1.Bölüm

15 3 0
                                    

    Şuan oturmuş ve karşımdaki bilgisayardan yeni bir mesajın gelmesini bekliyordum. Kafamı kaldırıp duvardaki saate baktım saat 07.12'ydi. Esnedim ve kahveden bir yudum daha alacakken bitmiş olduğunu görüp.  Yenisi için odamdan çıktım. Koridorda yürürken karşıdan gelen jungkook'u gördüm. Bana gözlerini pörtletmiş bakıyordu. Onu hiç tınlamadan geçicekken beni durdurup küçük çocuk gibi azarlamaya başladı.

-Sen iyimisin so young?

Göz devirdim. Abartıyordu yani 2 gündür odandan çıkmayıp -kahve almak hariç- bilgisayarın başındaydım

-So young bana göz devirme kendine çok yükleniyorsun.

-Evet.tamam.herneyse. diyip. Yanından geçtim merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Onlara ne yaptığımı anlatamazdım, biliyordum onlarıda tehlikeye atıyordum ama o kişiyi bulmadan gözüme uyku denen şeyden girmiyordu. Tamam nerde kalmıştık aahh...kahveğğ. Uykusuzum, açım ve yorgunum ama kimin umrunda boşverin gitsin. Kahve makinesinin önünde durup bardağı bölmeye koydum ve düğmeye bastım. Başım zonkluyordu elimi şakağıma bastırarak ovalamaya başladım

-Ahh cidden mi? İflas edicek bu günümü buldum.

- O kadar çalışıp yemek yemez ve uyumazsan sonu böyle olur.

-dedi hergün deli gibi atış çalışması yapan kız.

- Ben ciddiyim so. Geldi ve kahve makinasının fişini çekip çıkardı. Şimdi bizimle kahvaltı yapıyorsun ve günün geri kalanında dinleniyorsun bi-

-Ama yeni bir pro-

-Başka zaman. Sıkıntıyla nefes verip. Başımı salladım.

-Tamam

  Sözü dinlenmiş bir anne edasıyla gülümsedi. Bende arkamı dönüp hiç durmadan gidip masaya oturdum. Başımı geriyi doğru attım ve gözlerimi kapattım

-Ne yapıcaksın? Gözlerimi açıp lisa baktım neyi soruyordu program mı yoksa jungkook konusunu mu?

-Jungkook

-Haa. O konu..yapacak birşey yok  biz olamayız bunu oda biliyor.

- Bir kere de olsa deneyemez misin? Belki senin içinde iyi olur.

-Ah. Hayır o hatayı bir kere yaptım ve bir daha yapmaya niyetim yok. Yine aynı konu sanırım... kahretsin gözüm dolmuştu.

-So young. Ben özür di-

-Hayır.Gerçekten.Bi suçun yok. Ben... sadece bir elimi yüzümü yıkamalıyım.

  Sandalyeden kalkıp kapıya yürüdüm. Kapıyı açmamla kapıdaki jungkook'u görmem bir oldu. Yüz ifadesi çok tanımsızdı. Sanki hem üzülüyoda hemde kızgın gibiydi. Gözlerimi yere indirip yanından çıkıp gittim. Sanırım bi süre de yatağımdan çıkmayacaktım. Odama çıktım. Kapıyı kitleyip. Tuttuğum göz yaşlarımı saldım ayaklarım beni taşımayacak gibiydi. Kendimi yere atıp hıçkırıklarımı serbest bıraktım şuan hem ağlıyor hemde tırnaklarımı etime batırıyordum. Hepsi benim yüzümdendi. O benim yüzümden ölmüştü. Kaç kere intihara teşebbüs ettiysem de o kadarda kurtulmuştum. Bu dünyadan kaçamıyordum tanrı sanki ölmeyip cezanı çekeceksin diyordu. Ayağa kalkıp masanın üstünü yerle buluşturdum
-iki masa var- hıçkırıklarımın yerini bağırtılar alırken yeni kriz geçiriyordum. Ağlamam durdu. Önümde o belirdi. Bana o güzel meleksi gülüşüyle gülümsüyor el uzatıyordu. Bende ona bakıp gülümsedim.

- Seni çok özledim. O hiç konuşmuyordu sadece oraya gelmemi istiyordu biliyordum hiçbir zaman gidemedim ama tekrar denemek istiyordum.

-Geliyorum sevgilim geliyorum

  Elimi ona uzatırken omzumdan sarsıldım ve gerçek dünyaya geri döndüm. Önümde bana endişeli gözlerle bakan daniel vardı. Arkasında yine aynı şekilde bakan lisa ve jungkook tabi kırık bir kapı, kafamı elime çevirdiğimde ellerimden kan akıyordu ve sağ elimde kırık bir ayna parçası vardı. Elimdeki aynayı alıp yere attı kolumdan tutup banyoya soktu eli yıkadı bu sırada lisaya ilk yadım çantasını getir gibi bişey zırvalamıştı ama ben anlamamıştım. Yine olmadı gidemedim dedimya tanrı benim dünyada kalıp cezamı çekememi istiyo diye. Şimdi beni koltuğa oturtturup elimi kendine çekti pamuğa tendürdiot ' u - kahverengi olan şey herneyse ondan -  alıp pamuğa sıktı kanayan kısma hafifçe bastırdı inlememiştim sadece ufak bir yüz buruşturması çünkü alışmıştım acıya o kadar acıtmıyordu. Pamuğu deydirip üflüyordu. Son olarak elimi sarıp kafasını kaldırıp gözlerime baktı

-So young bu böyle devam edemez bak belki bi psig-

Ayağa kalkarak sözünü böldüm ben deli değildim ve psikolojik desteğe ihtiyacım yoktu

-Ben. Benim sadece hava almaya ihtiyacım var. Kimse gelmezse sevinirim. Gidecekken daniel in sesi beni durdurdu.

- Biraz konuşalım mı?

-Yanlız kalamaya ihtiyacım var. Bahçedeyim.

- Tamam

  Salonu arkamda bırakıp bahçe kapısının kulpunu yana doğru sürgüledim ve dışarı çıktım.
Hava esiyordu güneş bulutların arkasında saklanıyordu. Puf koltuklardan birine oturdum. Sonkez burda sarılarak oturmuştuk, yine burdayken beni öpmüştü, ilk kez  sevgiliyken kavgamızı burda yapmıştık. Hadi sizde bi hayal edin bir erkek var babanızda olabilir size gül gibi bakıyo hata sizi düşündüğü zaman sizin bi hatanız sonucu yok oluyo. Yalnız kalıyorsunuz. Sizin düşündüğünüz şey benim başıma geldi ve benim iyi olmamı bekliyolar. Benim annem babam bile beni atıp gitmişken böyle bi ilgi görmek ve sonra onuda kaybetmek. O gidince boşlukta buldum kendimi dipsiz kuyunun en dibindeydim neredeyse 3 yıl olucaktı. Benim inatçılığım yüzünden olmuştu herşey.

# FLASHBACK#

-Geldik. Dördümüzde arabadan inmeye başladık. İndiğimizde

-Herkez kulaklığı kontrol etsin. Silahınızı da kontrol edin ve gerekmedikçe kullanmayı sessiz geldik ve sessiz gidicez anlaşıldımı. Adamları bayıltın, sessiz olun , dosyaları alıcaz ve gidicez. Daniel sen arkadan, lisa sen mutfak tarafından, taeyong sen beni koruyosun ilk önce siz arka tarafı ve içi halledin sonra biz öndekileri halledip içeri gireriz. Sonra ben dosyaları alırım size komut verdiğimde arabaya koşun ben camdan atlar gelirim. diye planı tekrar ettim herkez bildikleri şeyleri tekrar  dikkatle dinledikten sonra onaylayan sesler çıkardılar.

-Tamam hadi başlıyoruz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kırılmaz Kod~KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin