T

29 3 3
                                    

Bu kurguda ki her olay gibi kişilerde gerçektir.

Umarım bu hayatımın içine eden olayları ve yaşananları sadece okur ve yorumlamamı beğenirsiniz. 

Başımda uçuşan kavak yelleri benden ibaretti sadece hayatımda. Ne istediğim yerdeydim ne de olduğum gibiydim. Hep farklıydım kaçıp gitmiştim ben benden.

Belki de ben hiç ben olmamıştım. Daha liseye yeni başlamışken de böyleydi, şimdi de böyle ileride de böyle olacak...

...

Bugün, hayatımın heyecanlı olması gereken bir gün. Ama yine istediğim hiçbir şey olmamıştı. Ben yine birilerine alışacaktım, bir yerleri sahiplenmek zorunda kalacaktım. üzülecektim, oysa mutlu olacağıma o kadar emindim ki...Liseyi kazandığım okulda değilde babamın parasıyla okuyacağımdan şikayetçiyim. Emeklerimin karşılığı olan okula değilde özel bir okula gitmek biraz yıkmıştı beni doğrusu. Hele ki boş konuşan insanların ön yargısı yüzünden buradaydım ben.

Ballıca Anadolu Lisesi mi?

Aaa olur mu kız çocuğu oraya gönderilmez, esrarkeşler var orada, sigara içiliyor, öğretmenler de güzel ders anlatmıyormuş... 

Bir sürü zırvalık ve görüşten sonra sonuç olarak  Özel Yıldız Anadolu Lisesinde okuyacaktım.

Sabahtan beri formayı  beğenmemiştim ,okul çok uzaktı bir sürü bahaneyle daha gitmeden nefret etmiştim okuldan, orada üzüleceğimden o kadar emindim ki... Okulun ön kapısından içeri girince direk idare katından geçiyordunuz. Adımımı içeri atar atmaz bir sürü tanıdığım insanı gördüm. Eh bu kadar küçük ilçede 2 tane özel okul olunca böyle oluyor.Dershane okul derken bir sürü kişiyle tanışmıştım geçen sene, bu senede değişen bir şey yoktu anlaşılan yalnız arka tarafta bir sürü benden büyük olduğuna emin olduğum öğrenciler -hatta belki öğretmen bile olabilirlerdi- vardı.Onlar hiç hoşuma gitmemişti.Geçen seneden tanıdığım Deniz'in yanına gittim.

"Aaa Türkü, sende mi buradasın?"

"Evet."

"Sen Ballıca'yı kazanmamış mıydın? Niye gitmedin ki?"

"Evet orayı kazanmıştım ama babam eğitimi için buraya gelmemi uygun  gördü."

"Anladım, tanıdığım insanların burada olması güzel oldu."

Kafa sallayıp oradan uzaklaştım. Şuan ne birisiyle iletişim kuracak isteğim ne de yalandan  gülümsemeye harcayacak enerjim vardı. Tek başıma bir duvarın kirişine yaslanıp kendi kendime kalmaya karar verdim. O sırada okula girenleri izliyordum. Fotoselli kapı açılınca arkadaki film silindi ve  kapıdaki aynada saçını düzelten bir oğlanı gördüm. Bu neydi şimdi bunlar kimdi niye ben bu kadar küçüktüm?

Kafamı çevirip izlemeyi bıraktım. Karşı duvarda benim gibi duran 3 kızı gördüm. Onlar yine dersaneden tanıdığım aslına bakarsanız pek haz etmediğim insanlardı. Hele ortadaki-Sanırım ismi Selin.- pek bir egoluydu. Neyin egosuysa?

Diğer ikisi safça kızlardı. Onlarla pek alakam yoktu. Sanırım aynı sınıfta olacaktık.

Gözlerimi tekrar koridorda gezdirdiğimde bu sefer elindeki telefonlar ilgilenen ve geçen sene tüm dersaneyi ayağa kaldırıp yalandan yere benimle kavga etmek için bütün tanıdıklarını arkasına toplayıp yanıma gelen Selen'i gördüm.

Ödümü patlatmıştı doğrusu ve hala ona baktığımda tüylerim ürperiyordu umarım aynı sınıfta olmazdık. Belki o beni hatırlamıyordu bile ama ben onu galiba hiç unutamayacaktım.

Benimle göz göze geldiğinde nefesimi tuttum, rujlu dudağını hafifçe büzüp gözlerini kıstı sanırım beni nereden tanıdığını hatırlamaya çalışıyordu sonunda aydınlanmış olacak ki yüzünü bir gülümseme kapladı. Bu içten bir gülümsemeydi ama inanamadım o yüzden hafifçe belli olamayanından bir gülücük yollayıp önüme döndüm.

Sonunda bahçede sıraya girdiğimizde öğretmen olabileceğinin sandığım tüm o sürü son sınıf öğrencileri çıktı. Yolda seslenecek olsam amca diye sesleneceğim insanlarla aynı okuldayım ve bu çok tuhaf. 

Lise gerçekten hayatta kalmanın zor olduğu bir müesseseydi sanırım.

Hele ki çömez bir dokuzsanız.

E.Ö

Güz GülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin