1

399 48 3
                                    

jungwoo her zamanki gibi spor ayakkabılarını ve sarı montunu giymiş, dükkanına doğru yola çıkmıştı. telefonunu kontrol ettiğinde kun'dan mesaj geldiğini gördü, çoktan geldiğini ve kapıda onu beklediğine dair bir mesaj atmıştı. mesajı görünce geç kaldığını anladı ve koşmaya başladı. anahtar ikisinde de vardı fakat kun bugün anahtarını unutmuş olmalıydı. arkadaşının daha fazla soğukta beklemesini istemediğinden hızını biraz daha artırdı, beş dakika sonra küçük ve sevimli dükkanlarının önündeydi.

kun girişteki küçük basamaklara oturmuş, telefonuyla uğraşıyordu. ayak seslerini duyunca kafasını kaldırdı ve arkadaşını gördü, nefes nefese kalmıştı. jungwoo anahtarı kapıyı açaması için kun'a verdi ve kendisi de soluklanmaya başladı. içeri girdikten biraz sonra çiçekleri sulamaya başladılar. genelde pek müşteri gelmezdi, sadece özel günler için fazla müşterileri olurdu. hoş, jungwoo çiçeklerine alışınca satmak istemiyordu fakat para kazanması gerekiyordu ve iki gün sonra sevgililer günüydü, jungwoo'nun çiçeklerini başkalarına emanet etme zamanı gelmişti.

flower::wooilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin