Rüzgar belli aralıklarla ters esip yağmur damlalarını cama sertçe vuruyordu. Yağmuru çok seviyordum hele de cam kenarına geçip o yukarıdan aşağıya düşen damlaları izlemeyi.. Ben Lina 17 yaşındayım. İzmir'de yaşıyorum ve İzmir'i herşeyden çok seviyorum. Ailemle denize yakın bahçeli bir evde oturuyoruz. Okulumu ve arkadaşlarımı çok seviyorum. Lise 3.sınıfa gidiyorum. Ceyda,Gözde ve Bora en yakın arkadaşlarım.
Bu yağmurda okula nasıl gidecektim? Okula geç kalıyordum. Babama söylemem lazımdı:
-Baba!
-Efendim kızım
-Yağmur çok yağıyor da beni okula bırakır mısın?
-Tabi ki kızım hemen çıkalım.
-Tamam çantamı alıp geliyorum.
Babamla arabaya binip okulun yolunu tutmuştuk. Babam bana dönüp;
-Kızım seninle birşey konuşmam lazım dedi. Bende:
-Buyur Babacığım
-Kızım senin İzmir'i ne kadar sevdiğini biliyorum. Ama ben öğretmen olduğum için yani tayinden dolayı İstanbul'a taşınmamız gerekiyor. Aniden lafını kesip,
-Ama baba ben nasıl bırakacağım İzmir'i burada odam, arkadaşlarım ve okulum var. Peki ev ve okul işlerini ne yapacağız?
-İstanbul'da olan Arif amcan herşeyi ayarladı. Gidince direk eve yerleşeceğiz,gideceğin okul da Çınar Koleji. Arif amca o okulun müdürü olduğu için o okula gideceksin. Bir an önce yani 1 hafta içinde gidip yerleşmemiz gerekiyor. Eve gidince eşyalarını toparlamaya başla tamam mı benim güzel kızım?
-Tamam, demekle yetinmiştim sadece.
Arabadan indikten sonra okuluma geçtim. Sınıfıma doğru yürürken bugün bu okulumda son günüm olduğunu sindirmeye çalıştım. Ben şimdi arkadaşlarıma nasıl söyleyip vedalaşıcaktım? Hiç Ceyda'ların yanına uğramadan sırama oturdum. Daha sonra ögretmen geldi. Derstte aklıma yine gidecek olmamız geldi bir yöne dalıp düşüncelere daldım aniden öğretmenimin adımı birkaç kere söylemesiyle kendime geldim. Bana doğru:
- Lina! sana soru soruyorum. Aklınız nerede ya.
Diye sinirlenerek söylendi. Umrumda bile değildi şuanda. Konuşup konusup susar. Yine de özür dileyip saygımı bozmadım ve kendime gelip dersi dinlemeye devan ettim.
Sonunda tenefüs zili çaldı. Ceyda, Bora ve Gözde yanıma gelip ne oldu, neyin var senin diye sorunca;
-Size önemli bir şey anlatmam gerekiyor.
-Lina ne oldu?
-Ben gidiyorum, burada son günüm.
Hepsi birden,
-Nereye? Nasıl ya?
-Babamın tayininden dolayı İstanbul'a gitmemiz gerekiyor.Oraya taşınacağız. Çınar Koleji diye bir okulda okuyacakmışım ve evimiz bile varmış. Babam herşeyi ayarlamış dedikten sonra kendimi tutamayıp gözyaşına boğulmuştum. Birlikte sarıldıktan sonra gözyaşlarımı silip, konuyu değiştirip moralimi yerine getirmek için Bora o itici espirilerini yaptı komik ve nedense söyleyince ister istemez yüzümde bir tebessüm olmuştu. Kahve almaya aşağıya inmek istedim. Hepsi beraber bana eşlik ettiler. Sınıfa gelip biraz daha oyalanıp kahvelerimiz içince öğretmen geldi yerime yerleştim dersler sonunda bitti, bu şekilde okulun nasıl bittiğini anlamadım bile. Okul çıkışı yağmur durduğu için Ceyda ile birlikte yürüyerek bize gittik. Annem, Aleyna ve Elif kardeşlerim evi yavaş yavaş toparlamaya başlamışlardı bile.
