Bir kasım ayının bir türlü soğuğa dönmeyen günlerindeydik. Hava hala gün yüzüne hoş ve tatlı sıcacık gülümsemesiyle doğuyordu. O zamanlar daha 17 yaşına şubatta girmiştim. Belki içimde kalanlarla bu yaşıma kadar geldim yada zorunluklara göğüs gererek hayat beni bu yaşıma kadar adamıştı. Kim bilebilirdi ki hayatımı güzelleştirecek sıkıntılarına derman olacak bir mucizeye denk geleceğim. Aslında pek derdim yoktu kafama takan birisi de değildim üstelik ama olsun hayat beni hep üzüyor gibiydi istediğim hiçbir şey olmadı yada yolunda gitmedi o yüzden hep ağlardım. Bu dönem 11. sınıftım herşeyin farkında olduğum olmak zorunda olduğum senelerden bir tanesiydi. Ben sayısalcıydım . Koskoca matematik formülleri , fizik terimleri , kavramlar hepsi benim bölümümdeydi. İşim zor haaa kolay değildi. Çalışıp okumam gerekiyordu. Çalışıp okuyup annem ile babamı gururlandırmak onları bu köy hayatından kurtarmaktı. İyi bir "moda tasarımcısı" . Böyle dedim dersiniz belki moda tasarımı eşit ağırlık bölümünden olunmuyor mu ? Aslında evet ama benim içimde kalan her gece çizdiğim çizimlerdi...
Hayat ilk darbesini 8. sınıf sonlarında içinde resim aşkıyla can havliyle çizimleri resimleri olan bir kız çocuğunu okul seçimiyle darbesi vurulduğu zamanlardı. Aslında babama kızgın değilim hatta hiç değilim çünkü bir baba kız evladından ayrılmaz ya babamda benden ayrılmayı göze alamadı . Babamla biz hep çocuk gibiydik , çocuk gibi oynar beraber uyurduk. Sonuç olarak gidememiştim. Belki de bu seçim beni daha başarılı azimli yapacaktı kim bilir . Bu seçim beni ayakta durmam için atılan ilk adımdı . Şimdiki okulum Kız Anadolu İmam Hatip Lisesiydi . Aslında üç yıl boyunca okulumu çok sevmiştim ama gönül hala "güzel sanatlar" aşkıyla yanıyordu . Şimdi ise olmuyacağı için değil istesem şimdi izin verirlerdi de zaten babamla da hem biraz can ciğer olmaktan uzak dururduk . Onu , üniversite hayatına alıştırırdım ama şimdi de gitsem birşeyin faydası olmuyacağını düşünüyorum. Ama ne olursa olsun çizimlerimi bırakmamıştım . Belki dersiniz resim büyük bir yetenek yeteneğini öldürüyorsun diyebilirsiniz . Görünüşte öldü ama benim içimde ölmedi . Okuldaki herkes benim resimle ilgilendiğimi kendime ait çizimlerimin olduğunu biliyorlar ve onlara göre baya yetenekliydim. Onlara göre sıralamam bile vardı; çok güzel voleybol oynayışım, resime olan aşkım ve herkesin bende en çok sevdiği ve hata hayran kaldığı üzücü bir olay bile olsa onun karşında daima mutlu oluşumdu . Bide onların her zaman gamzeli gamzeleri olmamdı...