*Bir Yıl

54 9 2
                                    

Şurada bir ev var
Tiyatroda söylendiği gibi
Acıları ayrılıkları kahkahaları hıçkırıkları duvarlarına sinmiş
Bir ev.

İçinde bir adam ve bir kadın,
İki büyük  kırmızı sandalye
Buralar sana emanet diye diye
Kadın ölüyor

Adam hasta
Adam ağlıyor 
Adam yasta
Adam bir asır 

Boş kırmızı sandalye doluyor 
Adam tanıyamasa da torunudur
İnsana içini gösteren 
Aynayı tutan odur 

Adam inanmaz
Bu ben değilim demekten kendini alıkoyamaz

    Şiir de bir yere kadar eğer oralarda bir yerlerde yazımı okuyan birileri varsa..
   Kelimeler bazen bazı acıları anlatamaz 
   Ama bu anlattıklarım hikaye değil sayın okuyucu 
   Dedemin hastalığını biliyorsunuz önceki şiirlerimden
   Gerçekten unutmak en acısı bunu onunla geçirdiğim her vakitte anlıyorum.
   O yanımda ona dokunabiliyorum ama dedem dedem değil.. Bana eskisi gibi bakmıyor eskisi gibi sevmiyor 
  Dedem için sadece yabancı bir insanım.
  Bugün bütün gün ona kızgındım hatta kızgınlığımı belli etmekten çekinmedim zaten unutuyor diye 
  Benimle konuştuğu zamanlar beni tanımıyorsun bile diyordum
  Sonra düşününce fark ettim ki yaptığım çocukluk. O hasta elinde olan bir şey değil ama kabullenemiyorum sevgili okur..
   Sonunda kızgınlığımı bir köşeye attım ve beni tanıması için uğraştım
Ona baktıkça beni tanımasını ve eskisi gibi sarılmasını öpmesini hayal ettim..
    Gün sonunda onu unutmamak için videosunu çektim benimle konuşurken bir videosunu..
    Sonra kendisine onu gösterdim inanamadı ben değilim dedi ben bu adamı tanımıyorum dedi sonra kabullendi.
     Sevgili okur sonra gözlerinde gördüm beni tanıdı sonra beni alnımdan iki kere öptü sarıldı beni tanıdı! Tanıdı
Hatta konuştu buralara sana emanet dedi.
Kendini yabancılama dedi.
Benimle beni tanırken konuştu.
Şuuruyla beni tanıyarak konuştu
    Kimse o anın güzelliğini bana veremez.
     İnsan kaybedince anlıyor bir sarılmanın öpmenin insandaki yorgunluğu aldığını.
      Babannem vefat ettiğinde ağlamadım iki gün boyunca. İyiyimler yamaladım dilime.
    Ama sonra öyle bir an geldi ki onun adını her duyduğumda gözlerim doldu.
    Yokluğunu hissetmek bu
    Kollarını aramak sevgisini istemek ama asla asla olmayacak şeyleri hayal etmek  bunu kelimeler ile anlatamam.
    Ama dedeme de üzülüyorum her gün en az beş kez eşinin vefat ettiğini öğreniyor.
    Dedem bir ev gibi

Şurada bir ev var
Tiyatroda söylendiği gibi
Acıları ayrılıkları kahkahaları hıçkırıkları duvarlarına sinmiş
Bir ev.

Ağla Gül KoşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin