Enes sadece kendi dikine giden kimseyi dinlemeyen asi bir çocuktu.
Zor çocukluk yılları geçirmiş ergenliğe giriş aşamalarındaydı.
Bu zamana kadar gerçek dostu olmamıştı dostu bırakın gerçek arkadaşı bile olmamıştı gerçeğin üstüne basarak söylüyorum çünkü yanında arkadaşı diye gezinen insanlar ya çıkar ya da korktuğu için yanında bulunuyorlardı.
Onu gerçekten seven biride olmamıştı yani o öyle düşünüyordu.
Sevgi nasıl bir şey, sevmek nasıl bir duygu tatmadığı için kimseninde duygusuna saygısı yoktu.
Fazla sertti.. bu konuda fazla netti..Duygularını kapatmıştı. Sevmiyordu kimseyi.. nefret dahi etmiyordu kimseden.. sadece duygusuzca yaşamını sürdürüyordu.
Boşluktaydı sanki.. ne hissettiğini bilmeyen boş bir insandı kendi gözünde ve bir çok insanın sözünde..
Enes arkadaşlarıyla bağ kurmaya çalışsada onların kendi yüzüne güldüğünü fakat arkadasından onu s*klemediğiklerini öğrendiği an bitmişti onlara karşı olumlu düşünce oluşma yapısı.
Tamamen yalnızlaşmıştı..
Sadece kendi vardı, koca dünyasına kimseyi almıyordu.Duygusuzlukla baş edemiyordu. Çaresizdi..
İçtiği ilaçlar sadece onun düşünmesini engelliyor ve uykuya dalmasını sağlıyorlardı.
Enes beyinin düşünmesini engelleyemiyordu. Uykuya dalmak için ilaç kullanıyordu.
Yaşadığı her şeyi düşünüyordu beyni hiç pes etmeden.. yorulmadan bu eylemi gerçekleştiriyordu her gece uyumak için yatağına girdiği anda başlıyordu mesai.. beyin mesaisi.....
Enes yine bir gün uykuya dalmak için ilaç kutusuna uzandığında.
Dünyasını terk etmeyi düşünmeyi engelleyemedi.
Uzun zamandır beyni ölmeyi, kendini imha etmeyi söylüyordu.
'Ölmelisin ki düşüncelerden kurtulasın' beyni bunu tekrarlayıp duruyordu.
Yorulmuştu Enes, çok fazla yorulmuştu.Duygusuzluk insanı ele geçirdiğinde.. hissetmeye çalışmaktan yorulmuştu sevgiyi. O hissetmek istiyordu.
Korkuyu, acıyı, mutlu olmayı en çokta sevmeyi. Sevmek istiyordu birini, birilerini. Artık sevmek ve sevilmek istiyordu.
Korkmuyordu hiçbir şeyden. Bu duygu tehlikeliydi. Kendine zarar vermekten korkmayan bir beyin düşüncesiyle hayatta kalmaya çalışan beden.. hayata tutunup hissetmeyi öğrenmek istiyordu.
Acıyı hissetmek istiyordu. Çünkü hissetmezse nasıl anlayabilirdi canının yandığını.
Uzun zamandır eziyet çeken bedeni ve kendine eziyet eden beyni bu duyguları reddetiyordu. Bedeni daha fazla yükleme istemiyordu. Beyni zaten sağlıklı düşünmüyordu.
Hissetmeyi istediği, hayatta kalmasının baş rolünü oynayan kalbi istiyordu.
Kalbi duygusuzluk duvarını geçip o duvarın arkasındakileri keşfetmek istiyordu.