¨21¨

307 21 18
                                    

tytrack gidelim bakalım, randevuya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

tytrack gidelim bakalım, randevuya...

10k beğeni 7.9k yorum

mshitnet lütfentahminettiğimkişiolsunlütfentahminettiğimkişiolsunlütfentahminettiğimkişiolsunlütfentahminettiğimkişiolsun

winniethepooh hadisene bir hazırlanamadın ya

tytrack @winniethepooh bisiktirol

winniethepooh @tytrack terrbiyesizzz

lionmark 👍

tytrack @lionmark 👍

daha fazla yorum görüntüle

***

mkyaoi;
engellesene beni


tytrack;
niye?


mkyaoi;
sinir oluyorum sana 
görmek istemiyorum
engelle işte


tytrack;çok istiyorsan kendin engelle


mkyaoi;
pisliğin tekisin


tytrack;
ne yaptım ben şimdi?


mkyaoi;
hiçbir şey
şerefsiz.


tytrack;
haydaaa

(iletildi)



***

lionmark sevimli tipine aldırmayın birazdan ölümüm olacak -minhyung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

lionmark sevimli tipine aldırmayın birazdan ölümüm olacak -minhyung

358 beğeni 70 yorum

yuyutata mark bunu görmesin sdlşksdsdf

winniethepooh eniştelerin en sevimlisi yaaaaaaaa

lionmark @winniethepooh tek yumurta ikizi olduğumuzu biliyor muydun?

mkyaoi sen ne karıştırıyorsun böcek

mkyaoi @winniethepooh düzgün konuş.

daha fazla yorum görüntüle

***

"Minhyung hemen konuşmazsan yemin ederim seni bu bıçakla deşerim." tehdidimin ardından gözleri kocaman açıldı.

"Ya ama daha Sicheng'e kavuşamadım ben!" gözlerimi devirdim. Aptal çocuk.

"Geri zekalı. Dökül hemen!" dudaklarını büzdü.

"Ama anlatırsam biriciğime ihanet etmiş olurum." inanmaz gözlerle ona baktım. Kardeşinin arkasından iş çevirebiliyordu ama elin çocuğuna kardeşi için ihanet edemiyordu!

"İyi, ne halin varsa gör ben gidiyorum." sırt çantamı alıp ayaklandım. Minhyung da peşimden kalkmıştı.

"Ama Mark ne olur beni anlasan? Söyleyemem işte!" gözlerimi devirdim.

"Umurumda değilsin." kolumdan tutup çekiştirdi.

"Mark hadi otur yerine. Bak sonra bana çok dua edeceksin!" sertçe ona baktım.

"Oturmuyorum. Bırak kolumu." gözleri arkamda bir yere takıldı ve sırıtmaya başladı.

"Tamam istediğin gibi olsun. Git hadi." kaşlarımı kaldırdım ve sorarcasına baktım. O da karşılık olarak beni sırtımdan ittirmişti. "Gitsene!" tısladım.

"Dengesiz." beni umursamayıp masaya geri döndüğünde omuz silkip önüme döndüm ve çıkışa doğru yöneldim. Başım yerdeydi ve uzunca bir süredir yaptığım gibi yine Taeyong'u düşünüyordum. Bugün biriyle bir randevusu vardı. Gerçek bir randevu, bizim çıkamadığımızdan. Belki de şu geçen ki çocuklaydı ve yüksek ihtimalle mutluydu. Neden olmasın ki zaten? Sanki bunun için bana ihtiyacı varmış gibi...

"Selam." kaşlarımı çatıp bakışlarımı karşıma diktim. Tanrım, onunla aynı mekana gelmemiz beni ne kadar sevdiğinin bir göstergesi mi? Pardon, nefret ettiğinin diyecektim.

"S-sen... Ne işin var burada?" Elini siyah saçlarına attı ve karıştırdı.

"Randevum var." boş boş baktım.

"Eee? Bana ne bundan?" dudaklarını ısırmasından gergin halini anlamıştım. Anlamıştım da, neden gergindi bu çocuk?

"Şey, randevum seninle." kaşlarımı kaldırdım.

"Ne?" elini kalbine koyup ovaladı.

"Ani tepkiler vermesene! Kalbim yerinden çıkacak şimdi." şaşkın bir şekilde güldüm.

"Dalga mı geçiyorsun?" uzanıp elimi tuttu. 

"Mark benimle çıkar mısın?"  gözlerimi kırpıştırdım.

"Ha?" tekrar dudaklarını dişledi ve hızlıca yüzüme yaklaşıp dudaklarıma sıcacık bir öpücük bıraktı.

"Benimle bir randevuya çıkar mısın?" yanaklarım al al olurken gözlerim dolmuştu. Titrek bir nefes verdim.

"Bunun bedelini ödeyeceksin." eli çenemi okşadı.

"Sen ödeteceksen öderim." ellerimi göğsüne koydum ve hafifçe ittirdim.

"Pisliğin tekisin."

"Ama seni seviyorum." yutkundum.

"Git buradan ya." ona gitmesini söyleyip kendim dışarı çıktığımda kolumdan tutup kendisine çekti ve bu sefer uzun soluklu bir öpücük başlattı. Ellerim otomatik olarak omuzlarına yerleşmişti. Onunkiler de yanaklarımdaydı. Tatlı tatlı dudaklarımı ıslatıyor ve parmaklarıyla güzelce yanaklarımı seviyordu. Öpüşü ağlamak istememe sebep oluyordu. Yavaşça ayrıldı benden.

"Şimdi de gideyim mi?" başımı olumsuz anlamda salladım ve tuzlu bir damla dudaklarıma ulaşmışken bu sefer ben onu öptüm. Ve biliyordum, bu onu son öpüşüm olmayacaktı.


***

markyong kavuştuğuna göre biraz da winmark'a çalışalım :>

sonra final :>

nasıl final vericem :'<

yaoi 'markyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin