mabelle

5 0 0
                                    

'bir sorun mu var bell?' diye sorduklarında, artık her şey için çok geçti. mabelle, öfkesini o kadar derin yaşıyordu ki hiddetle masaya vurup sesini yükseltti: 'bell değil, mabelle' dedi. etrafındakiler anlamayan gözleini dikip uzun uzun baktılar ona. ortamdaki tek ses titreşimi mabelle'in sinir dolu solumasıydı, diğerleri hâlâ hiçbir şey anlamıyordu. katherine yumuşak sesini bu titreşimsiz ortama usulca saldı, ürkek bir halde sadece 'neler oluyor?' diyebildi. ve aniden gelen deli cesaretiyle -kath hep böyleydi. korkardı ama yine de susamazdı- , yumuşak sesini baskın hale getirerek: 'neler oluyor bell? yıllardır birlikteyiz, beraber büyüdük biz. bunca zamandır bell'din. şimdi mi sorun haline geldi bu?' usulca nefes aldı. devam etmek konusunda kararsızdı ki aniden düşüncelerinin ipini çözmeye başladı. ara ara duraksayarak yeniden konuşmaya başladı; 'neler olduğunu bize söylemeyip hiddetli nefesini burada tutmayı düşünüyorsan, yanılıyorsun. bizim de bir sabrımız var' diyerek ürkekçe erkek arkadaşına sokuldu. fazla ileriye gitmişti. mabelle'e tavır yapmak şöyle dursun, nasıl olduğunu bile soramazlardı. mabelle'di o; hiddeti yıkıcı olurdu. severdi, çok severdi lakin bunu göstermezdi. diğerleri iri gözlerle mabelle'in söyleyeceklerini beklerken kapıda küçük komşu çocuğu belirdi. odadakilerin içine rahatlama gelmişti. mabelle bu oğlanı çok sever, onun yanında hiddetini hep içine saklardı. mabelle oğlanı gördü, gülümsedi ve kendi oluşturdukları bir dille 'içeriye geç' dedi. artık, yeniden odada yalnızlardı. herkes yeniden merakla bakıyordu. mabelle fazla uzatmadı, lafa başlamaya koyuldu. fakat bu sefer hiddetli değildi ses tonu. sakin ve kendinden emindi. mabelle her daim şiir gibi konuşurdu fakat bu konuşma biraz daha farklıydı. sanki bu lafların uzun zamandır kelâmını etmek istiyor ama dili bir türlü varmıyordu, öyle üstüne düşünülmüştü bu konuşmanın. kelimeler usul usul ağzından döküldü;
"hayatlarınız, olduğunuz kişililikten uzak bir halde akıp gidiyor. maske ya da makyaj adına ne derseniz deyin bu model üstünüze fazla olmuş. kaldıramıyorsunuz, acınası haldesiniz. komik gözüküyor daha fenası kendinize hayran bırakacağım derken kendinizi rezil ediyorsunuz. kıyafetleriniz, dinlediğiniz müzik, okuduğunuz kitaplar.. hepsi yalan. koskoca, doldurulmuş bir yalan. etrafınızdakilere kült gözükmek için zevk almadığınız hatta nefret ettiğiniz şeyleri yapıyorsunuz. neyse, ne yaparsanız yapın. nasılsa bir ömür bu rezillik ve üstünüze fazla gelen düşüncelerle yaşayacak olan sizlersiniz. sadece, artık ben yokum. sahte sevginizi ve sahte samimiyetinizi olabildiğince uzaklara götürün rica ediyorum. mümkünse kimseyi sevmeyin, sevilmeyin. sevgi gibi yüce bir duyguyu hak etmiyorsunuz. mamafih, hak ediyor olsaydınız şu an bunları söylüyor olmazdım. evet, yalan söyleyemem güzel anılar bıraktınız bana. lakin lütfen saçmalıklarınız bıraktığınız güzel anıları öldürmeden gidin. sabrım, sevgim ve merhametim tamamiyle son bulmuştur. zira size karşı saygım hiç yoktu zaten."

rastgeleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin