9 - "Gel ve Arkadaşını Al"

2.4K 171 570
                                    

Gözlerimi Yoongi'nin telefonundan yayılan alarm sesiyle açarken elimi komodine uzatmış ve bulduğum mat siyah telefonla bir süre bakıştıktan sonra ''Alarmı kapatmak için kaydırın.'' yazısını görmüştüm. Telefonun sesi kesildiği anda Yoongi arkasını dönmüş ve birkaç anlamsız sözcük mırıldanmıştı. Onu uyandırmayı istemesem de alarmı bir sebepten dolayı kurduğunu düşünerek bunu şimdi ki görevim haline getirmiş , ismini birkaç kere zikretmiştim. En sonunda ''Efendim?'' dediğinde ''Alarmın çaldı.'' diye özetleyici bir cümle kurmuştum.

''Kapatmayı unutmuşumdur. Uyumaya devam edebilirsin.'' Bu cümlelerinden sonra kafasını birkaç kez kaldırıp gri kılıflı yastığına sürtmüş rahat bir pozisyona geldiğinde ise ağzını şapırdatmıştı. Saatin sekiz olduğu bilinciyle yerimden kalkarken saat onda emlakçının geleceğine inanmak istiyordum. Eğer beni yine kandırdıysa ev arama işime geri dönecek bir de kafayı ona takacaktım.

Dün bir kenara katlayıp koyduğum giysileri elime alıp banyoya ilerlerken ağzımın kokup kokmadığını ve saçlarımın ne kadar dağıldığını hesaplamaya çalışıyordum. Ki bu hesaplama işi banyodaki aynadan kendimi görene kadar sürmüş kuş yuvasına dönen saçlarımla bakışmıştım bir süre. Sonrası ise daha felaketti çünkü kırmızı olmuş göz çevrem ve şişmiş yüzümle iyi ki Yoongi'den önce kalkmışım dedirtiyordu. İlk baş yüzümü yıkamış daha sonrasında ise suyla birkaç kez ağzımı çalkalamıştım. Kenarda duran havluyla yüzümü silerken saçlarımı unutmuştum bile. Acaba biraz ıslatsam ve elimle yatıştırsam eski haline gelir miydi? Bu fikri denemek için çeşmeyi açmış, elimi ıslattıktan sonra saçlarımın havaya kalkmış kısımlarına sürmüştüm. Su yüzünden dalgalı bir hal alırken bunu önemsememiş, en azından kuş yuvasından kurtuldum demiştim kendi kendime.

İçeri girerken incelemediğim banyoyu üzerimi giyerken incelemiş ve siyah - beyaz fayansların hiç de boğucu durmadığını fark etmiştim. Aynanın yanında duran dolap beyaz, lavabonun altında bulunan dolap da siyahtı, banyonun geri kalanıyla uyumlu bir şekilde. Aynadan son kez kendime bakarken iyi göründüğüme kanaat getirmiş ve kazağın kollarını düzeltmiştim.

Koridorda ilerlerken tekrar Yoongi'nin odasına girmiş ve ona ait olan kıyafetleri katlamıştım. Belki yıkamak ister diye düşünerek dolabına koymaktan vaz geçmiş ve komodinin üzerine bırakmıştım. Yoongi hala onu bıraktığım şekildeydi ve uyandırıp uyandırmamak arasında kararsız kalmıştım. Eğer uyanırsa güzel bir kahvaltı yapardık ve bir süre sonra da vedalaşır ve yarına kadar kendimize iyi bakmamızla alakalı iyi niyetli dileklerimizi sunardık. Fakat uyanmasının kötü bir sonucu da olabilirdi, ki o da hafta sonumuzun tek tatilimiz olduğuydu. Zaten dün bütün gününü bana heba etmişken şimdi iyi bir uyku çekmek onun da hakkıydı.

Kararsızlıkla ismini anarken "Hımm."diye bir ses çıkartmış ve pozisyonunu bir santim dahi değiştirmemişti.

" Kahvaltı yapalım mı? "

" Saat kaç? "

Koluma taktığım siyah kemerli saate bakıp saatin sekizi çeyrek geçiyor olduğunu görmüştüm.

" Sekizi çeyrek geçiyor. "

Bir anda yataktan doğrulduğunda korkmuş ve bir adım geri gitmiştim.

"Telefonum nerede?"

Telaşla telefonunu ararken yatağın içinde olan telefonunu ona uzatmış ve yanına oturmuştum.

"Ne oldu?"

"Neden çalmadı bu salak alet!?"

"Sakin ol Yoongi. Çaldı fakat ben kapattım. Önemli bir işin mi vardı?"

Başını hayır anlamında salladığında ani hareketleri yüzünden hala bir sorun olduğunu düşünüyordum.

"Seni uyandırdım fakat uyumaya devam etmemi söyledin. Önemli bir şey olduğunu bilseydim kapatmazdım."

Teacher - YoonMin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin