D/5

339 39 23
                                    

-Ertesi Sabah-

"Hey Yoongi, bu gece partiye geliyor musun?"

"Siz gidin"

"Çok eğlenirdik ama"

"Başım ağrıyor Jungkook, takılın siz"

"Sen bilirsin dostum"

Taehyung ve Jungkook yanından gittiklerinde, Min Yoongi sınıfına doğru yol almıştı.

Daha ilk derse girmemişlerdi, doğrusu girmek de istemiyordu.

Sırasına oturdu ve beklemeye başladı.

Sınıftaki hemen hemen herkes gelmişti, bir kişi dışında.

Park Jimin, o yoktu.

Her ne kadar Park Jimin Min Yoongi'nin kendisini tanımadığı söylese bile Yoongi tanıyordu pembe saçlı güzel oğlanı.

Ama takmadı Min Yoongi, çünkü Jimin onun muhattabı değildi, hiç konuşmamışlar, bir kere bile yüzüne bakmamıştı Park Jimin'in.

Ve bilmesede, bu Park Jimin'i üzüyordu.
Hemde çok.

Siyah saçlı sırasında iyice yayılırken zilin rahatsız edici sesi yankılandı bütün okulda.

Öğrenciler yavaşca sınıflarına çıkarken öğretmenler onların aksine hızlıca koşuşturuyordu sınıflara.

Lanet etti Min Yoongi, tek isteği eve gitmek ve uyumaktı, belki de barlarda sürterek gönül eğlendirirdi.

Sonuçta o kötü bir çocuktu, en fazla bir ay boyunca aynı kişiyle çıkardı. Çapkın, umursamaz ve şımarıktı.

Park Jimin ise uysaldı, söylemese bile itaatkâr olduğu belli oluyordu, çevresindekileri önemserdi, sevimli bir çocuktu.

Ögretmenlerin en disiplinlisi olan Bay Kim nihayetinde sınıfa girdi ve öğrenciler onu selamladı. "Oturun çocuklar" komutundan sonra elindeki ders kitaplarının üstündeki kağıt öğrencilerin dikkatini çekti.

Öğretmen, elindeki kağıdı masaya bıraktı, ve yavaşça sınıfı karşısına alacak şekilde tahtanın önünde durdu.

"Arkadaşlar size bir haberim var"

Herkes pür dikkat Bay Kim'e bakıyordu.

"Az önce elimde gördüğünüz ve bir çoğunuzun merak ettiği kağıt yeni sınıf listesi"

Bir genç elini kaldırdı.

"Sınıfa yeni bir arkadaşımız mı geldi hocam?"

Öğretmen derin nefes aldı, devam etti.

"Keşke öyle deseydim size. Aramıza biri gelmedi, biri ayrıldı."

Sınıftaki öğrenciler birbirine baktı, kim di o giden?

Ve neden onları ilgilendiriyordu?

Telefon aracılığı ile başka ülkeye gitse bile konuşabilirlerdi.

Eh, ama bildiğim kadarıyla cennette bulunan insanlarla konuşmayı sağlayan
bir icat yok, değil mi?

Tekrar derin bir nefes aldı öğretmen, bu onun için zordu, Park Jimin onun da sevdiği bir öğrenciydi. Akıllıydı, yardımsever ve güler yüzlüydü. Herkes severdi onu.

Sınıfa doğru kararsız bir bakış attı Bay Kim, "keşke söylemesem" diye geçirdi içinden.

Ama çocukların meraklı gözlerine daha fazla dayanamadı.

afrodit | pjm + mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin