Hayat bu kadar acımasız mıydı ? Kimsesizler hep acı mı çekerdi ?
Sarp-üvey abim- vücudumda açtığı yaralar, annesinin ruhumda açtığı yaralar...
Canımı çok yanıyor. Günlerdir düşünüyorum ve karar verdim. İstanbul'a geri dönüyorum. Doğduğum yere, annemin yanına geri dönüyorum. Sabah ilk is Beste'yle konuşmam lazım. En azından bir süre onun yanında kalabilirim.
Beste yıllardır uzağımda ama yanımda olan dostum. Istanbul'daki en yakın arkadaşım. Bu zamana kadar yaşadığım acıları bilen tek kişi.
Biz yani annem, babam ve ben Istanbul'da yaşarken Beste'yle iki yıl aynı lisede okuduk. Annem ölünce babamla birlikte buraya -Aksaray 'a- taşındık. Ama Beste'yle hiçbir zaman kopmadık. O benim olmayan kardeşim.Sabah yine erkenden kalktım. Zaten hiç uyuyamamıştım. Hemen hazırlandım. Bugün son is günümdü Elif hanım 'a işten ayrılacağımı söylemem gerekiyor. Böyle düşüncelere dalmış giderken telefonumun zil sesini duydum. Arayan Beste'ydi.
"Efendim kitap kurdum"
"Nasılsın uğur böceğim"
"İyiyim kitap kurdum sen nasılsın"
"Bende iyiyim ışte ne olsun ne yapıyorsun?"
"Işe gidiyorum bende sen ne yapıyorsun?"
"Hazırlanıyorum okula gideceğim. Seni çok özledim buraya gelmeyecek misin?"
"Ben de tam sana onu söyleyecektim. Istanbul'a dönmeyi düşünüyorum. Kısa bir süre senin yanında kalabilir mıyım?"
"O nasıl laf tabiki kalabilirsin hatta ayrı eve çıkmayı düşünüyorum. Senden daha iyi bir ev arkadaşı bulamam."
"Harika o zaman ben buradaki işlerimi halledince haberleşiriz."
"Tamam uğur böcegim görüşürüz."
"Görüşürüz kitap kurdum."Beste'yle konuşmak bana ilaç gibi geldi. Halletmem gereken tek bir şey kaldı. Elif hanım'a durumu anlatmak.
Villa'nın önüne geldiğimde biraz garip hissettim.Kaan'ı bırakmak çok zor olacak. Zile bastım ,kapıyı Feray abla açtı. Onu görmek iyi geldi. Içeriye geçip montumu ve çantamı bıraktıktan sonra Feray abla'ya döndüm.
"Feray abla Elif hanım evde mi ?"
"Evet Asya salonda"
"Tamam ben bir yanına gideyim."Salona giderken kötü hissettim. Bunca zaman bana evin hanımı değil de bir arkadaş gibi davranan kişiye işten ayrılmak istediğimi nasıl söyleyeceğim bilmiyorum. Salona girince;
"Elif hanım biraz konuşa bilir miyiz ?"
"Elbette Asyacım lütfen otur."
"Elif hanım nasıl söylenir bilmiyorum ama ben işten ayrılmak istiyorum."
"Asyacım bir sorun yok değil mi ? Neden ayrılmak istiyorsun ?"
"Hayır işle ilgili bir sorunum yok. Istanbul'a geri dönüyorum."
"Peki Asyacım sen nasıl istersen."
"Bugün son kez Kaan'la vakit geçire bilir miyim?"
"Tabi ki çıkarken Feray'dan paranı alabilirsin."
"Teşekkür ederim Elif Hanım Görüşmek üzere"
"İnşallah görüşürüz Asyacım."Salondan çıkınca içime bir rahatlama çöktü. Elif hanım iyiki böyle düşünceli bir insan. Kaan'ın yanına çıkınca uyuduğunu gördüm. Çok masum, bir melek gibi uyuyor. Çocukları bu yüzden çok seviyorum. Bu zalim dünyada melek kalabildikleri için. Kaan'ı biraz daha izledikten sonra Feray ablanın yanına indim. O da gideceğim için çok üzüldü. Ama gitmek zorundayım. Akşam altıya kadar Kaan'la vakit geçirdikten sonra eve dönmek için yola çıktım. Her şey hazırdı yarın buradan gidiyorum. Babamı burada yalnız bırakacağım ama annemi de çok özledim. Evin önüne gelince her zaman ki gibi içimi bir korku doldurdu ama son, bu gece son kez onlara katlanacağım ve yarın buradan gideceğim.
Eve girince Sarp'ın olmadığını anlayınca rahatladım. Zümrüt'e- üvey annem- görünmeden odama geçtim. Rahatlamak için üzerimi değiştirdim. Her gece yaptığım gibi geçip günlüğümü yazmaya başladım. O sırada içeriye Zümrüt daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEVA
General FictionAcımasız bir hayat ortasında kalmış. Ailesini kaybetmiş ,en ağır acıları yaşamış ama ayakları üstünde durmayı başarabilmiş bir KADIN Hayata karşı dik duran, acılarından güç alan bir ADAM Ve onların hiç bitmeyecek LEVASI ASYA & ARAS