4 yıl sonra
Enes'in ailesinden ayrı yaşamaya başlayalı 2 yıl olmuştu.
Kendini hissetmeye zorlamayı bırakılı ise 1 yıl. 1 yıldır pes etmiş bir şekilde. Sadece yaşamını yaşamaya çalışıyordu.
Hissetmeden.. yaşıyordu. Yaşanmak denenirse buna.O atlattığı baideler en zorlarıydı.. her şey daha güzel olucaktı diye düşünerek kendini motive ediyordu.
Evinin çevresinde pek ev yoktu.
Koskoca mahallede 3 ev vardı ve bunların sadece birinde yaşayan vardı.. tek başına mahallenin sonunda yaşayan Enes dışında kimse yoktu ıssız olduğunu düşüneceğiniz ormanımsı yerde.Enes buraya bilerek ve araştırarak seçmişti. Kendi yaşadığı ev yeni yapılmış fakat sahipi sahiplerinin ve yerleşmeden vefat etmişti. O yüzden mülk sahibinin devrettiği kişiden acil satılık başlığı altında uygun fiyata almıştı.
Uzak olması fiyatın uygun olmasına tabi ki de etki etmişti. Şehre epey uzaktı.Kimsenin olmadığı ormanımsız yerde her gece yürüyüşe çıkıyordu enes. Sevdiği müzikleri dinleyerek düşüncelerden uzaklaşarak sakin bir yürüyüşü hakettiğini düşünüyordu. O kadar hissizde olsa. Kulağına hoş gelen şarkılar elbette vardı.
2 hafta olmuştu taşınalı. Diğer evlerin camlarında satılık ve kiralık yazıları uzun zamandır durmasına rahmen. Birinin yazısı bu sabah yoktu.
Enes sabah ki yürüyüşüne çıktığında fark etmişti. Koskocaman kiralık yazısı kaldırılmıştı.
Bu çevrede uzun zamandır kimsenin olmadığı ve tercih sırasında en sona dahi alınmayan yerin kendisini gelmesiyle taliplisi çıkmıştı.Yürüyüşünü tamamladıktan sonra evinin yolunu tuttu.
O kiralık yazısının kaldırıldığı evde hareketlenme vardı.
Eşyalar taşınıyordu.
Bu sabah kaldırılan yazı.. ve hemen taşınma işlemleri. Neden olaylar bu kadar hızlı ilerliyordu ki. Şüpheye düşmüştü Enes ama umursamdan evine girdi.Acıktığını hissettiğinde mutfağa girmek için ayaklandığı sırada kapısının çalmasıyla şaşırmıştı.
Normal yaşadığı.. şehir içinde olan evinde bile kapısı hiç çalmamıştı fakat burda daha evine tamamen taşınmadığını düşündüğü kişi kapısını çalmıştı.
En azından o eve taşındığını düşündüğü kişi olduğunu düşündü kapının diğer tarafında ısrarla zille cebelleşen kişinin.Kapıyı açtığında yüzünde koskocaman bir gülümsemeyle saçlarının görmesini engellemeye yüz tutmuş birisini görmeyi planlamıyordu. İçinden saçlarını görmeme yolunda mı uzatıyorsun demek geçmişti.
Neden saçları bu kadar uzundu ki. Uzun olmasını geçtim hepsini gözlerinin üstüne bizzat getirmişe benziyorlardı.
Dünya'yı görmek istemeyen bir insan psikolojisi olduğunu düşündü.Karşısında ki beden konuşmaya başlayana kadar bir sürü şey düşündü Enes. İstemeden beyni sürekli düşünüyordu. Engelleyemiyordu bunu.. bu yüzden fazla yoruluyordu işte.
Karşısında sabırsızla konuşmaya başlayan kişi. Kendini tanıttığında. Enes'inde kendini tanıtmasını istemişti. Fakat Enes sadece 'ben Enes' demekle yetinmişti.
Adının Kaya olduğunu öğrenen Enes iletişim kurmak istemiyormuş edasıyla ve bütün soğukkanlılığıyla onun hevesinin geçmesini ve bir an önce defolup gitmesini bekledi.'Beni içeri almıcak mısın Enes?'
Kafasını olumsuz cevap alıcağını ama bunu istemediğini belli edercesine tedirgin bir şekilde kaşımıştı.
'Hayır'
Suratı ifadesizce karşısında kinin ne yapmaya çalıştığı anlamaya çalılıyordu.
'Neden peki beni sevmedin mi? Birlikte zaman geçirirdik. Daha çok tanırdık birbirmizi..' hala isteği devam ediyor ısrarla pes etmiyordu Kaya denen çocuk.
'Tanışmak istemiyorum. Beynim farklı şeyleri keşfetmek istemiyor. Neden bu kadar isteklisin. Git evini yerleştirsene.'
Enes fazla kırıcıydı.
İstemesede sözlerini her zaman ki gibi seçmeden dobra bir şekilde dile getirmişti.
Kaya'nın suratı düşmüştü.
Fakat bunu umursayan biri yoktu karşısında.
Bunu fark ettiğinde pes etmişti işte.