Doğa: Sayısalcı bey hiç sorun yok ben biraz abarttım sanırım.
Sayısalcı: Hayır, Sen Haklıydın gülüm.
Sayısalcı: Buluşmaya var mısın?
Ney? Harbiden mi lan.
Sayısalcı: Ama bir şartla.
Doğa: Neymiş o?
Sayısalcı: Buluşcaz ama Sen bana hiç bakmayacaksın, gözlerin hep kapalı olucak.
Doğa: Iyi ozaman tamam.
Sayısalcı: Söz mü?
Doğa: Söz.
Doğa: Nerde buluşcaz?
Sayısalcı: Sizin Evin az ilersinde sahilde park var oraya gel şimdi.
Doğa: Geliyorum.
Uygulamadan çıktım. Saate baktım 17:45 idi. Mervelere sınav calısmaya giderim yani ne var? Merve diye arkadaşım yok ki be. En iyisi Su demek. Evet Evet.
Üstümü değiştirip çantama test kitaplarını doldurup hemen odamdan çıktım, Annem yemek yaparken yanağından öpücük kondurdum.
Annem gülümseyip "Nereye güzellik" dedi. Şov zamanı hadi bakalım Doğa!
"Annem ya Ben Suya hemen gidip gelmem gerek" dedim şirince gülümseyerek. Kaşlarını çatarak "Nedenmiş o?"
"Anne yarın sınav var, Sen hep bana çalış demiyormusun Hem son senem zaten iyi değerlendirmem gerek."
Annem çenemden usanmış bir şekilde "Tamam git. Ama 9'dan önce eve gel."
Kafamı sallayıp hızlıca evden çıkıp sahildeki parka doğru yöneldim.
Telefonuma bildirim düştü.
Sayısalcı: Nerdesin?
Doğa: Az kaldı ya,
Doğa: Sen nerdesin?
Sayısalcı: Geldim sayılır.
Sayısalcı: Sen ağaçların oraya geç ben geliyorum.
Doğa: Tamam.
Hadi bismallah. Sahildeki parka adım attım, Etrafıma bakındım. Rastgele bir ağaca geçtim arkamı dönüp gözlerimi kapattım, O kadar heyecanlıydım ki, Elimi Kalbime götürdüm.
Arkadan bir el bana doğru sarıldı. Kafasını boynuma gömdü. Huzur musun lan sen. Gözlerim kapalı bir şekilde ona doğru döndüm, ellerimi yanağında gezdirip okşadım, Kafalarımızı birleştirdik Burnumu burnuna dokundurdu, nerdeyse öpüşecektik az kaldı. Sessizliği bozan ben oldum. "Ses versende artık o sesini duysam" dedim. Gülme sesi duydum gülüşünü yediğim.
