Kollarımı yanlara doğru açmış bomboş gözlerle tavanı izliyordum. Her gün hastane yatağımda -burada o kadar uzun süre yattım ki bence yattığım yatağı sahiplenebilirdim- tek yaptığım tavanı izlemekti. Tavandaki yıldızları zorla evden getirtmiştim ve tüm gün onlara bakarak düşüncelere dalıyordum. Geceleri rengarenk olan yıldızlar sabahları şeffaf görüntüsüne bulanıyodu. Yine tüm gün tavana bakacağım bi' sabaha uyandığımda hemşirenin serumumu değiştirdiğini görmüştüm ama şuursuzca tavana bakan hastalar gibi sadece tavana bakıyordum. Jungkook buydu zaten; tüm gün kimseyle konuşmayan, ağzina hiçbir şey sürmeyen depresif oğlanın tekiydi. Hatta hayırsızdı, teyzesi ve annesi kavga ederken duymuştu bunu da. haklılardı, tekrar eskiye dönmem kavga etmeleri için yeterli bir sebepti.
Cehennem gibi gelen hayatında ilk defa kısa süreliğine de olsa güneş açmıştı onun için değil mi? Sen açmıştın. Açışınla beni de kurumaktan kurtardın. Yoncan meğer tüm hayatı boyunca senin için yaşamış biliyor musun? Dört yapraklı şans yoncası da olsa sadece senin şansın olmak istemiş ve sadece güneşin onu bulsun istemiş, biraz bencilmiş yonca, öyle de olmuş. Onu yakacağını bile bile onun ol istemiş, sadece onun. Pekala kısa süren bu güneş her zerresine kadar ilmek ilmek işlemiş, sevildiğini hissettirmiş. Jungkook sevilmiş. İlk defa sevildiğini hissetmiş Jungkook. Cennet gibi hissettiren tek an şayet bu anılarıymış. Bu anılarla hayata tutunmuştu şimdiye kadar. Bekliyordu hala, gelecekti biliyordu.
Biliyorum Taehyung, biliyorum geleceksin. Söz verdin çünkü, sen sözlerini tutarsın. İki elin kanda da olsa o sözü tutarsın Taehyung. Tutarsın değil mi?
Bir keresinde çok şiddetli kavga etmiştik ve ben senin gideceğini sanmıştım sense sinirli olmana rağmen yanaklarımdaki yaşları büyük bi' sevgiyle silmiştin. Ben bu sevgiyi annemde bile hissedememiştim, şayet bu sevgi hiçbir annede de olmazdı. Gideceğinden o kadar korkmuştum ki ellerini sımsıkı tutmuş bir an bile bırakmamıştım. Avcumun içindeki büyük ellerin sıcacıktı, kavruk teninle süt tenimin uyumunu o an görmüştüm ama korkudan bunu asla sana söyleyemedim. Diyorum ya, gideceksin diye ödüm kopmuştu, göz yaşımı nasıl sildiğini bile hatırlamıyorum.
Dibime kadar girip gözlerini gözlerime diktin ve ben o an bile tapılası güzelliğine düştüm. Ellerin yanağımdaki yerini alırken gözlerime öyle bi' baktın ki Taehyung. Şayet ünlü ressam bu gözlere bir kere baksa utanırdı eser dediği yapıtlarından. Gözlerin gözlerimde fısıldadın. "Seni bırakmam, sakin ol güneşim." dedin. Bana ilk defa kendi adınla seslendin. Sana hep güneşim derdim. Beni kendi adınla çağıracak kadar sevdin sen. Bilirsin senin her sözüne inanırım. Sen yalan söylemez ve sözlerini hep tutarsın çünkü. Ama gittin sevgim, gittin.
Gel, tekrar seni bana anlat. Ben dinleyeyim seni akşamlara kadar. Sonra bana adınla seslen, sevişelim yine sabahlara kadar. Yaralarıma hayali yıldızlar çiz yine, -ki hoş korkularımı çizsen bile çizen sen olduğun için onlardan korkmazdım ben; çünkü çizen kişi sendin, sendin sevgim- sonra ben anlatayım sana hayatımı ama bu sefer ağlama olur mu? Tekrar o tapılası gözlerinden yaşlar akmasın, tek akan şey terlerimiz olsun, geceler sabah; sabahlar gece olmasın. Acılarımı hafiflet yine o büyüleyici sesinle, sevgimiz delip geçsin yine odaları. Yaralarıma çizdiğin yıldızlar dile gelsin konuşsun seninle. Anlatmasın bu sefer neden açıldığını orada. Yine bileklerimdeki yaralardan öp beni. Bana cenneti yaşattığın günlere geri dönelim, neden gittiğini sormayayım sana.
Gidişinle güneş hiç açmadı ve yıldızlar da hiç görünmedi biliyor musun? Yıldızlar tavanda asılı kaldı bizim için. Sadece karanlık kaldı bana senden kalan. Jungkook'sa o karanlıkta kalan, güneş göremeyen, kurumaya yüz tutmuş dört yapraklı yoncaydı. Bir ümit gelecek olan güneşi bekleyen yoncaydı...
"Jungkook."
