Bölüm 1 "Sen nasıl istersen."

571 23 2
                                    

_____________________________________________________________

(Yardımları için IBeyzaNurI a teşekkürler.)

Vote ve yorum yaparsanız sevinirim.

_____________________________________________________________

"Derin Hanım saat 07:30 kalkın!"

Hizmetçimiz Gönül'ün rahatsız edici sesiyle yatakta huzursuzca kıpırdandım. Dün akşam zaten geç uyumuştum. Gözlerimi ovuşturup yatakta doğruldum.

"Tamam Gönül gidebilirsin."

Gönül başını sallayıp odadan çıktı. Çıkarken her zaman ki gibi kapıyı tam kapatmadı. Halbuki ben onu defalarca uyarmıştım. Sinirle yataktan kalkıp kapıyı kapadım. Banyo'ya girip ilk dişlerimi fırçaladım. Ardından uzun bir banyo yapıp bacaklarımı ağdaladım. Biraz uzamışlardı ve iğrenç görünüyorlardı. Banyodan çıkıp düzleştiricimi ısınması için prize taktım. Düzleştirici ısınana kadar giyinebilirdim. Dolabı açıp dün giymek için karar verdiğim sarı üstünde beyaz puantiyeli elbiseyi ve beyaz dolgu topuk ayakkabılarımı çıkarttım. Çekmeceden sade beyaz iç çamaşırlarımı çıkarıp seri bir şekilde giydim. Dolaptan çıkarttığım elbiseyi ve ayakkabıları giyince kıyafet işlemi tamamlanmıştı. Sıra makyaj ve saçlardaydı. Fön makinasını çalıştırıp saçlarımı kuruttum ve sonra güzelce düzleştirdim. Ardından gözlerime siyah eyeliner çektim ve pembe bir ruj sürdüm. Nedende bugün fazla makyaj yapasım yoktu.

Saate baktım. 9'a geliyordu. Beyaz kol çantamı ve telefonumu alıp aşağı indim.

"Gönül umarım kahvaltı hazırllamamışsındır."

"Hayır Derin Hanım hazırlamadım. Dün söylemiştiniz."

Kapıyı açtım ve Gönül'e cevap vermeden dışarıya çıktım. Babamın arabası ortalıkta gözükmüyordu. Muhtemelen yine aptal toplantılarıyla meşguldü. Telefonumun sesi beni düşücelerimden kurtardı. Telefonu hemen açtım.

"Derin bahçe kapısının önünde seni bekliyoruz. Çabul ol. Ayça bugün sinirli."

"Tamam Irmak geliyorum."

Telefonumu kapatıp koşar adımlarla bahçe kapısına ilerledim. Bahçe kapısından çıkıp Ayça'nın kırmızı arabasının arkasına bindim. Arabalardan pek anlamazdım ama Ayça'nın arabası harikaydı.

"Günaydın Derin."

"Sanada günaydın Irmak. Ve sanada Ayça."

"Günaydın. Hadi Cihan okula yetiştir bizi."

Cihan, Ayça'nın şoförüydü ve benden hoşlandığını biliyordum. Ama umrumda bile değildi. O benim sınıfıma giremeyecek kadar ezikti.

Okulun önüne geldiğimizde Cihan'ın bana aynadan baktığını görebiliyordum ama aldırmadım. Kızlarla birlikte okula girdik. Bizim grubun başı Ayça'ydı. Irmak v bana biraz kaba davranırdı ama biz iyi arkadaşlardık. Yani iyi arkadaş olmak zorundaydık. Hepimiz okulun en popüler kızları olduğumuz için iyi kaynaşmamız gerekiyordu. Burası özel okuldu ve burada içler böyle yürüyordu. Kızlarla birlikte resim atalyösine indim. Normal de resim dersine girmezdim ama Ayça girmezsem gruptan çıkacağımı söyledi. Halbuki resim dersini sevmem ben.

Ayça'nın yanında ki sıraya oturup kalem ve temiz bir sayfa çıkarttım. Sanırım bu ders sıkıcı geçecekti. Kumral ve kahve gözlü, gözlüklü bir çocuk yan tarafıma oturdu. Kıyafetlerine ve saçına özen gösterse onunla çıkardım ama bu şekil onunla konuşmazdım bile. Helede o gözlüklerle. Çocuk bana baktı ve gülümsedi. Bakışlarımı başka bir yöne çevirdim. Ne diye gülüyorsa.

Tanımadığım bir resim öğretmeni sınıfa girdi ve bizden sıra dışı bir şey çizmemizi istedi. Artık sıra dışı ne çizeceksek? Kalemi elime alıp beyaz kağıda boş boş bakmaya başladım. Çizmek için aklıma hiçbir şey gelmiyordu.

"Sana yardımcı olmamı ister misin?"

Yanımda konuşan dört göze baktım.

"Hayır istemem. Ve sende yardım etmek istemezsin."

"Evet isterim."

"Hayır istemezsin."

Sinirlenmeye başlıyordum. Bu çocuk fazla ukalaydı.

"O zaman sana iyi şanslar Derin."

"Adımı nerden billiyorsun?"

"Okulda ki herkes adını biliyor."

"Peki... senin adın ne? Ayrıca okulda yeni misin? Çünkü seni daha önce görmedim"

Neden bunu sorduğumu bilmiyorum ama ilk defa havalı olmayan bir erkekle konuşuyordum ve bu o kadar kötü değildi.

"Adım Buğra ve hayır yaklaşık 4 senedir bu okuldayım. Ayrıca 6 senedir sizin komşunuzum."

"Ben üzgünüm sanırım seninle daha önce hiç konuşmadığımız için seni hatırlamıyorum. Ya da seninle karşılaşmadık."

"Aslına bakarsan 11 ve ya 12 kez sana merhaba dedim ama hiç cevap vermiyordun. Ama sorun değil işte şimdi tanıştık."

Mahçupça gülümsedim v önümde ki kağıda odaklandım.

"Neden o çocukla konuşuyorsun ki?!"

Ayça'nın sinirli sesiyle ona döndüm.

"Ayağıma bastığı için kızdımda."

"İyi."

Önümdeki kağıdın kenarını yırttım ve üstüne "Bir daha benimle konuşma." yazıp Buğra'ya verdim. Kağıdı okuyup üstüne bir şeyler yazdı ve tekrar bana uzattı. "Sen nasıl istersen."

UmutsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin