bir polis Levent Atalı: Mert'in müdürü ve aynı zamanda üstleri tarafından bir nevi Mert'in bakıcılığına (Neticesinde Mert'in kafası attığında ne diyeceğini kimse bilemezdi. Emniyeti...