012

3.3K 331 95
                                    

Jisung gece yarısı evinden çıktı.

Kimse onu fark etmemişti, siyah beresini takmış ve tamamen siyah kıyafetler giyinmişti.
Baştan aşağı simsiyahtı tıpkı ruhu gibi.

İki yıl öncesine dönmek istedi, ama bunu yapamazdı.

Onların birbirlerine yaptığı tek şey birbirlerini öldürmekti, dolaylı yoldan intihar ediyorlardı.
Pek bunun farkında olmasalar da.

Minho'nun evinin önüne geldi, muhtemelen içeride sevgilisi ile oturuyorlardı.

Cebinden çıkardığı kağıdı evin önündeki posta kutusuna bıraktı, bu da onun vedasıydı.

Sonra dolu gözleriyle ilerlemeye başladı ilk öpüştükleri köprüye doğru.

Minho'nun tam o gittikten sonra posta kutusuna baktığını asla düşünmedi, çünkü artık o onu sevmiyordu.

Köprüye vardığında köprünün ucuna oturdu.
Anıların gözünün önünde canlanmasına izin verdi.

Gözünün önünde canlanan anıya gülümseyerek kendini öne doğru ittirdi.

Göz yaşlarının akmasına izin verdi.

O acıya mahkum olarak doğmuştu, intihar ederek kurtulacağını asla düşünmedi biliyordu intihar yasaktı.

Ama artık umrunda değildi yasaklar. Elini cebine attı ve Minho ile ayrıldıktan sonra beyaz bir kağıda yazdıkları kuralları yırtıp aşağıya doğru fırlattı. Zaten o kurallar ve yasakların çoğuna uymamıştı.

Arkasından gelen adım sesini umursamadı.

Minho kal dese kalırdı aslında ama artık o başkasına aitti.

Jisung'un, Minho'su artık başkasınındı.

Adım sesleri yaklaştı.

Jisung o anda hiç düşünmedi ve kendini ileri attı.

Artık herşeyiyle Minho'nun olan Jisung, karanlık sulara aitti.

Arkasında hiçbir şey bırakmadığını düşünüyordu o.

Tabiki köprüde ağlayan bir Minho dışında.




I Know » Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin