closer to you

1.1K 140 156
                                    

i

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

i. tokyo'da kar

"bak namjoonie! kar yağıyor!" jimin, büyük evlerinin geniş penceresinden, yere usul usul süzülen kar tanelerini işaret etti heyecanla. kırmızı, geyik desenli pofuduk bir kazak giyiyordu ve saçları yeni banyo yaptığı için nemliydi.

namjoon, duyduğuyla parmaklarını hareket ettirdiği daktiloya yazmayı bir an bırakmıştı. "şaka yapıyorsun."

sonra siyah kemik gözlüklerini çıkardı ve kedileri haruki'nin ulaşıp düşüremeyeceği bir yere koydu. sonrasında ise jimin'in önünde sevinçle dikildiği pencereye adımladı. ellerini pencerenin mermerine koyduğunda gözleri nahif tanelerin güzelliğiyle kutsanmıştı.

"aman tanrım." gördüklerine inanamadı. tokyo'ya yıllardır kar yağmıyordu. namjoon, en son kara ilsan'da lisedeyken dokunmuş, eski dostlarıyla kar topu oynamıştı. aradan yıllar geçtikten sonra yeri kaplayan ince ve beyaz tabakayı görmek onu çok heyecanlandırmıştı.

jimin ise hayatında ilk defa kar görüyordu. uzun yıllar boyu tropikal iklimi olan bir ülkede yaşamış, soğuk nedir bilmemişti. şimdiyse herkesin bahsettiği bu kristallere benzeyen beyazlıkları görmek onu heyecanlandırıyordu. izlediği bir filmde bu kristallerden adam yapıyorlar ve gözlerine zeytin koyup burnuna havuç takıyorlardı.

jimin düşündükleriyle gözlerini kocaman açtı. heyecanla yanına, namjoon'a doğru döndü ve onun koluna yapıştı. "lütfen joonie, benim ayıcığım, kardan adam yapalım!"

namjoon, karı gülümseyerek izlerken kafasını aşağı yukarı salladı. "ama kardan adamın erkek arkadaşını da yapalım ki yalnız kalmasın."

namjoon, onun sözlerine karşılık olarak kahkaha attı. "yapalım, bebeğim." daha sonra güzel kokulu, nemli saçlara büyük bir öpücük kondurdu.

"hadi gel. önce şu saçlarını kurutalım." namjoon onun minik elini tuttu ve pencereden uzaklaştırdı. birlikte prize en yakın yerde durdular.

"çok ama çok heyecanlıyım. bu geçireceğimiz ilk karlı kış aşkım. birbirimizi ısıtmak için varız!" namjoon, elindeki kurutma makinesini jimin'in siyah saçlarına tutarken jimin cıvıldamıştı.

"peki ya tatlı jiminler ne için var?" namjoon kabaran saçlara parmaklarını geçirirken melodilerin karıştığı kalın ama bir o kadar da yumuşak olan sesini jimin'in kulaklarına armağan etti.

"büyük ayıcıkları onları öpsün ve sevsin diye." jimin kendisine tepeden bakan sevgilisine tatlı tatlı gülümsedi. ardından kısa kollarını bir bebeğin annesine sarılmak istemesi gibi namjoon'a uzattı. ve onun güçlü sevgilisi hiç zorlanmadan kucakladı kendisini. hem fiziki hem de manevi anlamda böyle güçlü bir adamı seviyor olmak jimin'e hep güvende hissettiriyordu. ne diyebilirdi ki? tek aşkı şu kim namjoon denen herifti işte.

jimin'in saçları kuruyup kafasının üzerinde bir kıvırcık karmaşası yarattığında namjoon uzun ve ince parmaklarını yumuşak bukleler arasına daldırmış ve neredeyse uyumak üzere olan sevgilisinin saçlarını düzeltmişti. daha sonra ise onun minik burnuna tatlı bir öpücük kondurmuştu. jimin, bununla birlikte kıkırdamış ve kapanana gözlerini açmaya zorlamıştı.

reflection to serendipity (when you're closer) | minjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin