BÖLÜM 1

2 0 0
                                    

Gökten boşalırcasına yağan yağmura aldırış etmeden gecenin karanlığında yürümeye devam ediyordum. Nereye gittiğimi bilmemeyi geçtim, başıma ne geleceğini dahi umursamıyordum.
Bu saatten sonra pekte önemli değildi benim için. Sonuçta annesi tarafından istenmeyen, babasının umrunda dahi olmayan 20 yaşında bir genç kızdım dimi. Kimin umrunda ki ?
Kafamı kaldırıp gökyüzüne bakmaya çalıştım. Gökyüzü bile bana acıdığı için ağlıyordu kim bilir.

"Anne bende senin kızın değil miyim ? Neden beni de sevmiyorsun?"

"Sen artık büyüdün Rüya, kendi başının çaresine bakmalısın."

Büyüdün artık... İnsan büyüdüğünü nasıl anlar ki ? Annelere göre hani ne kadar büyürsek büyüyelim biz hep çocuktuk onların gözünde ?

Bulduğun bir banka oturdum. Evet gök yarılırcasına yağmur yağıyor ama ben bankta oturuyorum ne güzel değil mi ?
Çünkü ne gidecek yerim, ne de param var. Koskoca dünyada ne yapacağımı bilmeden bir bankta oturuyorum. Varmı benden iyisi ?

   Tekerlek sesiyle kafamı yerden kaldırdığımda, araba farı gören tavşan gibi açtım gözlerimi. Ne yapsaydım farları o kadar rahatsız edici ki...

Gecenin karanlığından arabayı tam göremesemde bana yakın bir yerde durduğunu farkettim. İçinden önce bir şöför çıktı. Elinde tuttuğu şemşiyeyi açtı daha sonrada arka kapıyı açıp birinin inmesini bekledi.

Hayat ne kadar da acımasız değil mi ?

Kimin indiğini tam göremesem de, kadın olduğuna emin oldum  -çünkü öyle bir topukluyu hiçbir erkek giyemezdi-
Şemsiyenin altında şöförle bir şeyler konuşurken arabanın farları sayesinde kadının yüzünü seçebilmiştim. Uzun boylu, kumral, yuvarlak, saçlarıda omuzunda kesilmiş bir kadın. Ben onu incelerken gözgöze gelmeyi beklemiyordum tabi...

Gözlerini benden çekmeden konuşmasına devam ederken pes eden taraf ben olmuştum. Çünkü şuan ondan daha önemli bir şey düşünmeliydim: nerede kalacağım gibi mesela...

Ben bunları düşünürken topuklu sesleri gittikçe bana yaklaşmaya başladı. En sonunda ayaklarımın dibinde duran topukluyu görünce kafamı yukarı kaldırdım.

"Merhaba acaba bu yağmurda neden burada oturduğunu sorabilir miyim? Yanlış anlama eğer yardım edebileceğim bir şey varsa memnuniyetle yardımcı olurum."

Hah ne hoş. Bir acınası hale düşmediğim kalmıştı.

"Teşekkür ederim. Fa-fakat sadece düşünmek için biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı."

Lanet olsun neden kekeledin ki Rüya aferim sana kızım.

"Adınız nedir acaba ?"

"Rüya."

"Memnun oldum Rüya. Bende Hande."

"Şey ben artık gideyim Hande hanım iyi akşamlar."

"Dur, dur Rüya bekle. Belli ki bir derdin var ve sanırım kalacak bir yer arıyorsun. Bana güvenmek zorunda değilsin. İstersen seni bir otele götürebilirim istediğin kadar kalabilirsin. Ya da benimle gelip evimde de kalabilirsin."

Ne yapacağımı bilmez halde bir kadına bakıyordum bir de yola. Hiç tanımadığım bir kadının evine gitmek ne kadar doğruydu ki ?
Bu saatten sonra olacak bir olay benim canımı yakmaya yeter miydi ki ? Şeytanın kulağıma git diye fısıldamasıyla kendime geldiğimde cevap verebildim

"Sadece birkaç günlüğüne olur mu ? Daha sonradan kalacak bir yer ayarladığımda gideceğim Hande Hanım."

"Ah çok güzel bende kendime arkadaş arıyordum. Çok sevindim. Hadi gel baksana sırılsıklam olmuşsun hasta olacaksın."

"Gidelim bakalım."

Hiç tanımadığı birisinin evine gidiyordu genç kız. Hiç tanımadığı ev, tanımadığı insanlar...
Başına ne geleceğini umursamadan. Kader genç kızın başına neler getirecekti ? Karşısına kimleri çıkaracaktı ? İyi insanlar mı ? Yoksa karanlığın insan haline bürünenleri mi ?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 21, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık Umutlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin