"Yaparsın abla!"
Askerlik arkadaşını motive eder gibi omzuma yavaş bir yumruk attı ve beni şirketin dönen kapısına doğru hafifçe itti.Arkamı döndüm,sinirli gibi baktım.
"Yah in mo!Ben burda heyecandan kaskatı kesildim sen bana ne yapıyorsun?!Hem ben senin arkadaşın mıyım? Ablanım bir kere!"
Bana bir adım yaklaştı ve dudağını büzüp kafasını aşağıya eğdi ve dayanamadığım bir bakış attı bana.
"Hey! Tamam öyle bakmayı kes.Ablanı öp ve yeni işine uğurla."
Ona döndüm ve yanağımı ona doğru uzattım.Yanağımı öpmesine bir milim kala birisi bağırarak bana seslendi.
"KİM MİNA!"
İkimiz de aynı anda sesin geldiği yöne baktık.Bir adam takım elbisesi ve sarı saçlarıyla karşımızda duruyordu.Pantolonu,ceketi ve gömleği simsiyahtı ama ceketinin üstünde kırmızı motifler vardı.Galiba burda çalışıyordu.
"Buyrun?"
Kalın dudaklarıyla tatlı bir şekilde gülümsedi.
"Ben senin patronunum,sen de benim sekreterimsin.Bak iki dakika geçti bile.Hadi sevgiline vedalaş da işimize başlayalım."
Sevgilim?İn mo?
"Şey üzgünüm bay...."
"Bay park.Park jimin."
"Üzgünüm bay park patronumun siz olduğunuzu bilmiyordum.Ah bu arada kendisi benim erkek kardeşim."
Bay park bir bana bir de in mo'ya baktı.Sanırım aramızdaki olgunluk ve boy farkını ölçüyordu.İn mo benden uzundu.İkimizi de süzdükten sonra kahkaha attı.Sabah saatlerinde az olan insanların hepsi bize dönüp baktı.
"Merak etme iş yermizde aşklara yasak Yok.Neyse hadi gidelim,çok şanslısın ki yoğun bir günümüze denk geldin."
Zorlamayacaktım.İşimin ilk gününden kavga çıkarıp kovulmak istemiyordum.
İn mo'ya el salladım ve bay park'ın peşinden gittim.Şirket aşırı derecede büyüktü ve göz kamaştırıcıydı.Bir sürü insan ordan oraya koşturuyordu.Galiba cidden yoğunlardı.Nerdeyse herkes bana bakıyordu ve bu iğneleyici bir duyguydu,rahatsız hissediyordum.Benim asıl dikkatimi çeken şey ise kadınların hepsinin etekleri kısacıktı,gömleklerinin düğmelerinin çoğu açılmıştı,abartılı saçları ve makyajları vardı.Kırmızı rujlarını ve dolgun dudaklarını saymıyorum bile.Ben aralarında çok saf duruyordum.Kahverengi saçlarım ve doğal bir makyajım vardı.Sadce ben dikkat çekiyordum.Sanki şey gibi....
Siyahların arasındaki beyaz.(Kıyafete odaklanın pls slmddşd)
Birden birinin omzuma dokunmasıyla kendime geldim.Bay park bana bakıyordu.Ve minik ellerimi omzumdaydı.
"Hadi,sonra incelersin.Çok işimiz var."
Başımı salladım ve birşey demeden bay park'ı takip ettim.20.Katta ofisimin olduğunu söyledi.
TANRIM 20.KAT MI?
Sakin ol Mina.
Bir kapıda kocaman bir şekilde PARK JİMİN yazıyordu.Sanrım burası bay park'ın odasıydı.İsmi altın rengi plaket tarzı birşeye işlenmişti.Onun yanındaki odada ise aynı şekilde KİM MİNA yazıyordu.Ama benim ismim altın rengi değil de bronz bir plakete işlenmişti.Sanırım işe yeni başladığım içindi.Bay park ile kendi odama girdik.Odam cidden tam benim tarzımdı.Kapının yanında kocaman çalışma masam vardı ve karşısındaki duvar tamamen camdı.Cam duvarın iki ayrı köşesinde ise deri ve geniş koltuklar vardı.Odamı cidden beğenmiştim ve yine bön bön etrafa bakarak etrafı inceliyordum.Bay park bu sefer de boğazını temizleyerek dikkatimi çekti.Ona döndüğümde elini masama koydu ve konuşmaya başladı.
"Her zaman böyle etrafı izleyemezsin Mina.Dediğim gibi yoğun bir günde geldim ve çok işimiz var,yarım saate kalmadan jungkook sana imzalaman gereken dosyaları ve diğer şeyleri getirir.Tamam mı?"
Galiba etrafı izlememden rahatsız olmuştu.Ama haklıydı sanırım.
"Üzgünüm bay park.Peki,sıkı çalışacağım."
Gülümsedi.Cidden tatlı bir patronum vardı.Galiba şanslılardandım.
"Sana güveniyorum."
Ve gitti.Odamda yalnız başıma kaldım.
----------------akşam 21:54----------------
Geri yaslanıp derin bir nefes verdim.Saatlerdir bir sürü evrak işleri yapmıştım ve kağıtları imzalayıp bir şeyler yazmaktan dolayı omuzlarım kopuyor gibi hissediyordum.Bay park son dosyayı odasına götürdüğümde çıkabileceğimi söylemişti.Masamı ve eşyalarımı topladıktan sonra odamdan çıktım.Kalın dosya ile bay park'ın odasının kapısını tıkladım.Ama kapı açılmadı.Belki yorulmuştur ve uyumuştur,en iyisi bırakıp çıkmak diye düşündüm ve odaya girdim.Ama odaya girmeyi düşündüğüm zaman dilimine lanet ettim.Şirketten bir kız,sanırım bay park'ın diğer asistanıydı.Bay park ile....Aish demesi bile mide bulandırıcı!
Kız bay park'ın kucağındaydı ve onlar öpüşüyordu.Elimde olmadan ağzımı sonuna kadar açtım.Ve o an tüm dostlar yere düştü,kağıtlar dağıldı,ikisi aynı anda bana döndü.Herşey filmlerdeki son sahne gibi yavaş çekimde gerçekleşmişti ve ben,ne yapacağımı bilmiyordum.Sanırım kovulacaktım.----------------------------------------------
İlk bölümü de bitirdim hayırlı olsun bana.Hadi bakalım nasıl buldunuz yazın,ah bu arada yazar sınav haftasında olduğu kısa yazdı ama telafi edilecek!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli patron
FanfictionDüşünsene;bir iş için yıllarca okuyorsun,o işi elde ediyorsun fakat başına gelmeyen de kalmıyor.Mesela,tatlı patronun tam bir psikopat ve sapık çıkıyor.Yani,sadece sana karşı öyle oluyor...