Bölüm 75

11.6K 437 21
                                    

- Bu çok iyi bir haber, ama burada yakıt bulabilir misiniz?

- Çocuklar biraz dinlensin bir keşfe çıkacağız. Soğanları ben doğrayabilirim. Yemekte soğan çok ince kıyılmışsa yiyebiliyorum. Sizlere zahmet olmasın.

- Olur, hem bizim için daha iyi olur, değil mi Nalan hanım?

- Doğrusu yemek yaparken en sevmediğim iş soğan doğramaktır.

Fuat eline bıçaklardan birini alıp soğanları ince ince doğramaya başlamıştı. Bu sırada üst kattaki odaların birinde Filiz bavulunu açmış eşyalarını dolaba yerleştiriyordu. Küçük mErt ise yatağın üzerine çıkmış zıplıyordu.

- Oğlum rahat dur, hadi biraz uyu istersen.

- Hayır anne, ben bahçeye çıkmak istiyorum.

- Bahçeye çıkmak yok. Hem bak sessiz ol, Filiz abla rahatsız oluyor.

Filiz oldum olası küçük çocukları korkutup susturmak için diğer insanların kullanılmasından rahatsız olurdu. Ama Mert’in de hiç duracağı yoktu ve biraz olsun Filiz’den çekinmesi iyi olabilirdi. Çok kısa bir süre uslu durduktan sonra yine hareketlenmişti.

- Anne ben bahçeye çıkmak istiyorum.

- Mert kaç kere söyleyeceğim bahçeye tek başına çıkman çok tehlikeli, benim de şu an işim var.

-  Ama anne…

- İzin verirseniz ben Mert’i biraz bahçeye çıkarabilirim. İşim bitti.

- Sana zahmet olmasın Filiz?

- Yok canım ne zahmeti, hem uykum da yok. Hem sen de bu arada biraz dinlenirsin, Mert seni çok yoruyor.

- İyi o zaman, çok teşekkür ederim Filiz. Mert sakın Filiz ablanı üzme ve onun sözünden çıkma, tamam mı oğlum?

- Tamam anne.

Mert hemen Filiz’in elinden tutmuş ve beraber aşağıya inmek üzere odadan çıkmışlardı. Bu sırada odalardan birinden Nezih çıkmıştı ve elinde bastonuyla tanımadığı bu binada yönünü bulmaya çalışıyordu.

- Kim var orada?

- Benim Nezih abi Filiz, nereye gidiyorsun?

- Hah Filiz biraz bahçeye ineyim dedim kızım, yardım edebilir misin?

- Elbette Nezih abi, koluma girin.

Nezih Filiz’in koluna girmişti. Beraber bahçeye inmişlerdi. Bahçeye iner inmez Mert Filiz’in elini bırakıp koşturmaya başlamıştı. Filiz Nezih’i çardağa kadar götürüp, koltuklardan birine oturtmuştu.

- Merhaba Nezih bey, ben Cemal.

- Merhaba Cemal bey, aldım sesinizi, nasılsınız?

- İyiyim, biraz bahçede oturayım dedim.

- Ben de odada sıkıldım, Rasim uyuyor Fuat da ortalarda yok. Ben de bahçeye ineyim dedim. Cemal bey bana biraz etrafı anlatır mısınız?

Cemal Nezih’in durumuna üzülmüştü. Dünyada görmek istemeyeceğiniz bir sürü korkunç şey vardı ama görülecek bir sürü de güzellik vardı. Cemal boğazını temizleyip anlatmaya başladı. Bu arada Mert büyük bir hızla üstündeki kıyafetleri çıkarmaya başlamıştı. Filiz şaşkınlıkla onun yanına gitti.

- Mert ne yapıyorsun?

- Çok sıcak Filiz abla, havuza gireceğim.

Filiz ne yapacağını bilemiyordu ve lale’nin bu duruma çok kızacağını biliyordu ama yaşanan bunca korkunç olayın arasında Mert’in bu masum isteği ona her şey normalmiş gibi hissettiriyordu.

- Ama annen bize çok kızar.

- Lütfen Filiz abla, hem annem uyuyor.

Filiz bir saat sonra hayatta olacaklarının bile garantisi olmadığı için Mert’e havuza girmesi için izin vermeye karar verdi.

-  Peki ama önce banyoya gidip havlu alalım. Üşütmemen lazım.

- Yaşasın.

Mert banyoya doğru koşmaya başlamıştı. Filiz de arkasından koşturuyordu. Onları gören Arnavut Cemal’in de yüzü gülmüş kendini korkunç bir kabustan güzel bir güne uyanmış gibi hissetmişti.

Zombiler İstanbul'daHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin