Pekala, bunu yapmamalıydık.
Lezbiyen olmanın sıkıcı kısımlarından biri de "Oh, tamam. Seksten sonra o kadar yorgun düştüm ki sevgilimin dolgun göğüsler arasında uyuyakaldım." muhabbetinin olmamasıydı. Ne bileyim, düzler gibi yatakta durmadan hoplayıp zıplamıyorduk ki.
Pekala, konumuz kesinlikle düzlerin yatak maceraları ya da sevgilimin göğüsleri değil, cidden.
Konu, sevgilimin tam bir manyak olması.
Jung Haeseok, benim güzeller güzeli kızıl afetim, erkekler ona bayılıyor, kızlar ondan nefret ediyor ve sonra ona bayılıyorlar. Ben de ona bayılıyorum- onun bir numaralı hayranı falanım herhalde.
Stajdan aldığı parayla bir şirinlik yapıp beni yemeğe çıkarmıştı, güzel bir akşam yemeği sonrasında otele gitmeyi önermişti fakat evi tercih edeceğimi söylemiştim, çünkü, bilirsiniz hiçbir yatak sizin o yumuşak gıcırdayan rahat mobilyanızın yerini tutamaz.
Evet, eve gelmiş ve biraz havadan sudan laflamış, birbirimize iltifat etmiş, öpüşmüş, koklaşmış, sevişmiş ve işimizi bitirmiştik. Ama dediğim gibi, gecenin bittiğini düşünmüyordum ve ikimizin de yeteri kadar enerjisi varken dedim ki, "Neden değişik bir şeyler yapmıyoruz?"
Ve renkli gece lambalarımızı yakıp iç çamaşırlarımızı giyerek yatakta karşılıklı oturmuş, birbirimize sorular sormaya başlamıştık. Yani şu ana kadar.
Lanet olası Haeseok, mahçup bakışlarını gözlerime dikip alt dudağını dişleyerek gülümsedi, kesin istemediğim bir şey yaptıracaktı. Bu oyuna başlamamalıydık, diye geçirdim içimden tekrardan.
"Pekala, bu dediğime kızmayacaksın, tamam mı? Çünkü s-"
"Hayır." diye lafını böldüm. "İstemediğim bir şeyi yaptıracaksın. Nefret ettiğimi biliyorsun."
"Ama," diye başlayarak dudaklarını büzdü. Tamam, Haeseok cidden bir melek falan olmalıydı. Aptal kız, aegyo yapamıyordu, cidden yani, birkaç kez denediğinde ya dudaklarına vurmuş, ya da gülmekten yerlere yuvarlanmıştım. Fakat şimdi bu şeyi cidden istiyor gibiydi, mimikleri samimiydi ve bana böyle bakarsa tekrar kucağına atlamaktan korkuyordum. "daha duymadın bile. En azından sormama izin ver."
İşte, merak etmiştim bile. Teslim olmuşlukla ellerimi kaldırıp başımı eğdim. "Pekala, sen kazandın."
Küçük fakat derin bir kıkırdama koyverdi, ardından eliyle çenemi kaldırıp göz göze gelmemizi sağladı. "Kızmayacaksın ama."
Bu haline gülmeden edemedim, küçük bir çocuk gibi davranması beni bitiriyordu. "Tamam güzelim, annene anlat her şeyi." dememle o da gülüp eski konumuna geçmişti.
"Pekala... Bir haftalığına erkek olacaksın."
Ne? Bir haftalığına erkek mi demişti o? Neden, yani beni erkek olarak görmeyi neden istesindi ki? Acaba geçmişteki erkek arkadaşlarını mı özlemişti? Ya da, belki de artık göğüslerden bıkmıştır... Benimkiler de öyle büyük değildi ki, nasıl bıkardı ki? Acaba ona ye-
"Yoonji? İyi misin?" Sıcak elini omzumda hissettim. Başparmağıyla nazikçe okşuyordu.
"Sana yetemiyor muyum?" dedim sesimin titremesine engel olamayarak. Onu çok seviyordum, hep sevmiştim, gördüğüm ilk andan beri, arkadaş olurken, kavga ederken, öpüşürken... Hep sevmiştim ve beden önemli değildi. Yemin ederim, onun güzelliğine bakmamıştım. O daima beni rahatlatıyordu, bana sarılıp yükümü paylaşmış, bana destek çıkmış, onca şeyi beraber üstesinden gelmemizi sağlamıştı ve ben ona aptal yumurtalıkları için aşık olmamıştım. Şimdi gelmiş, bana 'erkek ol' diyordu.
"Hayır, aman tanrım Yoonji- ağlamasana!" hafifçe kıkırdayıp sevecen bir tavırla kollarını bedenime sararken çaresizce başımı omzuna koymuştum. "Ağlamıyorum." İkimizin de erkek arkadaşları olmuştu fakat onun aksine benim ondan başka kimseyle bir 'deneyimim' olmamıştı. Dediğim gibi, belki de göğüslerden sıkılıp erkek organlarına özlem duymaya başlamıştı, kim bilir?
"Bak, eğer sorun göğüslerimse, estetik fa-" elini ağzıma kapatarak lafımı böldü. Hafifçe sıkıyordu ayrıca, onu sinirlendirmiş olmalıydım. "Saçmalama. Sen yetersiz değilsin. Sorun göğüslerin de değil, onları seviyorum." Ağzımdaki eli belime indi ve yatağa uzanmamı sağladı. Hafifçe eğildiği için uzun saçları biraz huylandırıyordu. Belimdeki eli gitmemiş, o kısmı nazikçe okşamaya başlamıştı.
"Seni yetersiz gördüğümden falan değil. Sadece... Mesela bir erkeğe bir günlüğüne kız ol demişim gibi düşün, tamam mı? Sadece yirmi dört saat boyunca erkek olacaksın. Bu benim zevklerimle alakalı değil." Gülümseyerek kaküllerimi geriye taradı ve biçimli dudaklarını alnımda hissettim.
"Min Yoonji, hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın sen. Tamam belki biraz agresifsin ve göğüslerin bi-" lafını tamamlamasına izin vermeden koluna vurdum ve ayağımın dibindeki örtüyü omuzlarıma kadar çektim. "Tamam, anladım! Benim hakkımda konuşmayı kessek mi?"
Tekrar o güzel gülümsemesini sundu ve dudaklarıma küçük bir öpücük bırakarak örtünün altına girdi. Zarif parmaklarının belimi sardığını hissederken derin bir nefes aldım ve arkaya uzandım. Ben gece lambasını kapatırken o boynuma bir öpücük bırakıp "Ee, yapacak mısın?" diye sordu normal bir şeymişçesine.
"Kes sesini." diyerek gözlerimi kapatıp karanlıkta görmeyeceğini bilsem de gülümsedim. Yapacağımı biliyordum, o da biliyordu. Umarım bunu yaparken başıma bir iş açılmazdı.
Çünkü sevgilim bu parlak fikirlerinin yanında uğursuzluğunu da getirmeden edemiyordu.
Tekrar geri döndük umarım gitmeyiz 😢😢
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Guy For A Week | yoonseok
Fanfiction|Yoonseok fem!au| Yoonji, sevgilisiyle girdiği iddia sonucu bir haftalığına erkek olmayı kabul eder.