2. Bölüm: Elma

156 7 3
                                    

Merhaba herkese. 2. bölüm sizlerle. Umarım beğenirsiniz. OY VERMEYİ UNUTMAYIN.

Edit: Multimedia da Doruk var. Yorumları için @betulkml ve @BesteKyhn teşekkürler.

Neredeyse bu sesi daha önce duyduğuma yemin edebilir durumdayım. Kaşlarım istemsiz çatılırken hala ayakta dikiliyorduk. Ben düşüncelere dalmış bir halde dururken karşımda ki oğlan elinde ki elmayı ağzına götürdü ve ısırdı. Benim için her şey ağır çekimde gerçekleşiyordu. 

Aralanan pembe dudaklarına getirdiği elmayı dişlerini öne çıkararak yuvarlak yüzeyine batırdı. Dudakları elmanın etrafına sarılmış bir halde bekliyordu. Isırdığı anda etrafta çıkan ses kimseyi etkilemezken, elmanın etrafından elmanın suyu küçük damlacıklar halinde havaya dağılıp yere düşmeye başladı. Bunlara herkes dikkat ederdi. Sanırım.

Yaptığım saçmalığı farkedip kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım. Kimseye belli etmeden yutkunup kendimi toparladım. Eminim tüm bu olanlar en fazla iki saniye içinde olmuştu ama sanki ben dakikalardır ayaktaymışız gibi hissediyordum.

"Bende seni tanımıyorum. Sanırım okulda yenisin." diye kendimi öne çıkardım. Onu bir yerden tanıyordum ama nedense şuan hatırlamıyorum. Elbet birgün aklıma gelecek ve o zaman durum açıklığa kavuşacaktı. Ayrıca hatırlıyormuş gibi hissedip o kişiyi nereden tanıdığını bilmemek insanı sinir ediyordu.

"Bunu okula yeni gelen bir kız mı söylüyor? Hemde çömez bir kız." diye gülerek kurduğu cümleler karşısında arkasında ki oğlanlar gülünce etrafı kahkahalar sardı. O kadar mı küçük gösteriyordum?

"On birinci sınıfdayım. Ayrıca bu okulda yeni birisi varsa o da senin şu kötü çocuk saçması havandan başka birisi değil." diye saçma sapan bir cümle kurdum. İnsan ne diyeceğini biraz düşünmeli gerçekten. Şimdi söyleyeceği cümle ile beni yerin dibine sokacaktı.

"Derin." diye her zaman ki gibi kurtarıcımın sesini duyunca hemen arkamı döndüm. Sarı saçları güneşte parlayan Rüzgar yaklaşık on beş adımlık mesafede karşımda dikiliyordu. Onu da en az diğerleri kadar çok özlemiştim. Bizim yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi.

Hiç beklemeden ona doğru koşmaya başladım. "Rüzgar" diye bağırıp koşarak yanına gittim. Kollarını açmış beni beklerken hızımı alamadığımdan ona çarptım ama o dengesini kaybetmeyip beni kollarının arsında kaldırarak döndürmeye başladı. Kafamı boynuna götürüp dönerken bende ona sarıldım. İkimizde gülerken etrafa bu sefer mutluluk kahkahaları duyuluyordu.

"Yeter başım döndü." diye mızmızlanınca beni yere bıraktı ama kollarını hala belimden çekmemişti. Vücuduna şöyle bir bakınca kas yaptığını farketmemek imkansızdı. Biraz önce ki oğlan gibi olmasa da onun kasları da belirgindi. Ben niye o ikisini karşılaştırıyorum ki?

"Seni çok özledim Derin." diye masum surat ifadesiyle bakarken ikimizin yüzünden gülümseme  bir an olsun kaybolmamıştı.

"Bende sizi özledim. Hem de çok. Artık hep buradayım ve bolca vakit geçirebiliriz. Günler, saatler, dakikalar, saniyeler ve hatta hatta ..." diye haftalar, aylar ve mevsimler bizim diyerek cümlemi bitimeme izin vermeden eliyle ağzımı kapattı. Kocaman sırıtırken "Hiç değişmemişsin. Hala küçük çocuk Derin' sin." diye munzurca bana bakıyordu.

Tek kaşımı kaldırıp "Değişmem mi gerekiyordu? Kimse bana bundan bahsetmedi." diye şakaya vurdum. Sanki dediklerime inanamıyormuş gibi kafasını iki yana sallayıp yarım ağız gülümsedi. Çisem ve Nisa da yanımıza gelince Rüzgar' a bakmadan "Hadi Derin, sıra oluyoruz." diye beni çekiştirmeye başladılar.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 21, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin