Mehmet: asıl sen ne yapıyorsun burada ?
Kazım: beni senin annen gönderdi sen eve gelmeyince çok korktu beni çağırdı bende seni ararken her zaman takıldığınız çay bahçesine geldim en son seni orada görmüşler ben de orada gezinirken ağaçların arasındaki kulübeyi gördüm belki buraya gelmişinizdir diye geldim ama gelmez olaydım şuraya bak kafamı kırdın.
Mehmet: tamam tamam gel içeriye bir katana bakalım
Kazımla mehmet birlikte birlik te kulübeye doğru yönelmişler kazımda acılar içinde kıvranarak iki elini kanayan yaranın üstüne kulübeye doğru yürümüşler tabi bütün bunlar olurken Zeynep'in babasının bir adamı bu olan biteni izlemiş ve Zeynep' in burada olduğunu tahmin etmiş adam bir telaşla bu olan biteni Zeynep' in babasına anlatmak istemiş sanki arkasından bir kovalayan varmış gibi koşmaya başladığında ise çalılık seslerini duyan pınar Burada birisi var bakın kaçıyor diye haykırmış yaşlı amca hemen silahını kapıp koşan adamın peşine düşmüş dur diye haykırmış ama koşan adam buna aldırış etmeden koşar adımlarla hızlı hızlı kaçmaya devam etmiş yaşlı adam bir daha dur diye haykırmış çok iyi bir nişancı olan yaşlı adam dizinin üstüne yavaşça çökmüş bissimillahirahmanrihim mırıldanarak adamın tam ayağından vurmuş ve adamın yanına yavaş yavaş yürüyormuş sanki dağa yürüyüşü yapıyormuşçasına ilerlemiş adam ın yanına gelindiğin de ise adam acılar içinde kıvranıyormuş yarlı olduğuna aldırmayan yaşlı adam yerden kaldırıp iyice bir sirklermiş adam çok acı çektiği için yalvararak adeta yaşlı amcanın ayaklarına kapanmış yaşlı amca onu ayağa kaldırıp kulübeye götürecekmiş adam ayağa kalkıp seke seke kulübeye doğru acıyla gidiyormuş ikisi birlikte kulübeye girmişler mehmet ‘in çok sinirli kişiliği olduğu için adeta bir ejderha gibi burnundan soluyormuş yaşlı amca bir sandalye bulup adamı oturtmuş adam yaralı olduğu için yarısına pansuman yapılması gerekirken pansuman yapmamışlar ve ondan bir şart istemişler eğer bu şartı yerine getirirse yarasına yapacaklarmış ondan şu şartı istemişler Zeynep ‘in babasını arayıp ondan hiç bir iz bulamadığını söylemesi gerekiyormuş isteneni de yapmış ve adamın yaralarına pansuman yapmak için malzemelere ihtiyaç varmış bu malzemeler sargı bezi batikon ve oksijenli su ama yara silahla olduğu için daha çok malzemeye ihtiyaç varmış ve bu malzemelerin yarısı kulübede yokmuş o malzemeleri almak için ise eczaneye gitmesi gerekiyormuş herkes kim gidecek diye düşünürken mehmet ben gidiyorum söylemiş tam elini kapının koluna atığı anda arkasından Zeynep seslenmiş
Zeynep: Dikkatli ol
Mehmet: tamam
O sırada kafasından yaralanmış kazımı herkes unutmuştu kazım acıyla bağırdı
Kazım: hey beni unuttunuz diye haykırdı
Mehmet yüzünde hafif bir gülümsedi ve cevap verdi
Mehmet: hayır kazım tabi ki seni unutmadık
Mehmet tekrar kapıya yöneldi ve dışarı çıktı yalnız unuttuğu bir şey vardı Zeynep ‘in babasının onları alma ihtimalleri vardı kulübeden iyice ayrıldıktan sonra aklına geldi eczane den gereken malzemeleri almak için para gerekti tam kulübeye gitmek için arkasını döndüğünde Zeynep'in babasının adamları' kendisini takip ettiğini anladı ama