Beni terk etmenin beşinci ayı sevgilim. Biliyorum döneceksin çünkü sen verdiğin sözlerin altında ezilmekten korkarsın. Geleceksin biliyorum, geleceksin. Çünkü sen hep gelirsin. Hep gelir acılarımın arasından beni çekip alırsın. Acılarım demişken sen yokken tedavime devam etmeye çalıştım ama olmadı, tek yediğim şey -zorlayarakta olsa- kurabiye. Çikolata taneli kurabiye. Yanlış anlama senin kurabiyelerinden başka kurabiyeyi sevdiğim için değil sırf bana kızma diye yiyorum bu kurabiyeleri. Senin kurabiyelerinin yanından bile geçmeyen o kötü kurabiyeleri yemek bu cehennemimdeki en büyük azabım ama yeterli değilmiş tekrar serumla beslenmeye başladım. Ben başa geri döndüm, ben siyaha geri döndüm. Bu bok çukuruna tekrar düştüm. Sen yine beni kurtarırsın gelince bu bok çukurundan değil mi? Sen hep beni kurtardın, şimdi de kurtarırsın değil mi?
Bana yaptığın kurabiyeleri özledim Taehyung. Çok bi' albenisi yoktu belki ama özledim o çikolata parçacıklı kurabiyelerini. Birçok defa yapmayı denedim ama asla seninki gibi olmadı. Ağzımda dağılınca seni hissettirmedi, oysa senin kurabiyelerin bana seni hissettirir yaptığın kurabiyeleri afiyetle yememe sebep olurdu, dünyada tek ben varmışım gibi hissettirirdi. Yapmaya çalıştığım kurabiye seninkinin yanından bile geçmedi biliyor musun? İçtiğim suya kadar her şeyi çıkarmama neden oldu -ki bu aralar ağzımdan giren tek şey oydu. Ha, sakın darılma kurabiyelerini özlediğim için, merak etme en çok seni özledim ben.
Seni sevdim ben ama yemek yememe yardımcı olduğun için değil Taehyung. Beni şartsız koşulsuz sevdiğin için sevdim ben seni. Sevgisini tüm zerrelerime kadar hissettiğim ilk ve son sevgim, neredesin şimdi?Biliyorum eğer beni tüm gün bu yatakta uzanırken tek yaptığım seyin nefes almak olduğunu bilsen bana kızarsın ama biliyor musun Taehyung, senin bana kızmanı o kadar çok istiyorum ki. Buna ihtiyacım var. Bana tekrar kızmana ihtiyacım var. Bana tek kızdığın şey ilişkimizi açıklamamızdı. İlişkimizi saklamamın yanlış olduğunu o zamanlar bilmiyordum Taehyung, bu kadar kırılacağını bilmiyordum. Bilsem tekrar yapmazdım. Gideceğini bilsem hiç düşünmeden seninle gelirdim kimse umrumda olmazdı. Korktum Taehyung. Biliyorum, annem beni kurtaranın sen olduğunu bilmeliydi haklısın. Korktum, Taehyung. Tanrı şahit öyle korktum ki tekrar annemin yüzüme bakmamasından; yapamadım, söyleyemedim. Beni tekrar yönelimim yüzünden yargılamasını istemedim.
"Jungkook."
Senin varlığına inanmıyorlar Tae. Bana yalan söylediğimi söylüyorlar. Senin gibi bi' kainat güzelinin nasıl var olmadığını söylerler Taehyung? Ben anlattım onlar inanmadı, senin hakkında anlattığım hikayelere inanmıyorlardı, bende susmaya karar verdim. O günden sonra ağzımı bıçak açmadı. Annem krizler geçirdi, eline ne geçerse attı kafama. Bilirsin tatlı bir canım var ama ağlamadım bile. Tek yaptığım yüzüne bakmak ve tekrar kafamı tavana çevirmek oldu.
Annem sonunda beni her gece taciz eden adamdan ayrıldı, beni sevdiğini söylüyor Taehyung. Evet az önce bana eline geçen her şeyi fırlatan kadın dedi bunları. Bana geç kaldığı için her gün özür diliyor benden, beni o geceler duymadığı için özür diliyor. Çığlıklarımı duymadığını söylüyor. Taehyung, sen benim tuvalete kalktığımı yan odadan duyarken o benim çığlıklarımı duymadığını söylüyor. Bunları söylerken tek yaptığım şey sadece suratına bakmak oluyor. Avaz avaz bağırırdım Taehyung, boğazım o kadar acırdı ki kanayacak diye korkardım. Annem tabak kırsam üst kattan duyup kızardı bana nasıl beni duymadığını söylerdi?
"Jungkook!"
Sıçrayarak gözlerimi tavandan aldım. Annem endişeli gözlerle bana bakarken bi' anda annemin önüne geçen kadınla annemle olan göz temasım bozuldu. "Selam." dedi annemin aksine naif sesiyle kırmızı elbiseli kadın. Sesi görüntüsüyle çelişiyordu. Otoriter görüntüsünün altından böyle bi' ses duymayı beklemediğim bir gerçekti. "Sanırım bana anlatman gereken biri var?" dedi sorgularcasına bir sesle. Evet sevgim, yine anılarda buluşacağız.
☆
helöö aslinda siksenşz paylasmayacagim 2019 yilinfs yazdigim ficimden sea.
aslinda cidden paylasmazdim ama baktim kardesim fic okuyup okuyup ağliyo dedim buna da aglasşn nihahaha. (örnek abla)
kalemimde iddiali falan degilim cokta yazmam zaten sadece kardesim aglasin diye yayimliyorm, tüm bölümleri atacagim. iyi günlerrr 🙏🏻😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you drew stars around my scars, taekook
Short StoryŞayet dünya kırılmış kalpler için cehennemdi, bu cehennemin kor ateşlerinde yanan ise Jungkook'tan başkası değildi. angst