Umarım beğenirsiniz....
Bir süre sonra yani ağlamam durunca tüm her yeri kilitleyip yatağıma oturdum. Bir yanım polisi aramak için telefona bakarken, diğer yanım aradıktan sonra olabilecekleri düşünüyordu.
Bana önemli birşey aradığını söylemişti. Ne olabilirdi ki bu kadar önemli? Eğer değerli eşya falan isteseydi çoktan alırdı ve hatta bana zarar bile verebilirdi. Yavaş yavaş hava açıyordu.
Gündüzleri sorun yoktu ama bundan sonra ki akşamların nasıl geçeceği büyük bir sorundu çünkü okuldan eve geldikten sonra saat yedide kursa gidecektim ve eve saat on bir de dönecektim. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp okul için hazırlanmaya başladım.
11. Sınıftım ve seneye sınava girecektim. Üzerime siyah boğazlı kazak, altıma ise siyah kot giyindim. Saçlarımın doğal hali kıvırcıktı ama kendime yakıştırmadığım için düz kullanıyordum. Montumu ve çantamı alıp çıktım evden. Daha önce de böyle bir olay gelmişti başıma. Yine bir gece arkadaşımla kurstan eve dönerken takip edilmiştik ve adam arabasını üzerimize kırıp bize kart vermişti.
Eve girdikten sonra adamı polise vermiştik ve adam şuan hapisteydi.Evet. Sırf bize kart uzattğı için bir yıl hapis almıştı. Minibüse bindim ve ücretimi uzattım. Okula yarı yolu yürüyerek yarı yolu minibüsle gidiyordum. Bu sefer erken çıktığım için minibüs boştu. Bir tek en arka cam kenarında yakışıklı diyebileceğim bir çocuk oturuyordu ve onun önündeki tekli koltukta bir amca oturuyordu. Bende en arkada ki diğer pencere kenarına oturdum. Aramızda iki koltuk vardı o çocukla. Minibüs okula on dakikada gidebiliyordu.
Okula yaklaşınca ayaklanıp kapıya doğru ilerledim. Arkamdan onunda ayaklandığını fark ettim. Ne yani bizim okulda mıydı? Neredeyse birinci dönemin sonuna gelmiştik ve ben onu ilk defa görüyordum. Minibüsten inip okula girdim. Sınıfım zemin kattaydı.
Sınıfa girip kapıyı çekmeye çalıştım ama bir el buna izin vermedi. "Günaydın" dedi. Bir de benim sınıfımdaydı. Bende ona eşlik ederek "günaydın" dedim. Sırama geçip oturdum. Duvar kenarında 3. Sırada oturuyordum. "Neresi boş biliyor musun?" Diye sordu.
Arka sıram boştu. Elimle arkamı işaret ederek "burası boş" dedim. Kafa sallayıp geçi oraya. Sınıf yavaş yavaş dolarken kafamı sırama koyup uyku moduna geçtim.
........
Zar zor okulu bitirdikten sonra şimdi eve yürüyordum. Yeni çocuk okuldakilerle daha önceden tanışıyormuş meğerse. Okulda hep onlarlaydı. Çocuğun adı Çağlar Aldı'ymış ve İstanbul'a İzmir'den gelmiş.
Eve ulaşınca içeriye temkinlice girdim ve ardımdan kapıyı kilitledim. Tek istediğim biraz uykuydu. Alarmımı saat altıya kurup kendimi uykunun kollarına bıraktım.
.......
Minibüse binip kursa vardıktan sonra hala daha aynı şeyi düşünüyordum. Eve nasıl geri döneceğimi. Saatlar sanki bana inadına yapar gibi hızlıca geçiyordu.
........
Kurstan çıkıp hızlıca minibüse bindim. Etrafı dikkatlice inceliyor onun buralarda olup olmadığını kontrol ediyordum. Allah'a şükür yoktu.
Minibüsten indim ve evime doğru gitmek için üst geçidi kullandım. Daha sonra da bir lisenin arka tarafı ve e-5 yolu yanı olan tenha bir yoldan koşarak eve girdim. Koşmaktan nefes nefese kalmıştım. Pencerenin oraya gidip sokağı incelemeye başladım. Görünürlerde bir şey yoktu. Her şey normaldi.
Ta ki karşı apartmanın yan tarafında olan karanlığa bakana kadar. Her yeri siyahtı. Kafasına geçirdiği kapşonu yüzünden suratı seçilemiyordu. Gerçekten uzun boyluydu. Onu elleri ele veriyordu. Epeyce beyaz tenliydi.
Heyecandan ve korkudan gözlerim büyümüş elimdeki telefonu sıkıyordum. Elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Aklıma gelen şeye imkan bile vermiyordum. Telefonun titreşince imkansız diye bir şeyin olmadığını bir kez daha anladım.
Telefonumu açıp baktım. Mesaj gelmişti.
GİZLİ NUMARA:
-BU GEÇ SAATLERDE DIŞARIDA OLMAN TEHLİKELİ DEĞÎL MÎ BERRE?
Bana mesaj atmıştı ve en önemlisi adımı bile biliyordu. Kafamı kaldırıp onun olduğu yöne doğru baktım.
YOKTU.Peki, niye beni takip ediyordu?