One

94 7 145
                                    

Baek erkenden uyanıp sinirle banyoya gitti. Dün yine koreografiye çalışmış ve uykusundan çalmıştı. Luhan, Baek'e göre daha geç uyanmıştı ve çevresine mutluluk yayıyordu.

Baekhyun: Luhaaaaan! Ben kahvaltı yapmadan çıkacağım.

Luhan: Peki~

Baekhyun sinirle kapıyı çarpmış çıkmıştı. Nedenini anlamadığı bir şekilde Luhan'a hep seslenişinin aksine yani "Lulu" yerine "Luhan" demişti.

Baekhyun, arabasına binmiş ve çalıştırmak için çabalamaya başlamıştı. Ama olmadığını fark edince hızla metro istasyonuna doğru yöneldi. Yaklaşık 10 dakika sonra kendini istasyonun kapısında buldu. İçeri girdi ve hızla giderken uzun boylu, kendininkine göre büyük kulaklara sahip biri...ve ensesinde küçük bir beni olan bir gençti.
Baekhyun önemsemeden ilerledi. Boş bulduğu koltuğa yerleştiği sırada yanına uzun boylu bir genç oturdu. Açtığı çizim tabletinde "animasyon karakteri" çiziyordu. Çizimi bittiğinde kendini izleyen Baekhyun'la karşılaşacağını bilemezdi Tao. Resmine imzasını atıp ismini yazdığında, Baekhyun, kendine göre küçük çevresine göre büyük bir çığlık patlattı. Tao, kulağını tutarken Baek birden boynuna atladı. Tao sinirle bakarken ne olduğunu anlamamıştı.

Baekhyun: Tao-shiiiiiiğ! SENİ NE KADAR ÖZLEDİM BİLEMEZİN! (Sarılmaya devam ederken)

Tao: Ne diyorsunuz? Siz kimsiniz?! Ve neden sarılıyorsunuz?!

"İçinden yazık sakat galiba"diye geçirirken Baekhyun sarılmayı kesti. Ve ardarda sorular sormaya başladı.

Baekhyun: Neden hiç arayıp sormadın? Nerede okuyorsun? Nerede oturuyorsun? Beni hatırladın mı? Bizden biriyle görüşüyor musun?

Tao: Öncelikle daha sizi tanımıyorum. Ve biz derken kimden bahsettiğinizi anlamad-

Baek kırılmış şekilde yüzünü öne eğdi ve onun sözünü keserek söze girişti.

Baek: Üzgünüm Tao. Öncelikle kendimi tanıtmalıydım. Ben Byun Baekhyun. Hatırlarsan ilkokulda ve ortaokulun bir kısmında beraberdik. Sonra okulumuz yandı ve herşey mahvoldu. Herkes farklı yerlere taşındı. Sen tekrar Çin'e gittin Kris'le.

Tao'nun küçük gözleri dolmaya yeltenmişti. Aklına Baekhyun'un küçük şirin halleri gelmişti. Ve bu sefer o sarıldı lakin kapı açıldı. İkisinde son durak olan üniversite'de indi. Birbirlerine şaşırmış gözlerle bakarken aynı anda soruyu sordular."Ne yani aynı okulda mıyız?"

Baekhyun: Hey Tao-ah sen hangi bölümdesin?
Tao: Animasyon çizimi ve seslendirme.~
Baekhyun:(hayranlıkla) İnanamıyorum eskiden hayalini anlatıyordun ve başarmışsın! Bende Dans bölümündeyim. Lütfen aralarda gel ve buluşalım hem ben Luhan'ı da getiririm. Hasret gideririz ha ne dersin?
Tao: (Luhan'ı duyunca mutlu bir ifadeyle) Oh Luhan'ı çok özledim. (Ayrıntıya dikkat) tabiki isterim hem bende xiu'yu getiririm !!

Baek: (Xiu onun en çok anlaştığı arkadaşlarındandı ama bir türlü bulamamıştı) Şaşkın bir ifadeyle Min Min de mi bizimle aynı okulda?!
Tao: "Evet acaba diğerlerini nasıl bulacağız? " diyerek derslerine geçtiler.

Luhan, istikrarlı bir şekilde sırf gizemli diğer çocukla aynı anda gidebilmek için arabası olduğu halde ilk önce gizemli çocuğun evine gidip onu gizlice takip ediyordu. Sonra o önden Luhan arkadan ilerliyorlardı. Metroya adım atınca Luhan oturacak bir yer bulup maskesini takıyordu. Ve (ilk aşkı) Sehun'un (habersiz) resmini çizmeye başlıyordu. Sehun, bunu günler öncesinden fark etmişti ama asla çizimlerini görmemişti. Okula varmaları Luhan için 20 Sehun için 25 dakika kadar bir süreydi. Metrodaki ani sarsılma yüzden Luhan'ın elindeki resimler yerle buluşmuştu. Sehun yardıma giderken yerdeki resimlerle karşılaştı.
"Bazıları gerçekten çok güzeldi. Bazıları ise çok sexy" bunları aklından geçirirken Luhan'ın kokusuyla aklını kaybetmişti ve bir sarsılış daha işte Sehun Luhan'ın üstünde... resimler ise etrafta...

We Are One Exo! Whatsapp Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin