hands √

your hands, your face, your soul and you

Okulda kulüp seçimi yapmak için iki farklı yol vardır.

Birincisi, ilgilendiğin herhangi bir uğraşa göre seçmek.

İkincisi ise, gözlerin kapalı bir şekilde listeden bir tanesinin üstüne dokunmak.

Ta daaa artık bir kulübe üyesiniz ve okul olduğu sürece gitmek zorundasınız.

Hayır, ben kağıttan öylece seçen kişi değilim.

Ben kendi uğraşına göre seçen kişiyim.

Asla,

Ama asla,

Öylece seçmem.

Ama Kim Taehyung seçer.

Çünkü o biraz zıpır biri.

Eli ayağı hiç durmaz.

Ama hiç

Hiç ama hiç konuşmaz.

Yani sadece yakınlarıyla konuşur.

Tamam sadece 1 arkadaşıyla konuşur.

Pekalâ, soruyorsunuzdur.

Böylesine zıpır biri,

Nasıl kimseyle konuşmayı sevmez?

Eh..

Kim Taehyung böyle biri.

Yoongi'nin söylediğine göre,

Sadece yatakta konuşmasını severmiş.

Ona inanmıyorum.

Çünkü Yoongi beni hep kandırır.

Ona inanmak yapacağım son şey.

Hayır, kesinlikle hayır.

Kim Taehyung'un konuşmasıyla hiçbir problemim yok.

Sadece..

Sadece tek arkadaşı olan Namjoon'la konuşurken bana bakması.

Bana bakması ve susması.

Benimle daha önce hiç konuşmadı.

Tanrı şahidim olsun sesini bir kez bile duymadım.

İşte sıkıntım bu.

Onun bana her baktığı vakit susması

Ve bir şeyler anlatmak istercesine bakan açık kahve gözleri.

Korkutucu.

Artı olarak şu an fotoğrafçılık kulübünde hemen yanımda oturması.

Kulüp başlayalı yaklaşık yarım saat olmuş durumda.

Ve o hiç konuşmadı.

Sadece kulüp başkanını dinleyip başını sallıyor.

Beni cidden geriyor.

Ama umrunda değilmiş gibi.

Ben de onu umursamıyorum.

O sıra kulüp başkanının sözleri dikkatimi çekiyor.

"Bu haftanın sonuna kadar herkesin bir fotoğraf çekmesini istiyorum." diyor elindeki farklı markalarda kameraları göstererek.

"Unutmayın sadece bir fotoğraf."

Çapraz sağımda kalanlardan biri soru sormak için elini kaldırıyor.

"Peki fotoğrafın konusu ne olmalı? Ne hakkında çekmemiz gerek?"