"Şimdi bir sahilde olmayı isterdim en çok. Ellerim bomboş. Ne telefon ne cüzdan ne çanta. Sonra kumlara uzanıyorum. Bir şarkı duyacağım daha önce hiç duymadığım. Çok uzaktan gelen usul usul. Çıplak ayaklarımı uzatıyorum denize doğru. Gözlerimi kapatıyorum yavaşça. Etraf kalabalık ama kimsenin ne yaşadığımızdan bir haberi yok. En çokta bunun rahatlığıyla kapıyorum gözlerimi."
Kelimeler ağzından rahatça döküldüğünde yavaşça yürümeye devam etti. Neredeyse griye çalan mavi gözleri etrafı ustalıkla süzüyordu. Önce karşı taraftan birkaç cümle bekledi ancak sessizlikle karşılaştığında telefonu tutuşu sıkılaşmıştı. Ağzındaki sakızı çok matah bir şeymiş gibi çiğnerken gözlerini etrafında gezdirmeye devam etti.
"Ee konuşmayacak mısın?" Durdu ve bir cevap beklemeden konuşmasına devam etti. "Senin bugün sınavın yok muydu?" dedi sesine merak duygusunu yerleştirirken.
"Vardı, Begüm. Vardı da ben girmedim." dedi kalın ses.
Güldü. "Bana sınav işlemez diyorsun." dedi gelişigüzel konuştuğunun o da farkındaydı ama zaman zaman hissettiği gibi şimdide konuşulucak konuları tükenmiş gibi hissediyordu. Telefonu birkaç kez ardarda titrediğinde kulağından çekip ekranına baktı. Ekranda gördüğü numaraya bakarken istemsizce kaşlarını çatmıştı. Rehberine kayıtlı bir numara değildi.
"Kapatmam gerek, Oğuz." dedi ve cevabını almadan kapamıştı bile. Arayana cevap verdiğinde kaşları hala çatıktı. Pürüzsüz alnında beliren izler yüzüyle ters düşüyordu. O diriydi, gençti ve güzeldi. Kime benzediğini biliyordu. Ne olduğunu da.
Telefonu açtığında karşı taraftan ses bekledi. Saniyeler içinde beklediğini almıştı. "Alo? Merhaba ismim Deniz. Ekonomi Üniversitesinden arıyorum." Dalgaların sesi yoğunlaştığında konuşmanın son kısmını duyamamıştı.
"Evet," dedi ne diyeceğini bilemeyerek. Bu okuduğu üniversiteydi. Okulu yarı yarıya burslu kazanmış, ödeyebiliriz hevesiyle kaydını yaptırmıştı. İlk senesinin taksitlerini kıt kanaat getirdiği okulu tabikide onu üniversitenin diğer senesi için arıyordu. Dudaklarından fısıltıya yakın bir küfür mırıldandı. "Sanırım ne için aradığınızı biliyorum?"
"Nasılsınız Begüm hanım?" dedi Deniz. Kızın imasına kulak asmamıştı.
"İyiyim? Yani iyi olacağım." diye ağzının içinde bir şeyler gevelediğinde durup derin bir nefes alma ihtiyacı duymuştu.
"Ne güzel. Biliyorsunuz ki her sene üniversitemizin ücreti oranı kurumun belirlediği düzeyde artış gösteriyor. Tabi bu rakam dolar üzerinden olduğu için bu sene bütün öğrencilerimizi zorlayacağa benziyordu." Deniz durdu ve Begüm onun görmeyeceğini bildiği bir rahatlıkla gözlerini kapadı. "Ödemeler Ağustos ayında başlıyor Begüm hanım ancak dün sizin adınıza bütün ödeme yapıldı. Erkenden yapılması artış oranını etkilemiyor..."
Gözlerini hızlıca açtığında sanki doğru duyamamış gibi telefonu kulağına daha çok yaklaştırdı. Kadın konuşmaya devam ederken ve tüm o gereksiz rakamları birbir sıralarken o neler olduğunu anlamakla meşguldü.
"Bir saniye, bütün ödemeyi kim yaptı dediniz?"
"İsim konusunda bir sıkıntı oldu." Kadının zorlandığını hissetti. Konuşmayı da kesmişti.
"Nasıl bir sıkıntı bu?"
"Ödemenin hepsini bu kadar erken bir tarihte beklemiyordum açıkcası. Yani geçen seneki ödeme tarihlerinize baktığımda... Yanlış anlamayın lütfen parasını ödemek zorunda olduğunuz şeylerin yükünü bilirim. Arayan bayan ismi konusunda gizlilik sözleşmesi hakkında bir şeyler söyledi, bunun size verilen bir tür burs olmasını istiyor." Deniz gülümsedi." Açıkcası meslek hayatımda böyle bir şeyle ilk kez karşılaşıyorum. Kimdi veya neydi bilmiyorum ama baya ensesi kalın biri olduğu kesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEVRA
General Fiction"Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir." ... Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış o...