Bende Ceyda ile birlikte odama geçip Ceyda eşyalarımı toparlarken bana yardım etti. Toparlama işi 2,3 günü buldu. Yatağımda uzanırken birden telefonum çalmıştı. Arayan Gözde'ydi. Çok acil bir şekilde bizim hep gittimiz ve çok sevdiğimiz Kafe'ye çağırmıştı. Bende çok acil bir şekilde çağırdığı için meraklanıp giymem için bıraktığım uzun bir tişort altına ise taytımı geçirdim ve ardından çıktım. Kafe bize o kadar da uzak değildi yürüyerek gidebiliyordum bu yüzden hızlı adımlarla ilerledim. Oraya yetişince içeri bir hızla girdim. Birde ne göreyim? Etraf balonlarla ve çeşitli süslerle süslemişlerdi. Tam orda Veda Partisine Hoşgeldiniz yazısı vardı. Masanın üstünde benim çok sevdiğim çikolatalı pasta duruyordu. Ben çok şaşırdığım için kapının önünde donakaldım. Bu olaylardan en çok sevinip mutlu olduğum şey bu partiydi galiba. Sevinç gözyaşlarımı tutup yanlarına gidip hepsine teker teker sarılıp teşekkür ettikten sonra birbirimize bakıp güldük. Bora ordan" Öyle boş boş bakacakmıyız hadi parti başlasın"dedi ve bir şarkı patlattı. Biraz eğlendikten sonra arkadan biri yanaşıp gözlerimi aniden kapattı ellerimin yardımı ile gözlerimi açmaya çalıştığımda karşımdan bir ses "Lina dur sana bir sürprizimiz var biz açacağız gözünü" bende hiç sesimi çıkartmadan kafamı yukarı aşağı sallamamla onayladım. Çok fazla geçmeden Ceyda yardımıyla gözüm açılmıştı ardından Ceyda önüme geçip elinde bir küçük hediye paketini bana doğru uzattı. Sürprizleri çok sevdiğimi ve değer verdiklerimi bilirlerdi çok heyecanlanarak elinden alip hemen içini açtım. Bu bir kolye ama uç tarafı biraz büyük ve dört yapraklı yoncaydı. Karşıdan Bora'nın sesi ile" Yoncayı aç bakalım",yoncayı açtım. İç tarafı dörte ayrılmıştı ve her bir yaprağında birimizin fotoğrafı vardı. Çok mutlu olmuştum" bu bu çok güzel çok değerli bir hediye ya size çok teşekkür ederim" hepsine teker teker sarıldım. Bu beni çok ama çok mutlu etmişti bunu Istanbul'a da götürüp sonsuza kadar saklıyacağım diye söz verdim. Hava geç oluyor ve birazdan annem arayabilirdi sonuçta işlerimiz vardı. Hepsi ile vedalaşıp,sarılıp ordan mutlu bir şekilde ayrıldım ve evin yolunu tuttum. Eve yetişince annemler yemek hazırlıyordu çok pasta yediğim için toktum. Hemen odama geçtim. Bugün çok yorucu bir gün geçirmiştim bu yüzden hemen yatağıma geçip uyudum.
Sabah erken uyandım. Gitmemize son 1 gün kalmıştı. O gün evden hiç çıkmayıp bütün hazırlıklarımızı tamamladık. Akşama baya yorulup erken uyumuştuk. Sabah kalktığımızda evimizin kapısının önünde taşıma aracı duruyordu, yardım etmeye aşağı indim. Aracın içine annem ve babam eşyalarımızı kardeşlerimin yardımı ile birlikte taşımalarına yardım edip yükledikten sonra annem bizi odamıza gönderdi hazırlanıp gelin dedi. Bende hemen hazırlanıp indim. Arabamıza binip İzmir ile vedalaşıp İstanbul'un yolunu tuttup geçen bir kaç saat sonra İstanbul 'a giriş yaptık.
GÜLE GÜLE İZMİR
HOŞGELDİM İSTANBUL...(Medyadaki resimler Lina ve Cem)☺☺ inşallah beğenirsiniz. İlk hikayem bu kadar yazabildim☺
İnstagram- @selenayakyuz1343
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLKİM (KİTAP OLDU)
Novela Juvenil"Elinizden bırakamayacağınız bir genç kurgu, ilk aşkı, heyecanı, ihaneti ve tatlı atışmaları seveceksiniz. Ve bu kitabı okurken kendinizi bulacağınızı düşünüyorum ayrıca ruhunuza işleyeceğini iddia ediyorum. Kemere doğru yaklaşınca boynu burnumun ön...