[ARKADAŞLIK]
Her zaman olduğu gibi yürüyordu Seoul'un sokaklarında.Yağmur yağıyordu usul usul.Gözyaşları belli oluyordu yağmura rağmen.Gün ışığı etrafı aydınlatsa bile onun ruhunu aydınlatamamıştı.
Bazı insanlar çok iyi yalan söyler.Bazıları ise berbat.O iyi yalan söyleyenlerdendi.Ama ben hiçbir zaman onun yalanına inanmazdım.Tüm dünyayı inandırsa da beni asla o yalana inandıramazdı.
Onun en büyük yalanı ne miydi?Onun en büyük yalanı ağzından çıkan tek bir kelimeden oluşuyor.
"İyiyim"bu onun insanların onu umursamaması,insanların kendisi için üzülmemesi için söylediği en iyi yalandı.Evet herkes yapabilir fakat hiç kimse üzgün olduğunda dâhi onun kadar gülümseyemez.
Yine koşmaya başlamıştı.Duygularını kontrol edemediğinde yaptığı bu hareketi onu sakinleştiriyordu.Üstündeki ceketin kapşonunun çıkmasını umursamadan koşmaya devam etti.
Yalnızca bundan üç ay önce cıvıl cıvıl olan o,şimdi siyahlara bürünmesi ile dikkat çekmesine rağmen eğleniyormuş gibi davranıp,diğerlerini de güldürüyordu.Kırılgan ruhu onu ele veriyordu.Güçlü görüntüsü ağlayınca yerle bir oluyordu.Peşinden koşuyordum.Artık onu durdurmalıydım.
"Hey!Hoseok!"
"Hoseok dur!"
"Hoseok yavaşla!"
"Hoseok dur artık!Dur konuşalım!Ne oldu ha?!"en sonunda durmuştu.Koşarak karşısına geçtim.
"Hyung.Ne oldu iyi misin?"
"Tae-ehyung.Yoruldum.Artık çok yoruldum.Dayanamıyorum ben."
"Öyle deme hyung gel bize gidelim."itiraz edecek bile hâli yoktu.Yıpranmıştı ve yıpranmaya devam ediyordu.
Onu ailem ile yaşadığımız eve getirmiştim.Koltuğa oturttum ve içeriden havlu alıp geldim.Havluyu uzattım ve onu incelemeye başladım.O ise saçlarını kurutuyordu verdiğim havlu ile.
"Hyung?"dediğimde bakışları beni bulmuştu.
"İyi misin?Ne oldu?Anlatmak ister misin?"dediğim anda tekrar hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı.Kafasını omzuma yaslayıp gözyaşlarının üzerimi yaşartmasına izin verdim.
"Tae."
"Hyung."
"O da beni terk etti."
"Kim?"
"Soyeon.Beni ailem gibi terk etti Tae."üç ay önce Hoseok ailesini bir trafik kazası sonucunda kaybetmişti.O günden sonra tavırları fazla değişmemişti.Siyah giyinmeye başlamıştı.
"Kendini çok üzme hyung."
"Nasıl üzülmeyeyim Tae ben onu çok seviyordum.Kimsem kalmadı Tae.Anlamıyor musun?Yine yalnız kaldım."
"Bu söylediklerin fazla saçma hyung.Ben neyim burada?Arkadaşdan öteyiz biz.Yalnız falan değilsin ben hep senin yanında olacağım.Ve her şeyi birlikte atlatacağız.Tamam mı?"
"Niye sende gitmiyorsun Tae.Herkes gibi..."
"Böyle söyleme hyung.Sadece hain kaderin oyunu.Senin yenilmeni istiyor.Neden onu birlikte yenmiyoruz?"
"Cidden nasıl bana bu kadar güvenebiliyorsun?Bunu başarabileceğim fikrine nasıl kendini inandırıyorsun?"
"Sende inanıyorsun hyung."
"Ben artık hiçbir şeyim Taehyung.Bu hayatın çöpü bile değilim ve olmakta istemiyorum."bakışlarımı gözlerine çıkardığımda çok bitkin gözüküyordu.
5 yıl sonra...
(Hoseok'un anlatımıyla)
Sahnede hepimiz şarkı söylüyorduk.O kadar çok hayranımız vardı ki.Şuan yaşadığım daha doğrusu yaşayabildiğim bütün hisleri Taehyung sayesinde yaşıyorum.Bundan beş yıl önce yanımda olmasaydı ve benim arkadaşım olmasaydı kesinlikle şuan yaşamıyor olurdum.O gün beni yeniden hayata bağlamıştı.Şuan ise hayranlarımıza bakarak ağlıyordu.Hızlı adımlarla onu kendime çekerek sarıldım.Mutluluktan bile ağlamasını istemiyordum.-Jeonbyul
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MYBOYKTH•Jeonbyul
FanfictionBu kitap @myboykth 'un düzenlediği yarışma için yazılmaktadır. Başlangıç tarihi:12.05.19. Bitiş tarihi:(?)