1

1.6K 74 8
                                    

"Hızlı ol Jihoon." Jeongguk nefesini sıkılmışcasına vererek söylendiğinde Jihoon göz devirdi. "Tamam Jeongguk, bekle hazırlanıyorum." bir yandan da dudağına nemlendiricisini sürüyordu. "Ama okula geç kalacağız." Jihoon son kez aynadan kendine baktığında hazır olduğuna emin olarak arkasına döndü ve sıkılmış Jeongguk'a baktı. "Ne zamandan beri bu kadar okulu önemsiyorsun sevgili arkadaşım?" Jeongguk kapının eşiğine yaslandı. "Seni bilmem ama ben okumak istiyorum. Ama senin paran olduğu için sen rahat olmalısın dostum, hayat sana güzel." dediğinde Jihoon kahkaha attı, "Saçmalıyorsun Jeongguk, hadi çıkalım."

**

Okulun kapısından girdiklerinde her zamanki gibi bütün gözler ikisinin üstündeydi. Jihoon feminen takılan birisi olarak okulda ciddi manada popülerliği vardı. Jeongguk ise bir kızın bile sahip olamayacağı eşsiz bir güzelliğe sahipti. Ama o yine de bu gerçeği kabullenemiyordu. İkisi de fısıltılar iyi bakışlar ve ezici bakışlar eşliğinde dolaplarına yöneldiler. Jihoon cesurdu, ama bu Jeongguk için pek söylenemezdi. "Ah, bugün nedense kendimi diğer günlerden daha da güzel hissediyorum" Jihoon dolabından kitabını çıkarırken konuştu. Jeongguk yarım ağız bir gülüşle "yine kiminle bakıştın" dedi, arkadaşını iyi tanıyordu. Ne zaman hoşuna giden birisiyle arasında temas ve ya bakışmalar olsa, mutlu ve güzel hissederdi. "Tahmin et." dedi kıkırtılar eşliğinde. Jeongguk'da tavşan dişleriyle sırıtmaya başladı. "Jackson Wang mi?" Jihoon iki yana kafasını salladı ve en son duymak isteyeceği ismi söyledi.

"Kim Taehyung."

**

"Ah, dostum o gerçekten de ateşli birisi, öyle değil mi Jeongguk." Jeongguk sabahtan beri Jihoon'un onu övmesini dinliyordu ve artık gerçekten de rahatsız olmuştu. "Şey ben bir tuvalete gidip geliyorum." deyip konuşmaktan onu dinlemeyen Jihoon'a baktı ve umutsuzca nefes verdi. Gerçekten de her şeyi abarttığı gibi bunu da abartıyordu. Ya da belki de abartmıyordu? "Hayır." Jeongguk kafasını iki yana salladı. Onlar geçen sene ayrılmışlardı ve bu iş bitmişti.

Tuvalete küçük adımlarla girdi ve içerde birisinin olup olmadığına baktı ki onunla göz göze geldi. Üst sınıflar alt sınıfların tuvaletinde olmazdı. Peki onun burada ne işi vardı? Kalbi birden at koştururmuşcasına atmaya başladı. "Naber Jeongguk?" dedi Taehyung yüzündeki sırıtışla. Jeongguk ona baktı. O çok fazla yakışıklı birisiydi Tanrı onu yaratırken çok uğraşmış olmalı diye düşündü. Ya da belki de o Tanrı'nın kendisidir? "İyiyim." deyip kestirip atarak tuvalete girdi ve kapıyı kapatırken güçlü bir kol kapıyı tuttu, açtı ve içeriye girip kapıyı kitledi.

"Taehyung sen, sen ne yaptığını sanıyorsun böyle?" dedi biçimli kaşlarını çatarak. Taehyung dudaklarını yaladı ve kafasını Jeongguk'un yüz hizasına eydi. "Hadi ama bebeğim, beni hala unutmadığını biliyorum." Haklıydı, Jeongguk sadece kendini kandırıyordu. Onu asla unutmamıştı ve Jihoon anlatırken de kıskandığından saçlarını yolabilirdi.
"Nerden çıkartıyorsun böyle şeyleri. Çıkar mısın kabinden şimdi?" Taehyung Jeongguk'un dudağına baktı. Güzel dudakları vardı, ince ama şekilli ve güzel bir pembe. Şimdi o dudakları emip kırmızılaştırmayı hayal etti. Jeongguk'un da ondan kalır yanı yoktu. Dudaklarına yapışmamak için zor duruyordu uzun olanın.

Ve Taehyung bekleneni yapıp dudaklarını uzun zaman sonra birleştirdi. Jeongguk itiraz etmeye çalıştı. Ama bu güzel dudaklara karşı kendini tutamıyordu ve yavaştan Taehyung'a ayak uydurmaya başladı. Zil çoktan çalmıştı ve Jeongguk düzgünce yemek yiyememişti. Taehyung klozete oturup küçüğü kucağına çekti ve öpücüklerini hızlandırdı. Öpüşme sesleri tuvalette yankılanıyordu.

"Jeongguk, nerdesin sabahtan beri!" İçeri giren Jihoon'la ikisi de ayrılmak zorunda kaldı. Nefes nefese birbirlerine baktılar. Taehyung'un pek umrunda olmasa bile Jeongguk'un umrundaydı. Eğer Jihoon ikisini birlikte görürse Jeongguk'a küsebilirdi ve Jeongguk tek en yakın arkadaşını bir sevgili yüzünden kaybetmek istemiyordu. "Sanırım burada da yok." Ve sessizlik. İkisi de sessizce birbirlerini izliyorlardı. Susamışlardı, en çok da birbirlerine. Çok özlemişlerdi ama ikisinin de dili varmıyordu söylemeye. Taehyung görmüştü küçüğün gözlerindeki korkuyu. Onu çok iyi tanırdı. Ve o korkuyu kullanmasını da çok iyi bilirdi.

ex-boyfriendsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin