Kırdım belki seni, ama anlışılamamak o kadar korkutmuştu ki beni ne yapacağımı bilemedim. Hoyratça, savurganlıkla, hırpalanmışlıkla iç içe geçmiş duygularımı kullanmışlardır ki artık korkuyordum. Kime gitsem nereye varsam kapatmıştım tüm kapıları ve korkuyordum karanlığımdan. Tir tir titriyordum artık. Geçmiş günler ne güzeldi dediğim bir anım olmadı mesela. İki dost sohbeti dışında. Ne çoçukluğumun karanlığını özlüyorum ne gençliğimin hırpalanmışlığını. Kısacası hayat boyu döktüğüm gözyaşının korkusundan başka hiç kaydedilmiş bir anım yok yüreğimde.