Her zamanki gibi kulaklık ve pijamayla sahilde oturuyordum.Tamam kabul garip ama bu benim en büyük hobim insanların ne düşündükleri umurum da değil hiç bir zaman da olmadı.Kendimi bulduğum tek yer sahil.Arada bir kulaklığı çıkarıp denizin sesini dinliyorum en azından benim için güzel.Saatime baktığım ve saattin beş olduğunu gördüm her zamanki gibi iskeleye baktım oradaydı. Geçen ay saat beşte iskele de birini görmüştüm nedense diğer erkeklerden daha farklıydı benim için.Diğer hemcinslerine göre daha olgun,daha gizemli ve daha sert gözüküyordu.Her zamanki gibi siyah giyinmeyi tercih etmişti neden bilmiyorum ama çoğunlukla kendisini tepeden tırnağa siyah giyinmiş buluyordum. Eğer siyah giyinmedi ise lacivert ve beyaz tercih ediyordu. Sanki herkesten sakladığı büyük sırları olan gizemli adamlar gibiydi onu bir aydır dikkatle izliyordum ve bu kanıya nereden geldim bilmiyorum.Ben pembe pijamamla ne kadar çocuksu isem o da siyah giyimi ile bir o kadar sert ve gizemliydi.Yarım saat daha gözlem yapıp evin yolunu tuttum ev ile sahil arasında beş dakikalık bir mesafe olduğu için bu kadar rahattım.Sonunda eve vardığımda kapıyı Nihal abla açtı babamın yardımcısı kendisi dünyanın en minnoş insanlarındandır.Şimdi şöyle ki annem ve babam iki yıl önce ayrıldılar kendilerin yeni hayatlar kurmayı tercih ettiler tabi ki de evli değiller çalışmak dışında başka bir şey düşünmezler ikisinin da maddi durumları iyi.O yüzden benim de zenginler gibi koleje gitmemi istiyorlar babam namı değer Turgay Bey kendisi SAYGIN KOLEJİ ne benim kaydımı aldırdı bu sene on ikinci sınıf olacağım. Yarın yeni okulumun ilk günü aslında internetten yaptığım araştırmaya göre çokta fena bir okul değil üniforması siyah bir etek ve beyaz tişörttü bence gayet güzel.Saat sekiz olduğunda aşağı indim yemek masasına oturdum ve babamı bekledim o da on dakika sonra gelmişti.Babamla aramızda baba kız ilişkisi fazla yoktu çok konuşmazdık yemekten sonra çalışma odasına gidip gecelere kadar çalışır bense odamda tek başıma takılırdım.Pek arkadaşım yok çünkü çok konuşan biri değilim.Yemekte her zamanki gibi konuşmadık bende yemek yedikten sonra odama geçtim.Biraz müzik dinledikten sonra çantamı yerleştirdim ve derin bir uykuya daldım.
Alarm sesiyle okulun varlığını hatırlayıp kalktım bana kalsa okula bile pijamayla gidecektim ya neyse.Hemen elimi ve yüzümü yıkayıp okul üniformamı giydim. Yüzüme baktım ve makyaja gerek olmadığını düşündüm.Sadece dudaklarıma naneli nemlendirici sürdüm çünkü dudaklarımı yediğim için çok kötü duruyordu.Aşağıya indiğimde kahvaltının hazır olduğunu gördüm.Nergis abla yine çok güzel bir sofra hazırlamıştı.Babam daha ortalıkta yoktu onu beklemeden bir şeyler atıştırıp çıktım.Çıkarken ayakkabılarıma baktım ve oldukça kötü durumdaydı.Bugün okul çıkışı alışverişe gitmem lazımdı.Evden çıkıp otobüs durağına gittim.Ben lüks arabaları seven zenginlerden değilim.Otobüs geldiğinde kartımı basıp bir yere oturdum.Bir kaç durak sonra indim.Okula baktığımda büyük harflerle SAYGIN KOLEJİ yazsını gördüm.Kapıdan içeri girdiğimde herkesin bana baktığını fark ettim acaba onlara göre çok mu gariptim ya da ilk defa mı insan gördüler anlayamadım.İlk gördüğüm binaya girip sınıfımı aramaya başladım tam da karşımdaydı 12-A içeri girdiğimde bakışlar bana çevrildi "Boş bir yer var mı?" diye sordum "Benim yanım boş" dedi bir kız. Tabi ki hemen yanına gittim "Adım Betül sende yeni kız olmalısın" dedi kumral düz saçlı ve ela gözlü bir kızdı çokta sevecen duruyordu. "Evet adım Kumsal memnun oldum" dedim sevecen bir ses tonuyla.Bizim ve tabi ki bütün sınıfın konuşmasını bölen hocanın sınıfa girmesiydi.Hoca ilk gün olduğu için serbest bıraktı. Betül hemen bana döndü "Bütün okulun şuan tek odağı sensin." dediğinde büyük olan gözlerimi biraz daha büyüttüm anlamış olacak ki "Yeni kız yeni dedikodu tatlım" haklıydı okula yeni gelmiştim. On dakika sonra zil çaldı Betül beni zorla kantine götürdü aslında biraz da ben istemiştim çünkü kimseyi tanımıyordum.Kantinden iki tane kahve alıp bir yere oturduk o sıra da iki tane daha kız geldi anladığım kadarıyla Betül'ün arkadaşlarıydı.İçlerinden biri "Hoş geldin okulumuza" dedi onlarda Betül kadar sevecen gözüküyorlardı."Hoş bulduk" dedim biri sarı saçlıydı diğeri ise esmer bir kızdı ikisi de birbirinden güzeldi sarı saçlı olan "Benim adım Buket" dedi esmer olan "Bende Sıla" dedi "Memnun oldum.Bende Kumsal" dedim.Biraz sonra hepimiz koyu bir muhabbete dalmıştık hepsini çok sevmiştim. "Eee Kumsal senin sevgilin var mı?" diye sordu Buket "Hayır" dediğimde şaşkınca bana baktılar Sıla "Ben var zannettim" dedi diğerleri de ona katıldılar.O sırada zil çaldı hepimiz sınıfa gittik.Biz sınıfa girdikten beş dakika sonra sessizlik hocanın geldiğini düşünmüştüm fakat bir aydır izlediğim çocuğu görünce şaşırdım.O gizemli çocukla aynı sınıftaydık benden daha mutlusu olamaz şuan.Tek anlamadığım neden herkes sustu? İşte bu çok garip. Hemen kızlara dönüp "Kızlar bu kim?" Sıla soruma karşılık olarak "Sarp okulun sahibinin oğlu ama hiç babası gibi değildir herkes onun belalı olduğunu söyler ayrıca herkes ondan korkar" Sıla bunları derken ben onun gökyüzü mavisi gözlerinde kayıp olmuştum. Sarp'la aynı sınıfta olmak benim için iyi bir şeydi Betül "Ayrıca Sarp tek takılmaz" karşıdan gelenleri göstererek "Sarı saçlı olan Demir diğerlerine göre daha samimidir.Kumral olan Bora o da Sarp ve Demir'in karışımı yeri geldiğinde şaka yapar.Kıvırcık siyah saçlı olan ise Yiğit o da biraz Sarp'a benzer o grup çok konuşmazlar.Başkası sana kötü bir şey dese inanma ama onlardan biri diyorsa inan onlar kısa ve net konuşlar" diyerek cümlesini bitirdi.Ben tabi ki diğerleri gibi olmayacaktım cevap verecek gerekirse tartışacaktım. Herkes kendi bildiğini yapar hesabı.En son sınıfta havasından geçilmiycek ,egosundan atlasak öleceğimiz bir kız girdi.Kızıl saçları,topuklu ayakkabıları,yüzündeki bir kilo makyajla erkeklerin göz bebeği olmuştu bile sadece Sarp ve grubu dışında anladığım kadarıyla kızın sinirini en çok bu bozuyordu.Kızlar kıskançlık ve öfkeyle bakarken erkekler kızın içine düşecekti resmen. Sessizliği Buket bozdu "Bu da kızıl saçlı şeytan Açelya kendisi Sarp'ın eski sevgilisi gerçi sevgili denemez çünkü sevgili gibi değillerdi daha çok arkadaş falan Açelya ne kadar çabaladıysa Sarp'ta bir o kadar bitirmeye çalıştı.Sonun da ayrıldılar ama Açelya peşini bırakmadı" dedi. Bugün öğrendiğim bilgiler bana en fazla bir kaç gün yeterdi çünkü merak ediyordum.Beni de kendilerine benzetiyorlar farkında olmadan ama olsun "Kızlar ben git gide size benzeyeceğim gibi duruyor ama benim için iyi bir şey" deyince hep beraber güldük bu seferki konuşmayı bölen hocaydı. Sonunda ders zili çalmıştı hep beraber katine gidip oturduk o sırada yanımıza ismini ve cinsini bilmediğim biri oturdu. Kızların tanıdığı biri olacak ki hiç tepki vermediler "Kızlar aranıza yeni biri katılıyor ve bana haber vermiyorsunuz aşk olsun" dedi şakacı birine benziyordu Betül "Tanıştırayım Kumsal'cım Baran kendisi fazla neşeli fazla bom bastik bir insandır" deyince kahkahamızı tutamadık. "Memnun oldum Baran" diyerek elimi uzattım "Bende" diyerek karşılık verdi. Baran bir seksen boylarında esmer yakışıklıyla gideri olan arasındaki ince çizgideydi bana göre. Sonunda okul bitmişti ilk işim ayakkabıcıya uğramaktı. Kendime güzel bir ayakkabı alacaktım. Karşı da bir ayakkabıcı görünce direk oraya girdim ve tabi ki gözlerim siyah spor ayakkabıya gitti numarasını istedim ve alacağımı söyledim.Kasaya geldiğimde parayı verip evin yolunu tuttum.Eve geldiğimde direk mutfağa gittim çünkü çok acıkmıştım dolabı açtım ve içinden elma aldım.Odama çıkıp üstümü değiştirdim yemek hazır olana kadar film izlemeyi düşündüm.Tam o sırada telefonuma mesaj geldi.